Güncelleme Tarihi:
Gezgin ruhunun, birbirinden farklı limanlara uğradığını düşünüyor. Tempo dergisi onunla birlikte o limanlara yol aldı. Mehmet Turgut’un objektifinden yansıyan Ergüder çok şaşırtacak.
NE ZAMAN BİR SAVAŞ FİLMİ İZLESEM...
“Asla kötü bir karakteri canlandırmayacağım” dedi ama söz konusu Marie Antoinette olunca, bu kararından vazgeçti Canan Ergüder... “O bir kraliçe! Dünya tarihine bakınca inanılmaz sükse yaratmış bir insan!” sözleriyle anlattı onu canlandırma nedenini de...
Ergüder reenkarnasyona inanıyor ama “Bundan önceki hayatımda kraliçeydim” diyen kadınlara bıyık altından gülüyor. Belli ki pek çok kadının, asil bir ruha sahip olduğunu sanması ona eğlenceli geliyor. Ve içindeki mücadeleci ruh ortaya çıkıyor: “Ben kraliçe filan değildim ama kesinlikle bir kadındım ve kesinlikle savaşı deneyimlemiş bir kadındım. Ne zaman bir savaş filmi izlesem bunu hissediyorum.”
GEYŞALAR FAHİŞE DEĞİL
Yeşil gözlü geyşa olur mu? Kahverengi lens taksak belki. Ya da photoshop’la değiştirsek göz rengini? Ama oldu. “Neden yeşil gözlü geyşa olmasın? Hem farklı bir şeyler yapmak istemiyor muyuz? Bizim geyşamız da yeşil gözlü olsun” dedi.
Ve Canan Ergüder yoğun uğraşlar (üst üste üç peruk, beyaz pudra ve uzun süren makyajla) sonunda istediği gibi bir geyşa oluverdi: “Bu karaktere girmeyi çok istedim; çünkü çok farklı bir kültür. Geyşaların fahişe olduğu yönünde yanlış bir kanı var. Ama onlar fahişe değil!”
BENDEN YAVUZ SULTAN SELİM OLUR
Farklı bir karaktere bürünmek istiyor Canan Ergüder.
“Neden bir erkek olmasın listede, mesela bir padişah! Hem yüzüm de kemikli, pekâlâ bir erkek olabilirim! Zaten hep bir erkeği oynamak istemiştim” diye konuşuyor.
Onlarca kostümün arasından gözümüze yemyeşil, ihtişamlı bir kaftan ilişince “Buldum!” diyor heyecanla:
“Padişah olmalıyım. Aslında benim olmak istediğim sultan, Fatih Sultan Mehmet’ti; en sevdiğim tarihi karakter; çünkü ıstanbul’un fethi gibi inanılmaz bir şeyi başardı!”
Kavuğu başına takıp, bir de takma bıyık bulunca tam bir padişah oldu Canan Ergüder.
“Şöyle yandan baksana; benden Fatih değil de Yavuz Sultan Selim olur. Hem o da Fatih kadar şatafatlı!”