Çanakkale ruhu

Güncelleme Tarihi:

Çanakkale ruhu
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2011 00:00

Sinan Çetin’in, çekimlerine geçen yaz başladığı ve bu yaz tamamlayacağı filmi ‘Çanakkale Ruhu’nun Durusu’daki platosundayız. Siperlerin, askerlerin, silahların, bombaların arasında üç saat geçiriyoruz. Film anneleri İngiliz, babaları Türk, öz be öz iki kardeşin Çanakkale Savaşı sırasında birbirlerini öldürmesini anlatıyor.

Hikayenin temelindeki aileyi canlandıran Haluk Bilginer, Wilma Elles ve de Sinan Çetin’in oğulları Orfeo ve James’le konuşuyoruz. Ne bu ne de öteki dünyada geçiyor konusu. Herkes Araf’ta, her şey rüya sanki! Yeşil elmalar ısırıldığında içinden kan fışkırıyor. Demedi demeyin ezber bozacak, akılda kalacak, çok etkileyecek bir film geliyor

SİNAN ÇETİN
Çanakkale’de Türkiye’nin geleceği öldü


Çanakkale’deki çocuklar ölmeseydi bugün Türkiye çok başka bir Türkiye olurdu. Filmin iddiası bu. Çok değerli bir kuşak gitti orada. Çok zeki, çok duyarlı, çok olgun çocuklar ziyan oldu. Türkiye’nin geleceği öldü orada. Bütün savaşlar için aynı fikirdeyim aslında. Kendime Çanakkale’yi seçtim. Bir de inanın oğullarım diye söylemiyorum; Orfeo ve James bu filmde müthiş. Biri inanılmaz iyi bir komedi oyuncusu, diğeri de jön. İnanılmaz oynuyorlar.

HALUK BİLGİNER
Aslında filmdeki herkes ölü


Sinan iki ya da üç ay önce bahsetti bu filmden. Geçen yaz çektiği planları anlattı. Özellikle bir sahne var ki beni benden aldı. Son sahne. O plana çok inandım. Bir de anlatmak istediği hikayeyi sevdim. Savaşların bu gencecik çocukları nasıl aramızdan alıp götürdüğünü anlatıyor. Türkiye’de seçmen yaşı 1995’te 18’e indirildi. Daha önce 21’di. Düşünün seçmen yaşı 21 ama askere gidip ölme yaşı 20! Çanakkale kuşağı böyle bir kuşak. Hatta o zamanlar seçmen yaşı 25. Seni savaşa gönderecekleri seçemiyorsun ama savaşa gidip ölüyorsun.
Filmde savaşta ölen çocukların babasını oynuyorum, adım Kasım. Anneleriyle onlar küçükken boşanmışız. Biri benim yanımda büyüyor, diğeri İngiltere’de annesinin yanında. 1915’te Çanakkale Savaşı’nda bu çocuklar birbirlerini öldürüyor. Yanımda büyüyen oğlum Osman’ı savaşa ben gönderiyorum. Daha doğrusu onu “Her Türk asker doğar, vatan için gerektiğinde seve seve canını vermelisin” cümleleriyle büyütüyorum. Savaştan kısa bir süre önce ben ölüyorum, oğlum da vasiyeti yerine getirmek için henüz 16 yaşında savaşa katılıyor. Diğer oğlum James’in amacı benden intikam almak. Çünkü annesi o küçükken intihar etmiş. Benim yüzümden intihar ettiğini düşünüyor. Türklere ve dolayısıyla babasına gününü göstermek için geliyor Çanakkale’ye. Yaşı daha 18. Aslında filmde herkes ölü. Ben ölmüşüm, eşim Katherine intihar etmiş. Ölü olarak Çanakkale’de siperlerin arasında dolaşıyoruz. Oğullarımızın birbirini öldürmesine engel olmaya çalışıyoruz. Bu filmi izleyenlerin ezberlerinin bozulmasını dilerim.

WILMA ELLES
Set bitiyor filmin üzerimdeki etkisi geçmiyor


Üniversitede oyunculuğun yanı sıra siyaset ve İslam bilimi de okudum. Savaşlar üzerine iki ödev hazırlamıştım, bu konu için bazı geceler uykusuz kaldım. Bu film bana o tezleri anımsattı. Sinan Çetin biz tanışmadan önce daha önceki çalışmalarımı izlemiş zaten. Beni görür görmez de, aradığım oyuncuyu buldum dedi. Bir yönetmen olarak ondan çok etkileniyorum. Çok da şanslı; bulut istiyor bulut çıkıyor, güneş istiyor güneş... 48 saat hiç ara vermeden çektiğimiz oluyor. Hiç şikayetçi değilim. Çünkü ben oynayarak mutlu olan insanlardanım. Herkes beni ‘Öyle Bir Geçer Zamanki’nin Caroline’i olarak tanıdı. Bu filmde farklı bir karakteri, evlatlarının ölmemesi için bir şeyler yapmaya çalışan anneyi oynuyorum. Beni çok etkiledi. Set bitiyor, etkisi geçmiyor. Kendime sık sık, “Wilma bu bir film” diyorum ama olmuyor. Galiba tüm bunlar Sinan Çetin’in fazla gerçekçi olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca Haluk Bilginer’le oynamak çok büyük şans. Çalışmadan önce herkes ne kadar muhteşem olduğunu anlatmıştı ama az bile anlatmışlar. Ve herkese “Asla umudunuzu kaybetmeyin” diyorum.

ORFEO ÇETİN
Para kazanıyoruz ama bir yere kadar

Gerçek hayatta da birimiz daha Türk, birimiz daha yabancıyız. Ben Cihangir’de büyüdüm. Daha sokak çocuğuyum. James daha elegan ve sessiz. Bu sene liseyi bitiriyorum. Babam filmi çekmeye geçen yaz başladı. Hep aynı havada çekmek istediği için bu yaz bitiyor. Biz oynadık çünkü filmde aralarında iki yaş fark olan bir ağabey kardeşe ihtiyaç vardı. Birbirlerine benzeyeceklerdi. Bu çocukların babalarının Türk annelerinin yabancı olması gerekiyordu. Yani babamın çok da fazla seçeneği yoktu. Zor bir rol benim için. Bundan 100 yıl önce benim yaşımdaki bir çocuğun nasıl davranacağını bilmiyorum çünkü. Araştırma yaptık. Çok etkileniyorum çekimlerden. Rüyalarıma giriyor. Para kazanıyoruz ama bir yere kadar.

JAMES ÇETİN
Holywood’da şansımı deneyeceğim

Ben ‘Romantik’te de oynadım. Bu, ikinci uzun metrajım. Ama ikimizin de 30’ar, 40’ar reklam filmi deneyimi vardır. Evde bizimle konuşurken bile elinde kamerayla gezinen bir babanın oğullarıyız zaten. New York’ta sinema okuyorum. Bitirmeme iki sene var. Kendi kısa filmlerimi çekmeye başladım. Oyunculuk ve yönetmenlik arasında gidip geliyorum. Galiba ikisini de yapacağım. Okul bittikten sonra şansımı Hollywood’da da deneyeceğim. Bundan daha iyi bir deneyim olamaz benim için. Yaz tatilimin tamamını hiç ara vermeden sette geçirebilirim. Babamla çalışırken çok rahat olduğumuz bir gerçek. Ama bu şımarabiliyoruz anlamına gelmiyor. Zaten babamın olduğu herhangi bir yerde disiplin sorunu asla yaşanmaz. Bu bizim için de böyle.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!