Güncelleme Tarihi:
CANLI YAYINDA BÖYLE EVLENMİŞLERDİ (FOTO-GALERİ)
Neden müzik kariyerinde hiç fırtınalar estiremedin sen?
- Çünkü assolist olarak sahneye çıktım. Yani yaşımdan çok daha ağır bir sorumluluk üstlendim. Dolayısıyla bu mesleğe 1-0 yenik başladım. ınsanlar beni hemen kabul edemedi, çünkü 19 yaşında assolist olmuştum. Bu anlamda çok eleştirildim. Bunları aşmam zaman aldı. Kendimi geliştirmek için çok uğraştım. şu an müzikal anlamda çok iyi bir noktada olduğumu düşünüyorum.
“Keşke popüler müzikle çıkış yapsaydım” diyor musun?
- Hayır, o zaman o modaydı, assolist oldum. Sanat müziği kültürünü de gayet iyi taşıdım. Sadece yaşıma, tarzıma o ağır kostümler uymamıştı.
Aslında “Foolish Casanova” şarkınla epey ses getirmiştin.
- Kesinlikle. O dönem ıngilizce şarkı okuyan da yoktu, dans eden de. Çocuklar, genç kızlar beni bu şarkıyla tanıdı. Sonrasında yaptığım sabah programının da çok etkisi oldu. O program sayesinde herkes nasıl bir karaktere sahip olduğumu gördü. Öncesinde benimle ilgili bir önyargı vardı. Beni çok soğuk ve ukala buluyorlardı. Herkes gerçek Petek Dinçöz’ü tanıdı.
10 yıldır müzik piyasasının içindesin. Neyi yapmak istemezdin?
- O polemikleri keşke yaşamasaydım. Benim hatam da bu... Ama insanları üzecek büyük hatalar yaptığımı düşünmüyorum.
BÜYÜDÜM, HİÇBİR ŞEYDEN KORKMUYORUM
Bir dönem medyada büyük güce sahip olan Can Tanrıyar’la tam 10 yıl boyunca beraberdin. Bütün popüler kimlikler, haklarında kötü haber yaptırırsın diye senden çekiniyordu. O gücü hiç kullanmadın mı?
- Hayır, aksine bir dönem kendimi ispatlayamamamın, anlatamamanın sebebi de Can’dır. Günay’da çıktım, Maksim’de assolistlik yaptım, iki yıl sabah programım sürdü, hepsini Can’a bağladılar. Onun sayesinde buralara geldiğim konuşuldu. Tabii ki Can’ın emeği çok fazladır ama ben kendi gücümle, azmimle bir şeyler yaptım. Ondan sadece akıl ve destek aldım, o kadar.
“Bu kadın benimle çok uğraşıyor, şuna programında geçir” dedin mi ona hiç?
- Asla! Allah yukarıda yani. Size yemin ederim ki kimsenin emeğiyle oynamadım, oynamam. Kul hakkından korkarım... Zaten Can beni işine asla karıştırtmazdı. Bir ara programının montajını benim yaptığımı bile söylediler ama... Böyle bir şey olabilir mi, ben ne anlarım montajdan!
Şu an Can’sız güçsüz hissediyor musun kendini?
- Hayır. Ben de büyüdüm, artık hiçbir şeyden korkmuyorum. Kendime, sesime, yeteneğime güveniyorum. Güçsüz değil, tam tersi çok güçlüyüm şu an...
BOŞANMA KARARINI UZUN SÜRE DÜŞÜNDÜM
Hayatının dönüm noktasındasın. Bundan sonra neler bekliyor seni?
- Çok güzel şeyler bekliyor. Benim öncelikle yalnız kalıp kendimi dinlemem, hayatımla ilgili yeni kararlar almam gerekiyordu. Boşanmak kolay şey değil. Çok uzun süre düşündüm bu kararı alabilmek için.
Boşanma noktasına seni ne getirdi?
- Can’ın gece hayatı... Ben gece hayatından nefret ederim, işim bitti mi hemen evime giderim. Türkiye’nin neresinde olursam olayım, sahneden inince İstanbul’a dönmek, evimde uyumak isterim. Bekarken de böyleydim. Tabii ki haftada bir dışarı çıkar, gece kulübünde eğlenirim. Ama bu haftada birkaç gece olmaz. Can’la 10 yıldır birlikteyiz, 10 yıldır hep bu gece hayatının savaşını verdik. O hep dışarı çıkıp eğlenmek, arkadaşlarıyla oturmak istedi. Ben de evimde film seyredeyim, evimde vakit geçireyim dedim. Bu anlamda aramızda bir uyumsuzluk vardı.
Bu da hep yalnız kalmanıza neden oldu...
- Tabii. Ben hep Can’a “Geceleri çıkma” diyordum, ama adam seviyordu. şimdi insanlar “Aman kocasının yanında gezseydi, ne olacak” diyebilir ama ben öyle yüksek müzik çalan yerleri sevmiyorum, ne yapayım? O yüzden de bu noktaya geldik. Doğru bir karar aldığımızı düşünüyorum. Çok düşündüm ve bir gün kararımı Can’a açıkladım.
ETRAFINDA PERVANE OLDUM AMA YETMEDİ
Sonuna kadar mücadele ettiniz mi bu sorunla?
- Tabii o ana kadar çok mücadele ediyorsun. “Gece hayatından soğutacağım onu” diyorsun falan, ama olmuyor. Ben etrafında pervane oldum, iyi bir ev kadını olduğuma da inanıyorum, ama bunlar yetmiyor. Gece hayatı alışkanlığı başka bir şey. Bir de ben tiroit hastasıyım. ıki yıl tedavi gördüm. Çok sakin, stressiz olmam gerekiyor.
Şimdi nasılsın?
- İyiyim ama çok zor günler geçirdim. Çocuk sahibi olmak istiyordum, en büyük isteğim buydu. Ancak doktorum bana “şu an hamile kalırsan çocuk özürlü olur” dedi. Hemen tedaviye başladım. Onu atlattım, tüm sıkıntılar gitti, derken zatürre geçirdim. Çok zor günler geçirdim Sema.
Küs müsün ona?
- Hayır, birbirimize düşman değiliz.
Çok da aşıktın..
- Evet. 10 yıl, dile kolay. Can’la tanıştığımda 18 yaşımı yeni bitirmiştim. şimdi tek başımayım.
Sen her şeyi bırakıp gittin, hiçbir şey talep etmedin, bir tek köpeklerini istedin...
- Kendime yeni bir düzen kurdum. Bir ev tuttum, dayayıp döşedim. Taşınma sırasında köpeklerimi alamamıştım. Yakın zamanda onları alacağım. Tabii zaman zaman “Keşke bunlar olmasaydı” diyorum ama olmayan bir şeyi zorlamanın da hiç anlamı yok.
Can’la dost olabilecek misiniz?
- Öyle olur gibi geliyor bana.
AYRILIK SEBEBİ ÇAPKINLIK DEĞİL
İınsanlar “Can onu rahat bırakmaz” diyor...
- Yok ya, Can öyle biri değil. Bir şey ihtiyacım olsa koşar gelir. Aynı şekilde ben de öyle. Biz 10 yıl bir yastığa baş koymuşuz. O özünde çok iyi bir insandır. Ama gece hayatına düşkünlüğü, 10 yıllık ilişkiyi bitirmiş oldu işte.
Söz verip de tutmadığı oldu mu?
- Gece dışarı çıkmayacağım diye mi? Çok verdi. Ama sözünde duramadı...
Ayrılmanızda çapkınlığın payı var mı?
- Biz çapkınlık meseleleri yüzünden ayrılmadık.
Beraberliğiniz boyunca sana sadık oldu mu?
- Ben öyle düşünüyorum. Ama bilemem...
Peki şu uçak meselesi ne? Can bir açıklamasında “Marmaris’e gidecektim, uçak kötü hava nedeniyle Antalya’ya inince, 6 saat telefonum kapalı kaldı. Petek onu aldattığımı sandı ve bu noktaya geldik” dedi...
- Onun Marmaris’e gideceğini biliyordum. Sonra “Antalya’dayım” dedi. Telefonlar da kapalı. “Bu yine geziyor” dedim ve bitirmeye karar verdim. Uçak rötar yaptı diye ben boşanmadım yani, o iş sadece sonu hızlandırdı.
BARIŞMAMIZ İMKANSIZ
Can Tanrıyar’ın şiddete eğilimi var mı? Senin şiddete maruz kaldığın konuşuluyor da...
- Alakası yok. Ben gece hayatına düşkün olduğu için Can’dan ayrıldım. şimdi istediği gibi gezsin, dolaşsın.
Barıştırmak isteyenler oldu mu?
- Tabii. İbrahim Tatlıses, Sezen Aksu, hepsi evliliğimi kurtarmaya çalıştılar. Ben istemedim. Çok düşündüm ve zor da olsa bu kararı verdim. Neden zordu, ben yalnızlığı sevmeyen biriyim. Can’la evliyken bile mutlaka evde bir ışık açıp uyurdum. Tek başıma evde kalmaya korkardım. şu an inan bana zoru başarıyorum, kendi kendime ayakta durma savaşı veriyorum, yalnızlığımla ve korkularımla mücadele etmeyi öğreniyorum. Artık evimde tek başıma kalmaya korkmuyorum. Korkularımla yüzleşmeyi öğrendim. Eskiden benim için her şeyin merkezi Can’dı. Arkadaşım, ailem, her şeyim oydu. Ama şimdi önceliğim işim. Ne özel hayat ne başka bir şey, işime sekiz kolla sarılacağım.
Ne yapacaksın?
- Güzel bir dizi film yapabilirim, TV’ye program yapabilirim.
Belki barışırsınız...
- Böyle bir şeyi asla düşünmüyorum. Düşünseydim, iki ayda geri dönerdim. Bizim bir araya gelmemiz artık imkansız.