OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 13, 2005 00:00
Özal’ın başdanışmanı Güner: Stratejik İşbirliği’nin çerçevesi limuzinde, bir seyahat sırasında yapılan özel görüşmede çizildi.Turgut Özal’ın başdanışmanı ve özel kalem müdürü Engin Güner: ‘Stratejik İşbirliği’nin çerçevesi bir limuzinde, Camp David’e giderken 50 dakikalık bir seyahat sırasında yapılan özel görüşmede çizildi.’ENGİN Güner, rahmetli Turgut Özal’ın 30 yıllık arkadaşı. Cumhurbaşkanlığı sırasında da Başdanışmanı ve Özel Kalem Müdürü sıfatı ile en yakınında olan kişi. Körfez Savaşı sonrası Özal Camp David’e davet edildiğinde, gayri resmi görüşmelere katılmak üzere yanına sadece bir kişi alabileceği söylendiğinde Turgut Bey’in aklına gelen ilk isim Engin Güner oluyor.22-23 Mart 1991 günleri Camp David’de Türkiye ile ABD arasında kurulan ‘Stratejik İşbirliği’ ittifakının hem mimarlarından, hem de özel görüşmelerin bizzat şahitlerinden birisi olması sıfatı ile Engin Güner ile bir görüşme yaptım. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı George W. Bush arasındaki toplantı vesilesiyle bugünlerde gündemden düşmeyen ‘Stratejik Ortaklık’ ve ‘Stratejik İşbirliği’ kavramlarının özünü ve ruhunu ondan dinledim.KOPACAKLAR Camp David’deki görüşmeler sırasında Özal, Türkiye’nin çevresindeki bölgedeki gelişmeleri anlatıyor. Turgut Özal; Ukrayna, Kazakistan, Azerbeycan’ı ziyaret ettiğini, tüm bu ülkelerin bağımsızlık, özerklik ve sorumluluk istediğini söylüyor. Azerbeycan ile Türkiye’nin yakınlığını vurguluyor. Ermenilerin de yıkılan SSCB’den kopacaklarını, Ermeni Devleti’nin Türkiye ile işbirliği yapmak zorunda olduğunu vurguluyor.SSCB UYARISI Sözü tekrar SSCB’ye çevirip; ‘Tüm zorluklarına rağmen doğal kaynaklara, iyi eğitimli insanlara sahip. Yaklaşık 300 milyonluk nüfusuyla 10 yıl içinde büyük bir pazar haline gelecek.’Turgut Özal, Başkan Bush’a SSCB’nin bu özelliklerinden faydanılması gerektiğini, Türkiye ile ABD’nin SSCB’deki gelişmeler için ortaklaşa tavır almaları gerektiğini söylüyor. Bush bu teklife sıcak yaklaşıyor. Bundan sonra Özal konuyu ‘stratejik işbirliği’ kavramına getiriyor.ÖNCE ALTYAPI Düşünüyorum. Özal 50 dakika içinde Irak, İran, Ürdün, Lübnan, Mısır, Ukrayna, Azerbeycan, Kazakistan, SSCB üzerine değerlendirmeler yapıyor. Engin Güner’e soruyorum:Neden Özal esas konuya gelmeden önce Bush’a neredeyse tüm bölgeyi anlatıyor?Güner tahminini söylüyor:Herhalde, Bush’a bölgede (Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar) ne kadar etkin bir lider olduğunu anlatmak istiyordu. Stratejik İşbirliği için altyapı kuruyordu.NOTU ÇIKARDI O da düşünüyor:Ancak, Bush’un soruları da onu bu bilgileri vermeye ve görüşlerini açıklamaya itti.Bush, Özal’ı bölgede akıl alınacak insan olarak görüyordu.Stratejik İşbirliği kavramı ile ilk ne zaman karşılaştınız?Özal ABD’ye uçarken önce bana ve Dr. Cengiz
Aslan’a kendisini kaç yıldır tanıdığımızı sorduktan sonra ciddi bir eda ile cebinden aldığı notları çıkardı. Ä°ÅŸte bu notlarda Stratejik Ä°ÅŸbirliÄŸi’ne neden ihtiyaç duyulduÄŸu ve ne anlama geldiÄŸi yazılıydı. Bu notları bize uçakta okudu. BUSH ONAYI Bush’un da hevesle verdiÄŸi onayı aldıktan sonra ertesi gün Camp David’de iki ülke büyükelçileri ve GüneÅŸ Taner’in de katıldığı geniÅŸletilmiÅŸ resmi toplantıda gündeme getirdi. Prensip olarak kabul edildikten sonra detaylarının uzmanlarca ÅŸekillendirilmesi karara baÄŸlandı. Peki iliÅŸkiler hangi alanlarda geliÅŸecekti?Stratejik bir iliÅŸkinin tam olarak ne anlama geldiÄŸini o anda tanımlamak istemedi. Camp David’de Türkiye’nin böyle bir iliÅŸkiye ihtiyacı olduÄŸunu ve siyasi, ticari, ekonomik ve güvenlik ile dış politikada fırsat alanlarının tanımlanması gerektiÄŸini düşünüyordu. Stratejik iÅŸbirliÄŸinin can alıcı özelliÄŸi neydi?ÖNCE Ä°STÄ°ÅžARE Engin Güner önündeki notlardan okuyor:Stratejik bir iliÅŸki, iliÅŸkiyi etkileyen belirli eylemlerin daima istiÅŸareden sonra geleceÄŸi anlamına gelmektedir. ÖrneÄŸin ABD bir Körfez ülkesinde askeri varlık oluÅŸturmadan önce Türkiye ile istiÅŸarede bulunmalıdır. Türkiye, büyük bir bölgesel diplomasi veya giriÅŸimde bulunmadan önce ABD ile istiÅŸarede bulunacaktır. Ä°ki ülkeden hiçbiri eylem özgürlüğünden vazgeçmez-egemenlikte bir azalma olmayacaktır.Stratejik Ä°ÅŸbirliÄŸi’nin bu yönü hayata geçti mi?Tabii! Körfez Savaşı’ndan önce iki lider zaten devamlı istiÅŸare ediyorlardı. Camp David’den sonra da etmeye devam ettiler. Özal bu yakınlaÅŸma sayesinde daha kolay yardım alacağını, Kıbrıs ve Ege’de daha kolay çözüme ulaÅŸacağını düşünüyordu.Hálá geçerli mi?Bence Türkiye için büyük önem taşıyor ama 1 Mart 2003 günü bitti! ABD ile stratejik iÅŸbirliÄŸini hayati deÄŸerde gören bir kiÅŸi olarak bu söyleÅŸide sadece Güner’in aktardıklarını yazdım. Kendi görüşmelerimi ve ErdoÄŸan dönemi ABD iliÅŸkilerini bu hafta boyunca üç yazıda (çarÅŸamba, perÅŸembe, cumartesi) irdeleyeceÄŸim.Washington davet ettiENGÄ°N Güner’in anlattıklarına göre, Turgut Özal ile baba George Bush, Körfez Savaşı sırasında çok yakın bir iÅŸbirliÄŸi kuruyor. SavaÅŸ sonrası Bush, Özal’ı özel bir deÄŸerlendirme yapmak üzere Camp David’e davet ediyor. Turgut Özal da, savaÅŸ sırasında Türkiye’nin ve kendisinin ABD nezdinde kazandığı itibar çerçevesinde Türkiye-ABD iliÅŸkilerini resmi bir yapıya kavuÅŸturmak üzere ‘stratejik iÅŸbirliÄŸi’ konseptini oluÅŸturuyor ve Camp David’e bu konsepti tartışmaya açmak üzere gidiyor.Yakalamazsanız yine gelirsinizENGÄ°N Güner, Baba Bush’un çoÄŸu kez Özal’a fikir danıştığını, ondan görüş aldığını söylüyor. Esasen; Saddam’ın arz ettiÄŸi tehlike konusunda Bush’u ikaz ve ikna eden de Özal. Ayrıca Turgut Özal; Ä°ran, Suudi Arabistan, Suriye, Lübnan, Kuveyt, hatta Libya liderleri ile kurduÄŸu özel irtibatlar sayesinde savaÅŸ sırasında gayri resmi bir arabulucu ve koordinatör rolü yükleniyor.Savaşın ardından; Saddam’ı teslim almadan savaÅŸa son vermelerinin hem ABD’nin, hem de Türkiye’nin aleyhine olduÄŸunu Bush’un yüzüne söyleyen yine Turgut Özal. O zaman uyarıyor:- 10 yıl içinde tekrar geriye gelmek zorunda kalacaksınız!Ä°ÅŸbirliÄŸi temelleri limuzinde atıldıHAVAALANINDANCamp David’e karayoluyla devam edilecekti. Yol 50 dakika kadar sürüyordu. BaÅŸkan Bush, ‘Yol boyunca arabada giderken görüşürüz. Ben yanıma (Ulusal Güvenlik Danışmanı) General Scowcroft’u alıyorum, sen kimi alıyorsun?’ diye sordu. CumhurbaÅŸkanı Özal, ‘Ben de Engin’i alıyorum’ dedi. Güner’e göre ‘Stratejik Ä°ÅŸbirliÄŸi’nin çerçevesi beraber bindikleri limuzinde, iÅŸte bu 50 dakikalık seyahat sırasında yapılan özel görüşmede çiziliyor. Soruyorum:- Arabada neler konuÅŸuldu?KonuÅŸmaların notlarını Türkiye adına Güner, ABD adına General Scowcroft tutmuÅŸ. Belli ki, Güner bu tarihi ve özel notları saklamış. Elindeki notlara bakarak, konuÅŸmayı satır satır anlatıyor.AMBARGO KALKSIN Güner’e göre, hal hatır sorulduktan sonra Özal genel bir resim çiziyor. Irak’ın Ankara Büyükelçisi’nin bu gezi öncesi kendisini ziyaret ettiÄŸini söylüyor. Güner, Özal’ın cümlelerini elindeki notlardan okuyor:(Büyükelçi) benden yardım istedi. Bazı gıda maddeleri ve ilaç istiyorlar. Habur’daki köprü yıkılmış. Öncelikle bunu onarmamız lazım.Özal Irak’a uygulanan amabargonun kalkmasını ve insani yardımın baÅŸlatılmasını talep ediyor.Ancak, BaÅŸkan Bush ambargoyla ilgili BM kararına atıfta bulunuyor.ACÄ°L YARDIM Engin Güner devam ediyor: Özal, Iraklılara büyük hatalar yaptıklarını söylediÄŸini, ancak Irak insanının acil yardıma ihtiyacı olduÄŸunu bildirdi. Daha sonra Özal Kuveyt’ten ne gibi istihbarat bilgileri geldiÄŸini soruyor. Soruya Scowcroft cevap veriyor. Askeri bilgileri verdikten sonra ‘Kerkük’ün büyük bölümü Kürtlerin elinde. Musul da bu durumda’ diyor.Güner devam ediyor:Zaten Özal daha önce de ‘Birkaç gün önce sınırın karşı tarafında Kürt bayrağı sallanıyordu ancak daha sonra bunun yerine Irak bayrağı asıldı’ demiÅŸti.ÃœRDÃœN’Ü SORDU Daha sonra BaÅŸkan Bush Ãœrdün’ü ve Kral Hüseyin’i soruyor. Özal Kral’ın yardımın kesilmesi nedeniyle çok üzgün olduÄŸunu söylüyor.Bush güldü ve dedi ki: ‘Bu Kral Hüseyin’e verilen bir sinyaldi. Ellerini baÄŸladık.’Güner Bush’un yardım isteÄŸini abartan Hüseyin’e verilen dersi anlatıyor. ‘Ne kadar ödememiz gerektiÄŸini söyleyemezler!’7 özel nedenGÃœNER’e göre, Özal ABD ile stratejik iÅŸbirliÄŸini ÅŸu nedenlerle gerekli gördü:Türkiye’nin 20. yüzyıl içinde AB’ye (o zamanki adı ile AET) gireceÄŸine inanmıyordu.Körfez Bölgesi ve Avrupa’nın iki ülke için de hayati önem taşımaya devam edeceÄŸine inanıyordu. NATO, o dönemde düşüşe geçmiÅŸti. ABD’nin bölgede çok çaba sarf etmek zorunda olduÄŸunu ve bu durumun böyle devam edeceÄŸini düşünüyordu.SSCB dağılmakta idi. Ekonomisine müdahale etmek gerekiyordu. Türkiye gelecek yüzyılda Avrupa’da büyük bir ülke olacağı için stratejik bir müttefike ihtiyacı vardı. Türkiye güçlendikçe istikrarsız bölgede düşmanları artacaktı. Böylelikle büyüyen Türkiye’nin ABD’ye ihtiyacı daha da artacaktı.Â
button