Güncelleme Tarihi:
“Çakal” bu yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden ödülsüz dönen birkaç filmden biriydi. Festival konusunda neler söyleyeceksiniz?
- Uğur Polat: şaşırmadım desem yalan olur, çünkü ödül bekliyorduk. Sebep taraf tutmak ya da filmin içinden birileri olmamız değil... Ben filmi ilk kez orada izledim ve çok etkilendim. Dolayısıyla “Çakal”ın hiçbir dalda ödül alamaması sürprizdi. Özellikle de İsmail (Hacıoğlu) ve senaryo için beklentim yüksekti. Ama sinema göreceli bir iş tabii.
- Erkan Can: Geçti bitti. Bunca zaman sonra konuşmamız bir şeyi değiştirmez zaten.
Senaryoda sizi çeken neydi?
- Erkan Can: Bence dramatik yapısı iyiyse, güzelse, o senaryo iyi senaryodur. Okurken kafanda bir şeyler canlandıysa, hikayeyi ve senaryoyu seversin. Bunu anlatmak da zordur; seversin ve atlarsın ateşe işte...
- Uğur Polat: Senaryo gerçekten çok iyiydi. Cast daha sonra belli oldu. ıyi ki bu filmde varız, iyi ki bu filmde bir araya gelmişiz diyorum ben...
- İsmail Hacıoğlu: Canlandırdığım Akın karakterinin beni en çok etkileyen özelliği hiç konuşmuyor olması... Daha doğrusu çok az konuşması... Bana kalsa hiç konuşmayacaktım! Konuşmasam da olurdu yani, öyle bir yanı var karakterin. Daha senaryoyu ilk okuduğumda çok etkiledi beni zaten... ıçinde bulunduğu dünyayla ilişkisi o kadar kopuk ki, söyleyecek sözü yok sanki. Beyninin içindeki soruların, düşüncelerin hiçbirine yaşadığı dünyadan cevap yok ki, neden konuşsun?
HAYATA YENİK BAŞLAYANLARIN HİKAYESİ BU
“Çakal” nasıl bir film oldu sizce?
- Erkan Can: Günümüz gençlerinin durumunu İsmail’in canlandırdığı karakter üzerinden anlatan ve üzerine konuşulması, tartışılması gereken bir film... Genç nüfuslu bir ülkeyiz ama birçok genç ne yapacağını tam olarak bilmiyor, kestiremiyor. Çıraklık ve ustalık bitti. Zaten filmdeki gibi bir mahalleda dünyaya geldiysen çok da şansın yok.
- İsmail Hacıoğlu: Hayata yenik başlayanların hikayesi oldu. Ama Akın yükselişi başka yerde arıyor.
- Uğur Polat: Bence bu filmin seyirciyi rahatsız etmesi lazım. ınsanları düşünmeye sevk edecek çünkü...
Filmin gişesi ne olur dersiniz?
- Erkan Can: İyi olacağını düşünüyoruz. Kaldı ki bazı filmler durdukça değerlenir.
Peki “Çakal”daki rollerinizden de biraz söz eder misiniz?
- Uğur Polat: Filmdeki karakterlerin hepsi aslında Akın...
Nasıl yani?
- Uğur Polat: Bütün karakterler onun geçtiği yollardan geçmiş. Ben Fahrettin’i canlandırıyorum. Celayir benim ustam, ben ise Akın’ın ustasıyım...
- Erkan Can: Celayir de usta-çırak ilişkisinden gelme biri. En tepedeki adam...
- İsmail Hacıoğlu: Akın hayatta ikinci bir şans arıyor. Ama aileden gelen bir sıkıntı var. Sonra sevgilisinin kendisini terk edişi, hayata tutunma çabası...
MAFYANIN KENDİ İÇİNDE ADALET SİSTEMİ VAR
Bu film aslında daha önce yayınlanmış mafya odaklı dizilere bir gönderme mi?
- Uğur Polat: Ben “Çakal”a mafya filmi olarak bakmıyorum. O sadece filmin fonu. Esas önemli olan, yeni bir başlangıç yapmak isteyen insanlara biz ne veriyoruz? Filmimizin gişesinin de işte bu insanlar yüzünden yüksek olması gerekiyor. Çünkü onların hikayesini anlatıyoruz. Sadece “sigarayı bırakın” kampanyasıyla sosyal sorumluluk yapılmıyor, sinemayla da yapılır o iş...
- Erkan Can: Bu alemde ne yaparsan yap, biri gelir kafana sıkar. Mafyanın kendi içinde bir adalet sistemi var ama çok sert. Kimseye suç bulamayız. Bu filmle birçok konuda konuşabilir ve birçok konunun önünü açabiliriz. Bu anlamda önemli bir film yaptık.
KISKANDIRMAK GİBİ OLMASIN AMA ÇOK EĞLENDİK
Erkan Bey, siz burada Celahir’i canlandırıyorsunuz. Hatırladığım kadarıyla “Kara Köpekler Havlarken”de de benzer bir rolünüz vardı. Buna rağmen Celahir’e özel bir hazırlık yapmanız gerekti mi?
- Erkan Can: Eveü, iki rol de birbirine benzerdi. Özel bir çalışma yapmadım ama şu kadarını söyleyeyim, senaryoyu okuduktan sonra rolü rüyanda bile yaşıyorsun. Yılların vermiş olduğu gözlemlerimizi atıyoruz torbaya, sonra çekiyoruz. Birlikteyken, çalışırken çıkıyor karakter. Oradaysanız, oynuyorsunuz.
Peki sizler için özel bir çalışma gerekti mi?
- Uğur Polat: ızlediğimiz birçok filmden ve bu tarz karakterlerden esinlenmişizdir tabie ama bizdeki karşılığını bulup çıkarmışızdır. Senaryo zaten o atmosferi bize kurmuştu.
Sette eğlendiniz mi?
- Uğur Polat: Çok.
- İsmail Hacıoğlu: Kıskandırmak gibi olmasın ama çok eğlendik.
OYUNCULUK ŞÖLENİ VE KALİTELİ GÖRSELLİK SUNDUK
İsmail Bey, siz Altın Portakal’da “en iyi erkek oyuncu” ödülüne hem “Sinyora Enrica ile ıtalyan Olmak” hem de “Çakal” filmiyle adaydınız. Sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- İsmail Hacıoğlu: Sonuçları değerlendirecek bir durum yok. Jürinin takdiriydi, ben de saygı duyarım. Ustalara çıraklık yapma fırsatını yakalamışım. Bir de ödül dersem, ayıp etmiş olurum. Daha çok film yapacağız, ödül bizim için büyük mesele değil.
Erkan Can ve Uğur Polat her fırsatta bu filmdeki performansınızdan övgüyle söz ediyor. Sizin fikriniz nedir?
- İsmail Hacıoğlu: Ustalarımla, ağabeylerimle aynı seti paylaşmak benim için onur. Öyle büyükler, öyle üstünler ki... Karşılarında oynarken onlara yaklaşabilmek için inanılmaz çaba sarfetmek durumunda kalıyorsun. Bu nedenle, bir oyunculuk şöleni bekliyor izleyiciyi. Kaliteli görsellik de cabası.
DİLİMİZ KÜFRE ALIŞTI
Filmi izleyenlerin ilk tepkileri nasıldı?
- Uğur Polat: Gösterimden sonraki söyleşide genellikle olumlu tepkiler geldi. Hatta filmdeki küfürle ilgili de hiçbir eleştiri almadık. Kullanılan sözcükler ve dil filmin amacına hizmet ediyorsa, seyirci bundan rahatsızlık duymuyor. Bizimkinde de aynı şey geçerliydi; hikaye bunu gerektiriyordu.
Filmde küfür boldu, ağız alışkanlığı oldu mu? Çekimlerden sonra da o sözleri kullanmaya devam ettiniz mi?
- Uğur Polat: Açıkçası gerçek hayatlarımızda çok küfür eden insanlar olmamamıza rağmen o sertlik bir süre daha devam etti. Eğlendik de...