Güncelleme Tarihi:
Pop müziğin ünlü ismi Emre Altuğ, iki yıllık suskunluğunun ardından içini Kelebek’e döktü. Gelgitlerin çok yaşandığı Çağla Şikel’le ilişkisi hakkında ilk kez konuşan Altuğ, "Çağla’yla gelgitleri olan çok şiddetli bir şey yaşadık. Zaman ne gösterir bilemiyorum" dedi. Sanatçı ayrıca hakkında çıkan gay dedikodularına yanıt verdi.
Eskiden gazetecilerle köşe kapmaca oynamazdınız. Pozunuzu verir, gülümser ve konuşurdunuz. Şimdi öyle değilsiniz, ne oldu?
- Bakın ben magazin programlarında görünerek prim yapmaya çalışan birisi değilim. Ben gece görev yapan muhabir arkadaşlarımla, zor şartlar altında bizleri bekledikleri için konuşuyordum. Fakat bu arkadaşların bazıları, bulunduğum yerdeki geceyle ilgili doğru haber yapmamaya başladı. Çıkan her yanlış haber, beni çok etkiliyor. Neden böyle yapıyorlar diye üç gün eve kapandığım olmuştur. Çünkü benim üzerime, benim bilgi ve birikimime oturmayan, zekáma yakışmayan bir habere insanlar inanıyor, bu da beni çok yaralıyor. Neden bana kötülük yapılmaya çalışılıyor, bilmiyorum ki!
Mesela nasıl bir kötülük yapıldı size?
- Örneğin Çağla ile el ele çekilmiş olan fotoğrafın hikáyesini anlatayım size. Biliyorsunuz Çağla ile yan yana bir tek o fotoğrafımız var, başka da yok. O fotoğrafın çekildiği gece yaşanan olayları öyle bir yansıttılar ki, beni ve Çağla’yı çok rencide ettiler. O gece biz bir kulübün içerisindeydik. Sabah 04.00’te mekándan ayrılırken, içeride olan bir muhabir bizi çekti. Fotoğrafı çeken arkadaşa dedim ki, "Sabahın dördünde, kan çanağı gibi olmuş gözlerimle, üstelik hiç izin almadan beni çekiyorsun. Bu fotoğraf seni terfi ettirmez ama benim kariyerime zarar verebilir.
Alkol almışım, gözlerim kıpkırmızı. Bu şekilde gazeteye çıkmak istemiyorum. Bu kareyi silebilir misin?" O da, "Hayır silemem" dedi. Anlayışla karşıladım. Fakat o sırada kulübün diğer ortağı bu arkadaşı tehdit etmiş. Derken iş bambaşka bir boyuta geldi ve haber gazetelerde, "Aman Çağla’yla olan fotoğrafımı yayınlamayın, kariyerim mahvolur" diye çıktı. Emre Altuğ, elinden tuttuğu kadın için böyle bir cümle kurabilir mi? Kaldı ki Çağla, Türkiye’nin en güzel kadını. Hangi akla, hangi mantığa, hangi zekáya yakışır böyle bir laf? Beni şahsiyetsiz bir erkek gibi göstermenin kime ne faydası oldu? Hiç kimseye. Sadece ben zarar gördüm.
- O yüzden de kaçıyorsunuz?
- Evet. Yaklaşık iki yıldır hiçbir gece muhabiri ile konuşmuyorum ve arka kapısı olan mekánları seçiyorum. Tabii ki, toplumun merak etme özgürlüğü, muhabirlerin de bizi haber yapma özgürlüğü var. Ama benim de kaçmak, yakalanmamak ve konuşmamak gibi bir özgürlüğüm var.
- Bu olay başınıza gelmeseydi arka kapıları kullanmaz mıydınız? Yani kaçmaz, Çağla Hanım’la çıkıp el ele poz verir miydiniz?
- Arka kapıları olan kulüpleri tabii ki, tercih etmezdim. Çağla’yla poz verir miydim, hayır vermezdim. İkimiz de özel hayatımızla gündeme gelmek istemedik. Ve yine ikimiz, özel hayatla ilgili sorulara yanıt vermek istemedik. Böyle bir karar aldık. İlişkimizin, insanların
ÇAĞLA ÖZEL BİR KADIN
Çünkü susuyorsunuz. Susmak yanlış anlaşılmalara neden olabilir?
- Ben sadece üzülmemek ve yıpranmamak için, özel hayatımı korumak istiyorum. Ne yapalım, çıkıp vıcık vıcık konuşup, her şeyimizle ortada mı olalım? Büyüklerimiz öyle örnek oluyor olabilir ama ben böyle yaşamak istemiyorum.
Ben ilişkimi şiirlerle yaşarım diyorsunuz...
- (Gülüşmeler) İbrahim Tatlıses’in programındaydım. Kendisi, "Oğlum bir şey var mı, yok mu sen de söyle artık" dedi. Ben de Nesimi’nin şiiriyle cevap verdim; "Nesimi’ye sordular o yar ile hoş musun? Hoş olayım, olmayayım, o yar benim kime ne". Ben bu şiir ile bir mesaj vermeye çalıştım. Yani "Birlikte olayım, olmayayım kime ne?" demek istedim.
Çağla Şikel de şiirin devamını okuyarak size yanıt verdi.
- "Ben yitirdim, ben ararım, yar benimdir kime ne" dedi. Ne güzel oldu ama değil mi? Bence bugüne kadar magazin basınında yer almış, çok düzeyli bir itiraf ve polemikti.
Peki Emre Bey, ilişkinizdeki son durum nedir? Ayrıldınız mı, birlikte misiniz?
Çağla Hanım bana, doğum gününüzde size yağlı boya tablo hediye ettiğini söylemişti. Onlar duruyor mu?
- Evet duruyor. Ama bir tane değil, üç tane yağlı boya tablosu var bende.
- Yeni albümünüzü ne zaman piyasaya çıkaracaksınız?
Doğum günüm olan 14 Nisan’da piyasaya çıkarmayı düşünüyorum. Güzel besteler yaptım. Yalnız bu albümde biraz sound’u modernleştirmeyi düşünüyorum. Justin Timberlake’in yeni albümünün sound’unu çok beğendim. Yaptığım çalışmalar da biraz o tarafa doğru gidiyor.
Bu kez çok kötüyüm
"Eve Giden Yol" filmi Aralık ayında vizyona girecek. Bu filmde Halit adında çok çirkin, kötü bir karakteri canlandırıyorum. . Eğer başrol olan Mahmut karakterini bana teklif etselerdi, asla kabul etmeyecektim. Çünkü o iyi bir karakterdi. Ben, bu seçimle sadece iyi çocuk rollerinin oyuncusu olmadığımı gösterebileceğim bir iş yaptığımı düşünüyorum. Halit, psikopat yapıya sahip bir ağa çocuğu. Bir kıza aşık oluyor ve kızı elde edemediği için inanılmaz kötülükler yapıyor. Eşkıyalarla takılıyor. Ve eşkıyalarla koca bir köyü yakıp, yedi tane 15-16 yaşlarındaki kızı dağa kaldırıyor, alem yapıp onları öldürüyor. İçinde tamamen hayvani duygular barındıran bir karakter Halit. Film ekibi bu işi çok iyi yaptığımı söyledi. Umarım izleyiciler tarafından da başarılı bulunurum. Ama annemle babam rolümü hiç sevmeyecekler. Babam
Mine’den etkilendim
"Gülpare" dizisindeki Mine Tugay’la birlikte olduğunuz gündeme geldi, doğru mu?
Mine benim okulumdan mezun, aynı dili konuşabildiğim bir arkadaşım. Çok yetenekli bir oyuncu. İyi bir cast olmuş ki insanlar bizi birbirimize yakıştırdı ve ortaya böyle bir dedikodu çıktı. Oyuncu olarak Mine’den etkilenmemiş olmam mümkün değil. Çünkü dediğim gibi çok yetenekli. Biz sadece profesyonel bir iş yapıyoruz. Hepsi bu.
Röportaj: Sema DENKER