Güncelleme Tarihi:
Kars’ta büyük insanlık ayıbının yaşandığı, yani İnsanlık Anıtı’nın kafasının kopartılşının hemen ertesi günü.
İstanbul’da, Beşiktaş’taki Fulya Fuar ve Kongre Merkezi’nde ArtBosphorus Çağdaş Sanat Fuarı açılışı var. Basın bültenlerinde fuarı Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın açacağı bilgisi var.
Merak ediyorum gerçekten tam da böyle bir zamanda açılışa katılıp katılmayacağını. Protesto edilme riski yüksek çünkü. Bırakın Türkiye’yi bütün dünya bu vandallığı konuşuyor.
Ne Fulya Fuar ve Kongre Merkezi tabelası ne de orada bir sanat fuarı olduğunu gösteren afiş çarpıyor gözüme. Belki de araba kullandığım için göremiyorum ama alışveriş merkezinin girişine yaklaştığımda doğru yere geldiğimi söylüyor güvenlikçiler.
Asansörle Fuar Merkezi’ne çıkıyorum. Kapı açıldığında karşımda bir performans... Platformlarda farklı şekillere bürünmüş insan bedenleri. “Tamam” diyorum, İnsanlık Anıtı’nın yıkılmasını protesto ediyorlar demek ki!
Yok değilmiş.
Nezaket Ekici fuarın açılış performansında, 22 kişilik dansçı grubuyla hazırladığı gösterisinde insan bedeninin artistik zeminde sınırlarını sorguluyormuş.
Bakıyorum sağa sola bir hareket var mı diye. Koruma, bürokrat ordusu falan...
Yok!
Kültür Bakanı seçim bölgesi İzmir’deki yoğunluğu nedeniyle son anda açılışa gelmekten vazgeçmiş. Doğrudur. Kim istemez tekrar bakan olmayı...
Standlarda bir hareketlilik.
Hayır, hayır... “Bu duruma sessiz kalmayalım, ortak hareket edip bir şeyler yapalım” diyene rastlamak mümkün değil.
Haklı olarak herkes kendi sanatçısını tanıtma ve pazarlama derdinde.
ArtBosphorus’un bu yılki teması ‘Düşler, Renkler, Gerçekler’. İlk ikisi mevcut ama üçüncü çok uzakta, Kars’ta param parça ediliyordu o dakikalarda.
ÖLMEDİ, KUZU EMZİRİYOR
Fuarda alık alık protestocu mu aradın, ne gibi işler vardı bize onu anlat derseniz...
İlk Türk avangart çizgi filmi ‘Mister A’ var mesela. Ahmet Sipahioğlu 1974’te hazırladığı filmde, “iktidar ilişkilerine ve hiyerarşik siyasi yapılanmalara eleştirel bir yaklaşım getiriyor” mesela.
Sonra, ‘Pasajist’ standında Singapur doğumlu Samantha Sweeting’in ‘Postu kar gibi beyazdı/His Fleece Was White as Snow’ adlı beş dakikalık videosu da var. Menajeriyle Fransız Pirene ormanları içinde yıkılmak üzere olan bir çiftlikte, terk edilmiş hayvanlarla yaşamış ve bu tür işlere imza atmış.
İnsanlık ölmedi dercesine, bir kuzuyu emziriyor film boyunca.
SAİT FAİK TRANSFER OLDU
Marmara Denizi’ndeki balık aleminin ve ada kuşlarıyla tek başına yürüyenlerin hikayecisi Sait Faik Abasıyanık geçen hafta sessiz sedasız yayıncısını değiştirdi. Yani transfer oldu.
Yapı Kredi Yayınları ile Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, aralarında bulunan yazar transfer etmeme centilmenlik anlaşmasını bozmadan el sıkıştılar. Sait Faik’in bütün eserleri artık İş Bankası Kültür Yayınları arasında çıkacak ve ölümünden sonra konulan Sait Faik Hikaye Armağanı’nı da varisi Darüşşafaka Cemiyeti ile birlikte önümüzdeki yıldan itibaren onlar düzenleyecek. En büyük müjdeyse bir türlü onarımı tamamlanamayan Burgazada’daki müze evi için. Kitaplarının telifine mahsuben İş Bankası yüklüce bir meblağ aktararak müzenin onarımını en kısa sürede tamamlayacakmış.