Çağdaş masal kahramanı

Hollywood'da şu sıralar en çok iş yapan oyuncuların başında gelen Lucy Liu, çekik gözlü yıldızlar furyasının son örneği. Onun hikayesi, birçok star gibi, yoksulluktan gelip zirveye tırmanmaya dayalı bir öykü. İşte ‘‘Charlie'nin Melekleri’’nin başarılı oyuncusunun bilinmeyen yönleri...

O, bir Çin masalının kahramanı. Hollywood, Çinli melez yıldız Lucy Liu'nun yaşam öyküsünü filme çekmeye hazırlanıyor. ‘‘Charlie'nin Melekleri’’ filminde ve Amerikan televizyonunda çok tutulan ‘‘Ally McBeal’’ dizisinde rol alan Lucy Liu'nun güzelliği ve oyunculuktaki başarısı herkesin dilinde.

Hollywood, her zaman Uzakdoğulu güzellere önem verdi. Özellikle Kore ve Vietnam savaşları sırasında ve daha sonra bu bölgelerde yaşanan olayları konu alan filmlerde Uzakdoğulu yıldız adaylarına şans tanındı. Ancak zamanla çekik gözlü, genç oyuncular unutuldu.

Lucy Liu, kendisinden önce Hollywood'a gelen vatandaşlarına benzemek istemiyor. Hollywood'da kalıcı olmaya kararlı. Televizyon ve sinema filmi yönetmenleri de bu orta boylu ve çekik gözlü Çinli kızın büyük mücadelelerden sonra eriştiği noktada kalmayıp, zirveye tırmanacağına inanıyorlar.

Yoksulluk dolu günler

Liu'nun çocukluk günleri inanılmaz bir yoksulluk içinde geçmiş. Lucy Liu'nun annesi başarılı bir biyokimyacı, babası da mühendis. Fakat aile Çin'den Amerika'ya göç edince, anne de baba da aç kalmamak için fabrikalarda işçilik yapmışlar. Küçük Lucy ile erkek kardeşi de anne ve babanın hayatta kalma mücadelesine katılmış. Evde katı kurallara uymak zorunda kalan küçük kız, günün birinde ünlü bir sinema oyuncusu olacağına inanmış, fakat eski kafalı anne ve baba, biricik kızlarının bu hayalini gerçekleştiremeyeceğinden eminmişler. Zaten Lucy Liu'nun bir tiyatro okulunda öğrenim görmesine de izin verilmemiş. Lucy Liu ve erkek kardeşinin Amerikan televizyonunda yayınlanan pembe dizileri izlemeleri bile yasaklanmış. Ama iki kardeş, anne ve babalarının gece gündüz çalışmalarını fırsat bilip gizli gizli bu dizileri izlemişler.

Lucy Liu, 14 yaşında bir fabrikada çalışmaya başlamış. Daha sonra ise oyuncu olma tutkusu genç kızı daha da ağır koşullar altında yaşamaya zorlamış. Hafta içinde sabahtan akşama kadar bir büroda sekreterlik yapan Lucy Liu, hafta sonlarında da bir klüpte aerobik öğretmenliği yapmış. Geceleri de bir klüpte hostes olarak çalışmış. Genç oyuncu, o günlerden sözederken şöyle diyor: ‘‘Artist olabilmek için ağır bir bedeli ödemek zorundasınız. Önce bir miktar paranız olmalı. Bu parayı sağlamak için de bulabildiğiniz her işi yapmaktan başka çareniz yok. Çünkü cebinizde paranızın bulunması, kendinize güvenmenizi sağlar. Bir stüdyonun yıldız seçicisinin odasına girdiğiniz zaman meteliksiz, çaresiz bir zavallı gibi davranmazsınız. Başınız diktir ve karşınızdaki kişiden size ekmek parası temin etmesini beklemezsiniz. Ben de öyle yaptım. Yaşadığım dairenin kirasını ödeyebilmek için bir filmde rol almama gerek yoktu. Çocukluğumdan beri, başkasının sırtından geçinmek bana ağır geldi. Annemle babamın kazandıkları parayla yaşamımı sürdürmek istemedim.’’

Hayatında aşka yer yok

Bugün Lucy Liu, Hollywood'un aranan yıldızlarından biri. Jackie Chan ile ‘‘Shanghai Noon’’ isimli filmde rol aldı. Daha sonra ‘‘Charlie'nin Melekleri’’ filminde oynadı. Filmciler, Çinli oyuncunun önümüzdeki yıllarda çok daha başarılı olacacağına inanıyorlar. Uzakdoğu disipliniyle ve batılı tutkusuyla sinema oyunculuğuna dört elle sarılan Lucy Liu'nun bir eksiği var: Şimdilik hayatında bir erkek yok...

Genç oyuncuya aşk konusunu açtığınız zaman biraz üzgün, biraz da endişeli bir tavırla derin derin içini çekiyor: ‘‘Şu sıra hayatımda hiç kimse yok’’ diyor. ‘‘Aşık olmayı gerçekten çok isterim. Fakat seveceğim erkek sinema dünyasında isim yapmış biri olmamalı. Tam aksine sinema ile uzaktan yakından bir ilişkisinin olmamasını tercih ederim. Sinemada kamera karşısında başlayan aşklar, uzun ömürlü olmuyor. Oysa ben bir kez sevip, yaşamımı o sevdiğim kişiyle tamamlamalıyım.’’

Lucy Liu'nun ailesi için aç kalma tehlikesiyle dolu günler çoktan geçmişte kalmış. Mühendis babanın artık kendi şirketi var. Anne kendi mesleğini yapıyor. Lucy Liu, yine de o mücadele dolu yılları unutmuyor. Babasının ona ‘‘İnsan kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmeli. Sadece kendi çalışmasına ve yeteneğine güvenmeli’’ sözleriyle başlayan öğütlerini ilke edinmiş...