Güncelleme Tarihi:
Hakan Bey, “Susam Sokağı Live” gösterisinde Büdü karakterini seslendirdiniz. Nasıl dahil oldunuz bu projeye?
- Projeyi hazırlayan değerli dostlarım, Büdü’yü seslendirmemi teklif etti. Karakterle ilgili bilgim yoktu, çok güzel tanıttılar, bayıldım. Burada sahnelenecek gösteri de çok eğlenceli olmuş, seve seve seslendirdim.
Seslendirirken eğlendiniz mi?
- Çok. Seslendirmeyi kahkahalarla yaptık.
Gösteri ne zaman, nerede sahnelenecek?
- 28 Kasım-2 Aralık günleri arasında Maslak TİM Show Center’da. Çok güzel bir gösteri, herkesi izlemeye davet ediyorum.
“Karakterle ilgili bilgim yoktu” dediniz. Çocukken hiç izlemediniz mi “Susam Sokağı”nı?
- Her ne kadar o döneme yetiştiysem 3de başka faaliyetler içinde olduğumdan çok izleyememiştim. Bu projeden teklif geldikten sonra internetten izledim, çok keyifli bir yapımmış. Büdü karakterine de çok ilgi duydum, bu kadar ilgi duyacağımı düşünmezdim.
“Susam Sokağı”ndaki başka bir karaktere sesinizi vermek ister miydiniz?
- Benim ses tonum ve frekansım Büdü’ye uyuyor. Başka bir karakter düşünmedim.
SERT BİR TİPİM OLDUĞUNDAN KOMEDİ İŞLERİ GELMEZDİ
“Yalan Dünya” da ikinci sezonu başladı, onun çekimleri nasıl gidiyor?
- Çok keyifli gidiyor, çok hoş bir set ortamı var ama yoğun çalışıyoruz. Sit-com’larda normalde haftada üç ya da dört gün çalışılır, bizim çekimlerimiz ise altı günü buluyor.
Canlandırdığınız Çağatay karakteri, dizinin daha ilk bölümlerinden itibaren ekran fenomenleri arasına girdi...
- Evet, çok ilginç bir karakter olmasına rağmen Türk halkı çok sevdi Çağatay’ı. Benim adıma da çok güzel bir gelişme oldu; dizinin ilk zamanlarında beni yolda gören herkes “Çağatay” diye sesleniyordu ama şimdi “Hakan” diyorlar. Yani onun bir rol olduğunun artık farkındalar. Son dönemde hiç Çağatay dediklerini hatırlamıyorum, bu da çok hoşuma gidiyor.
Yolda Çağatay diye seslendirdiklerinde dönüp bakıyor muydunuz peki?
- Refleks olarak bakıyordum tabii. Çağatay çok yaygın bir isim değil, bana seslenildiğini algılıyordum.
Bu kadar ilgi görmek, bir oyuncu olarak sizi mutlu ediyordur, değil mi?
- Bir oyuncu için karakterin sevilmesi de önemlidir. Bir de komedi çok riskli bir iştir, dramadan daha zordur. Çünkü hep bıçak sırtı gider.
Neden?
- Çünkü yavanlığa çok sapabilirsiniz. Bu yüzden zordur. Drama bana daha kolay gelir. Tiyatroda da ağırlıklı olarak drama oynadım. Sert bir tipim olduğu için bana pek komedi işleri gelmezdi zaten.
Bu diziden sonra kendinizi yakıştırdınız mı komediye?
- Ben çok keyif aldığım için tabii ki yakıştırdım. İlk komedi işim, enteresan bir deneyim oldu. Hoş oldu benim için.
ÇAĞATAY’IN HER YERİ ÇAPKIN OLSA NE OLUR!
Çağatay’ın ‘sevgılım’ lafı da herkesin dilinde. Nasıl ortaya çıktı bu ifade şekli?
- Aslında Gülse onu ‘sevgilim’ diye yazmıştı, karakter bunu nasıl söyler diye düşünürken kendiliğinden oluştu. İçinizden nasıl çıkıyorsa en doğrusu odur. Gülse de doğru vuruşa her zaman açıktır.
Çağatay karakterini oluştururken bazı ünlü oyunculardan esinlendiğiniz yazıldı, var mı böyle bir şey? Varsa kimler size esin kaynağı oldu?
- Çok değerli abilerim onlar ama hiçbir zaman isim vermedim, vermem de. (Gülüyor)
Çağatay çok çapkın bir adam...
- Ayy garibim, her yeri çapkın olsa ne olur onun! Bana sorarsan çapkın değil o, loser. Önüne gelene asılıyor, böyle çapkın olunur mu?
Olunmaz mı?
- Hayır, çapkın olan karşısındakine asılmaz zaten. Çok güzel durur, alttan alta işler, hiç anlamazsın. Çağatay yol yordam bilmiyor, ben onun adına çok üzülüyorum.
Peki çapkınlığı öğrenecek mi dersiniz?
- (Gülüyor) Onu Gülse bilir. Ama o zaman Çağatay’ı öldürür. Çağatay bir kadına gerçekten aşık olsa, çok başkalaşır. Ben onun geçmişte çok kötü bir vurgun yediğine inanıyorum zaten. Ondan sonra “Ehhh!” dedi, böyle oldu.
Siz onun bir sevgilisi olsun istiyor musunuz?
- Zaman zaman Gülse’ye söylüyorum “Yazsana Çağatay’a bir sevgili” diye, “Dur bakalım” diyor. Bu dizi bundan sonra 120 bölüm sürerse, 100’üncü bölümde olur...
HATALIYIM, GİTMEMEM GEREKEN YERLERE GİTTİM
Son dönemde magazin basınında yer alan haberlerinizin ardından “Hakan Meriçliler, Çağatay’a dönüştü” türü yorumlar yapıldı. Nasıl etkiliyor sizi bu yorumlar?
- Çok üzüyor beni. Ama benim de hatam var, gitmemem gereken yerlere gittim. Artık İstiklâl’e çıkmıyorum mesela. Gerçi eskiden de kendi arzumla çıkmamıştım, durum öyle gerektirmişti. Bir kere göz önünde bir durum oldu, sonra ucu kaçtı. Ben “Her gün biriyle beraber olayım, gönül eğlendireyim” diyen bir adam değilim.
Çağatay için çapkın değil diyorsunuz, siz çapkın mısınız?
- Ben ilişki insanıyım. İlişki seven adamım. İlişki seven adamdan ne kadar çapkın olursa, o kadarım. Hiçbir zaman skor peşinde koşmadım. Aynı anda üç-beş ilişki yaşamayı düşünmedim.
Senem Kuyucuoğlu’yla ilişkiniz çok göz önündeydi. O ilişkiye dair pişmanlıklarınız var mı?
- Hayır, yok. Benim hiçbir zaman pişmanlığım olmadı.
“Hatalıyım” dediniz ama... Bundan sonra ilişkilerinizde daha mı temkinli davranacaksınız?
- Temkinlikle ilgisi yok, ortada olmayacağım sadece. Şu an da geri çekildim zaten, ortaya çıkmıyorum.
“BEN FEUERBACH” OYUNUNDA SEYİRCİ TOKAT YİYOR
Son olarak “Ben Feuerbach” oyununuzu sormak istiyorum, devam ediyor mu o oyun?
- Evet, ediyor. Şu an Ankara’da turnesi var. Seyircinin bu oyuna gelmesini çok isterim.
Oyundaki karakteriniz seyirciden nasıl tepkiler alıyor?
- Çağatay’ı görmeye gelen seyirci, başka biriyle karşılaşıyor. İlk geldiklerinde çok gülüyorlar ama bir-iki dakika sonra bakıyorlar ki bu adam o adam değil. Bunu anladıklarında büyük sessizlik oluyor. Öyle bir tokat yiyor ki seyirci...
“Yalan Dünya” setinde çok yoğun çalıştığınızı söylediniz, tiyatroya vakit bulabiliyor musunuz bu yoğunlukta?
- Zor oluyor ama yapacak bir şey yok. Asıl mesele, çapkın adamın yapacağı işler değil bunlar. Köpek almak istedim, bakamayacağım diye alamadım düşünün. Öyle bir durumdayım.
Hiç “Yeter!” dediğiniz olmuyor mu?
- Yok, hızı severim. Hızlı bir tipimdir zaten, çok hareketliyimdir. Her yere yetişirim. Ağır olmayı sevmem.
KADINLARI SEVERİM
Set de dahil etrafınızda sürekli kadınlar var. Bu durumdan memnun musunuz?
- Evet, bir ‘kadın krallığı’ durumu var. Ben kadınları severim. Normal hayatımda da kadıncıyımdır. Çünkü kadınlar çok zeki varlıklardır. Anaç duyguları var, bu yüzden koruyucu kollayıcı insanlar. Bana daha düzgün geliyorlar.
Kadınlar tehlikeli değil midir?
- Tam teslimiyet olduğu zaman tehlikeli olabilir. Bir kadın can acıtacaksa da öldürücü şekilde acıtmaz. Kıyamaz gibi geliyor bana.
Sizin hiç canınızı acıtan oldu mu?
- Canını acıttığım da olmuştur, canımı acıtan da. Hayat bu...
SEN DELİKANLI ADAMSIN KIRMIZI PANTOLON YAKIŞMAZ
Sokakta Çağatay’la ilgili ilginç tepkiler aldığınız oluyor mu?
- Olmaz mı! (Gülüyor) En son bir taksiciyle ilginç bir diyalog yaşadım. “Abi bir şey soracağım, ekmek parası için yapıyorsunuz bu işi değil mi?” diye sordu, sonra “Afedersin abi ama sen dizide çok kadınsı giyinmeye başladın. ‘Adanalı’ dizisinde ne kadar delikanlı, ne kadar maço bir adamdın. Sana yakışmıyor kırmızı pantolonlar abi. Sen delikanlının hasosusun!” dedi. Koptum valla, öldüm gülmekten. Ben şimdi bu adama ne diyeyim ki? Adam beni çok sevmiş...