Suat KAVUKLUOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 06, 2006 00:00
Mor ve Ötesi büyük ses getiren Dünya Yalan Söylüyor’dan sonra yeni albümü Büyük Düşler ile iki yıl sonra yeniden ringe çıkmaya hazırlanıyor. Mor ve Ötesi, prodüktörlüğünü yine Tarkan Gözübüyük’ün yaptığı albümde bu kez hayat ve dünyayla ilgili dertlerini ilişkiler üzerinden ve daha kişisel bir yerden anlatıyor.
Bir önceki albümde kendileriyle ilgili neredeyse hiçbir ipucu vermeyen grup elemanları bu kez onların da herkes gibi aşık olduğunu, seviştiğini, sevdiğini, kızdığını açık ediyor.
Bir önceki albümünüzde hayatla ve dünyayla ilgili dertlerinizi çok daha direkt anlatıyordunuz. Yeni albümde kadın-erkek hikayeleri üzerinden anlattığınızı görüyoruz, bu bir tercih mi?- Harun: Bu bizim karar vererek yaptığımız bir şey değil aslında. Şarkıların oluşum süreçleri içerisinde, içinde bulunduğumuz genel duygusal ve düşünsel atmosferin getirisi oldu.
Dünya Yalan Söylüyor albümü, politik tavır ve söylemek istedikleri olarak nasıl yankılar buldu? Ve bu tepkiler yeni albüm için sizi nasıl yönlendirdi?-
Kerem Ö.: Açıkçası o albümün politik tavrıyla ilgili eleştiriler bizde pek de bir etki yaratmadı. Yeni bir albüm yaparken "Bu albümde şöyle şarkılar olacak, o şarkılar şu eksende birleşecek" gibi planlar yapmıyoruz. Dünya Yalan Söylüyor’da daha dışarıya dönük bir politik tavır varken, bu albümde ölçek değiştirmiş bir politik tavır var. Politikayı daha geniş anlamda düşünmek lazım zaten. İkili insan ilişkilerinin de politik bir tarafı var.
Bir önceki albümde kişisel ve insani taraflarınız neredeyse yok gibiydi. Bu sefer "Bu adamların da sevgilileri var, onlar da aşık oluyor, sevişiyor, kızıyor" dedim. Doğru bir tespit mi bu?-
Harun: Evet, doğru.
Dünya Yalan Söylüyor’un çok sert bir dönemde çıktığını söylemiştiniz. Bu albüm nasıl bir dünyanın, nasıl zamanların ve nasıl bir Mor ve Ötesi’nin albümü?
- Burak: O albümden bugüne dünyada huzur kavramında o kadar da büyük bir gelişme olmadı. Ama biz bir buçuk senedir en fazla birbirimizi gördük. Birçok konser verdik, birçok insanla tanıştık. Tecrübelerimiz arttı. Bu duygular da albüme geçti.
Albümün ismi Büyük Düşler artık biraz daha umutlu olduğunuzu mu gösteriyor?-
Kerem K.: Bu albüm hem müzikal, hem de sözel olarak daha parçalı bulutlu, daha çeşitlilik arz eden bir yapıya sahip olduğu için Büyük Düşler uygun bir isim. Öte yandan, büyük kabuslara göre daha pozitif tınladığı doğru.
Albümün çıkışı öncesinde, bu albümün anlattıkları ve bahsettikleriyle ilgili ilk cümleler olarak neler söyleyebilirsiniz?- Harun: Albümün iki ekseni var. Birincisi, biraz daha ilişkilerle, insanın kendisiyle ilgili. Diğeri ise, Dünya Yalan Söylüyor’u andıran, politik, dışa dönük, isyankar bir tavır. Darbe diye bir şarkımız var, albüme ağırlığını koyan bir parça olduğunu düşünüyoruz. Diğerlerinin yanında daha net ve üzerine fazlaca konuşmaya gerek olmayan bir şarkı o.
- Kerem Ö.: Bir de bu albümde rock müziğin bütün evrelerinden izler taşıyan şarkılar var.
Kerem Kabadayı (29)
Dikkatli denince o
Koç Üniversitesi İşletme mezunu. Boğaziçi Üniversitesi’nde Tarih bölümünde yüksek lisans yaptı. Kapitalist Kentleşme üzerine tez yazdı. Sanat tarihine özel ilgisi var. Şu anda İTÜ’de Mimari Tarihi bölümünde doktora yapıyor. İki sene önce yalnız kalmayı sevmiyorken, şimdi çok daha fazla yalnız vakit geçiriyor. Zamanını genel olarak çalışarak, okuyarak ve araştırma yaparak geçiriyor. Frankfurt Okulu düşünürlerini, Amerikan Marksisti İngiliz yazarları okumayı seviyor. Sinemaya gitmeyi sevmiyor, filmleri evde izliyor. Arkadaşları onu dikkatli olarak tanımlıyor.
Burak Güven (30)
Grubun
neşelisiİstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Şan Bölümü mezunu. İlk gitarını ortaokulda aldı. 1997’de gruba katıldı. Müziğin, hayatla ilişki kurmasında bir köprü olduğunu söylüyor. Doğayı ve doğal şeyleri seviyor. Kendini biraz dengesiz olarak tanımlıyor. "Uçları severim ama aynı zamanda sakinliğimi de korurum." Kırlarda dolaşmayı, denizi, bisiklete binmeyi seviyor. Herman Hesse okuyor, Björk dinliyor. Kerem Kabadayı onu "neşeli" sözüyle anlatıyor. Harun Tekin onun için "benim ve diğer grup arkadaşlarımın dış dünyayla ilişkisini kuran adam" diyor.
Harun Tekin (29)
Grubun
İçli Köfte’si
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji ve Felsefe mezunu. İlkokul dördüncü sınıfta babası gitar hediye etti, üç sene çalmadı. Babası elden çıkaracağını söyleyince aklı başına geldi. Alman Lisesi’nde okurken Kerem’le (Kabadayı) tanışıp onların müzik grubuna dahil oldu. Mor ve Ötesi böyle doğdu. Dışarıdan ukala gözüktüğünü ama içinde son derece sıcak bir insan olduğunu düşünüyor. İhsan Oktay Anar’ın çıkardığı her kitabı, küreselleşme ile ilgili yazı ve araştırmaları okuyor. Filmdeki tercihi dogma. Arkadaşları ona duygulu olduğu için "İçli Köfte" diyor. Berlin’i seviyor, Mojo’da eğleniyor.
Kerem Özyeğen (28)
Dengeli adam
Okuluyla ilgili bir şey söylemek istemiyor. "Çok övünebileceğim bir okulum yok. Kendi kendimi yetiştirdim" diyor. Onu en iyi ifade eden ve tanımlayan şeyin müzik olduğunu düşünüyor. Oğuz Atay, Charles Bukowski ve Kaan Sezyum okumayı seviyor. Tim Burton’ın filmlerini beğeniyor. Kerem Kabadayı onun için "Benim gitar tanrım" diyor. Harun Tekin "Bazen böyle bir adam gerçekten var mı diyorum. Sonra gerçek olduğunu görüyorum ve inandığım her şeye teşekkür ediyorum. Dünyada gördüğüm en dengeli adam. Daha bir kere kavga etmedik. Her şeyin üzerinde bir adam" diyor.
MİKS İNGİLTERE’DE, MASTERING AMERİKA’DA YAPILDI
Albümün kayıtları İstanbul’da Volkan Gürkan tarafından İmaj ve RMS stüdyolarında tamamlandı. Miksi Londra’daki Assault and Battery stüdyosunda Foo Fighters, Therapy, Oceansize gibi gruplarla yaptığı çalışmalarla tanınan Chris Sheldon yaptı. Mastering işlemini, Los Angeles’ta Capitol stüdyolarında Evren Göknar gerçekleştirdi.Bir derdimiz var bizimHangi konuda derdiniz var? Üç maddede sayın desem...- Burak: Benim için önemli olan üç konu var: 1, biz. 2, Türkiye. 3, varoluş
- Kerem Ö.: Adaletsizlik, şiddet ve cehalet
- Kerem K.: Ben her şeyi tek bir soruna indirgeyebiliyorum, o da kapitalizm.
- Harun: 1, yüzleşme: Hayatın her alanında, her türlü şeyle yüzleşmeler o kadar önemli ki... İki taraf da bunu yapmadığı sürece, dipteki travmalar devam ediyor ve büyük problemlere yol açıyor. 2, Sevgi ve sevme biçimlerimiz: Bu bir insanı sevmek de olabilir, vatanı sevmek de. Nasıl sevdiğimiz konusu hep güme gidiyor. Asıl önemli olan o bence. 3, Darbe şarkısı ekseninde, haksızlık ve adaletsizlik kavramlarını da darbenin yanına koyabiliriz. Toplum olarak kendi kendimize büyümekteyken yapılan bazı çok sert darbeler sonucunda dengesizleşerek geldiğimiz durum.