Gözde YILMAZ
Oluşturulma Tarihi: Ocak 17, 2007 00:00
Cem Cantaş’la boşandıktan sonra şarkıcı Yalın’la olan ilişkisiyle gündeme gelen Tuba Ünsal, televizyon için çekilen Küçük Hanımefendi serisinin üçüncü filmi Kartanesi için kamera karşısına geçti.
Uludağ’da yapılan çekimlerde zor şartlar altında çalışan Ünsal, "Artık büyüdüm ama hálá cinsel hayatımı konuşacak kadar özgür değilim" diyor.
TUBA ÜNSAL FOTOĞRAFLARI İÇİN
TIKLAYINKüçük Hanımefendi serisinin üçüncü filmi için kamera karşısına geçtiniz. Bundan önce de sizi Çalıkuşu’nda benzer bir karakterle izlemiştik...- Çalıkuşu’ndaki rolüm, Türkan Şoray’ın oynadığı bir karakterin farklı bir yorumuydu. Küçük Hanımefendi’de canlandırdığım karakteri de zamanında Belgin Doruk yorumlamıştı.
Peki, bu durum sizin için şans mı şanssızlık mı?
- Ben şans olarak yorumlamayı tercih ediyorum. Herkes çok fazla üstüme geliyor. Çün halkın inanılmaz sevdiği bir oyuncunun rolünü benim canlandırmam bekleniyor. Biraz riskli gibi geldi ama çok severek yapıyorum.
Tuba Ünsal’ın canlandırdığı bir rolü 10 sene sonra genç bir oyuncu oynarsa ne hissedersiniz?
- Böyle bir durumla karşılaşırsam kesinlikle o kişiye yardımcı olmaya çalışırdım.
Teklifi kabul ederken tereddüt ettiniz mi?
- Telefon geldiği zaman İzmir’deydim. Projeden bahsettiler, ben telefonda konuşurken ’Küçük Hanımefendi’ dedim, o sırada babam yanımdaydı. Duyar duymaz "Süper!" dedi. Ben de bunun üzerine senaryoyu okumadan kabul ettim. Çünkü Nejat Saydam’ın oğullarına emanet ettiği bir miras bu. Oğlu Sabri Saydam çekiyor ve aynı zamanda yazıyor.
ÖPÜŞME SAHNELERİNDE OYNUYORUM
Babanız da anladığım kadarıyla mesleğinize saygı duyuyor ve size destek oluyor.
- Babam her zaman beni desteklemiştir. Bizim sektörün durumuyla alakalı tedirginliği olmuştu başlarda. Çok disiplinli bir aileden geliyorum. Özellikle bu sene, genç kızlıktan kadınlığa geçişimi yaşadığım için daha fazla destek oluyor. Çünkü gelen teklifler de değişti. Önceden insanlar küçük olduğum için öpüşme sahnesi bile koyamazlardı. Artık genç bir kadını canlandırıyorum ve öpüşme sahnelerim de oluyor.
Çekimler sırasında sizi zorlayan sahneler oldu mu?
- Karın üzerinde çekilen sahnelerde donma tehlikesi atlattım. Çünkü otele döneceğimiz yol tıkanmıştı, arabayla gidemiyorduk.
Çılgın Dershane filminin çekimlerinde hakkınızda birçok haber çıktı. Biri de alkol komasına girdiğiniz yönündeydi. Bu haberler sizi incitti mi?
- Tabii ki, yalandı zaten... Hatta Hürriyet’te raporum yayınlandı. Hayatımda ilk kez bir haberi yalanlamak için yine özel hayatımla ilgili bir belgeyi paylaşmak zorunda kaldım. Benim vücudumdaki bir problemi 70 milyon nereden bilsin? Birtakım dedikodular çıkar, partnerinle haberin çıkabilir. Çünkü orada ikiliyi canlandırıyorsun. Bunlar olabilir. Ama iş ahlákıyla ilgili haberlerin çıkması beni çok rahatsız etti.
Son zamanlarda magazin gündeminden biraz uzak kaldınız sanırım.
- Ben bu işe başladığım zaman küçücüktüm. Yanımda yol gösteren bir insan yoktu. "Bunları yapma, bunlar sana zarar verir" diyen birileri olmadı. Yavaş yavaş yaşayarak bunların bana zarar verip, yaptığım işi yavaşlattığını gördüğüm anda kendimi soyutladım. Ayda bir kere dışarı çıktığım zaman, o görüntüler bir ay boyunca bütün programlara malzeme oluyor. Dolayısıyla da insanlar beni her gece dışarıda zannediyor. Artık arka kapıdan çıkmayı tercih ediyorum çünkü kimseye görüntü vermek zorunda değilim. Bu durum biraz da büyümemle alakalı...
Mustafa Sandal’la olan birlikteliğinizde sizi çok fazla kameralar önünde gördük. Şimdiki ilişkinizi ise geri planda tutuyorsunuz. Bunun sebebi büyümeniz mi?
- İnsanın değerli şeyleri kendi içinde yaşaması lazım. O zaman çok küçüktüm. Yaşadığım şeyin ne kadar önemli, ne kadar önemsiz olduğundan bahsetmeyeceğim ama şu anda emin ol ki ayrılsam da barışsam da hepsi benim içimde kalacak. Kimsenin bununla ilgilendiğini zannetmiyorum.
Bir baktım Tuba'ya aşık olmuşumTuba Ünsal’a aşık olan bir karakteri canlandırıyorsunuz...
- Ceyhun Yılmaz: Evet, filmde genelde herkes Tuba’ya aşık. Ben de aşık olayım mı diyerek gelmedim. Geldiğimde bir baktım; ben de aşık olmuşum. Çok güzel bir senaryo. Tuba’yla daha önce tanışmamıştık. Tanımadığım birine nasıl aşık rolünü canlandıracağımı düşündüm ama çok iyi dost olduk. Zaten ona bakarak kimsenin aşık rolünü oynarken zorlanacağını düşünmüyorum.
- T.Ü: Altın Portakal’da Kader filmini izledikten sonra tanımadığım halde Vildan Atasever’i aradım. "Ne kadar güzel oynamışsın" dedim ve gerçekten çok şaşırdı. Ben beğenimi insanlara söylemeyi çok seviyorum. Ceyhun oyuncu olmak istemediği halde çok yetenekli...
- C.Y: Benim kariyer planlamamda oyunculuk yoktu. İlk defa bir filmde başrol oynuyorum. Uzun yıllar insanlar beni komedyen olarak izledi. Galiba ilk defa gözü yaşlı izleyecekler.
Kadınlarımız bakire, erkeklerimiz sadıkGani Müjde ile birlikte "Normal misin?" adlı programın da sunuculuğunu yapıyorsunuz. Peki siz normal misiniz?
- Deli olmak insana hareket özgürlüğü verir. Niye normal olduğumu iddia edeyim ki! Hiç normal olmadığımı söyleyeyim ki bir şey yaptığım zaman insanlar, "Zaten normal değil" desinler. Programda Gani Müjde ile Türkiye’nin özelini, "Kaç kere seks yapar", "Ne kadar zamanda bir temizlenir" gibi soruları araştırıyoruz. Zaten araştırdığımız kadarıyla bütün kadınlarımız bakire, erkeklerimiz de kadınına sadık çıkıyor!
Özeliyle ilgili yorum yapmaktan kaçınan birinin böyle bir programı sunması çelişkili değil mi?
- Her programda çok fazla sıkıştırıyorlar beni ama ben yorum yapmıyorum. Yorumcularımız Kaya Çilingiroğlu, Pakize Suda ve Onur Baştürk, sorularla ilgili bizi de terletiyorlar. "Cinsel hayatımı konuşacak kadar özgür değilim" diyerek işin içinden çıkıyorum.