Bütün yanıtlar Hayat Erbabı’nda

Güncelleme Tarihi:

Bütün yanıtlar Hayat Erbabı’nda
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2012 00:00

İşte, aşkta, günlük hayatta çelişkiye düştüğünüz her meseleyi, içinden çıkamadığınız her derdinizi anlatabileceğiniz biri var artık. Çekinmeyin, bana açılabilirsiniz... Tek yapmanız gereken bir mail atmak.

Haberin Devamı

Bar arkadaşlıkları iyidir

Soru: 30’lu yaşlarının sonlarında, henüz evlenmemiş, bir işadamıyım. En yakın arkadaşlarım tek tek evlenmeye, çoluk çocuk sahibi olmaya başladı.
Değişen yaşam tarzları dostluğumuza sekte vurdu. Eskisi gibi dertleşemez, konuşamaz olduk. Etrafımda evli çiftler çoğaldıkça dostlarımın tek tek azaldığını fark ettim. İçki içip dertleşecek dostum neredeyse kalmadı. Koskoca adamlarız. “Bana niye eskisi kadar vakit ayırmıyorsunuz” serzenişlerini kendime yediremiyorum. Bu yaştan sonra da bardan dost toplayacak halim yok. Ne yapacağımı bilemedim.
(Ahmet Z; İzmir)

Yanıt: Size önce bir sır vereyim: Arkadaşlarınız sizinle görüşmeye devam etmek için aslında can atıyorlardır ama karıları buna taş koyuyordur, kuşku duymayın. 30’larının  sonuna gelmişsiniz, bekârsınız, gerine gerine “işadamıyım” dediğinize göre, paranız da olmalı. Bu üçü bir arada olunca insanın evli dostu olmaz zaten. Size takıldıktan sonra eve dönüp bir de dırdır mı dinleyecekler?
Arkadaşlarınızın çoluk çocuk sahibi olduklarını da söylüyorsunuz, demek ki evlilikleri giderek eskiyor. Eskimiş evliliklerde en tehlikeli şey insanın paralı, bekâr arkadaşlarının olmasıdır ki bu tipler zaten insanları yoldan çıkarmaya da meyyal olurlar.
Hem sizin evli, barklı, çocuk sahibi insanlarla nasıl bir ortak yönünüz olabilir ki?
Belki maç seyrederken bir şeyler içip, eski güzel günleri yad edebilirsiniz ama hepsi bu kadar.
‘Bardan arkadaş toplamayı’ o kadar küçümsemeyin bana sorarsanız. Bar arkadaşlıkları iyidir. Başı, sonu olmadığı için insan her şeyi konuşabilir, konuşulan da barda kalır, anlattıklarınızın ileride size karşı kullanılması ihtimali hiç yoktur. Hem unutmayın, Sandra Bullock da bir barda keşfedilmişti!

Haberin Devamı

Patronun evine yemeğe gidilmez

Soru: Patronum, eşimle beni evine, akşam yemeğine çağırdı. Elim boş gitmemek adına bütçemi sarsmayacak, şık bir hediye arayışındayım. Akla ilk iyi bir şarap veya viski geliyor. Giderken yanımda ne götürmeliyim? (Ali D; İstanbul)
 Yanıt: Bir kere patronun evine giderken içki götürülmez, adam alkole meyilli olduğunuzu düşünerek olumsuz fikirlere sahip olabilir. Pahalı şarap ve viski almak ayrıca tehlikelidir, “Bu kadar parayı bir şişeye verdiğine göre buna acaba çok mu maaş veriyorum” gibi bir düşünceye kapılma ihtimali de vardır ki, yanarsınız.
Patronun evine yemeğe gitmek de ayrıca tehlikelidir, fırsatınız varsa teklifi geri çevirin. İçersiniz, abuk şeyler söyleyebilirsiniz. Daha da kötüsü bir şey sorar, fikriniz olmadığı için kemküm ederseniz, adam bu kez şöyle düşünür: “Bu da hiçbir şeyi bilmiyor, acaba yol versem mi?”
Ayrıca eşinizi de götürmeyin, bir bahane uydurun. Kadınların bazı durumlarda söylenmemesi gereken şeyleri pat diye söyleyebileceklerini bilmiyor musunuz? Kariyer planlarınız havaya uçabilir, aman dikkat!
En iyisi siz şık ciltlenmiş, salonda duracak ama hiçbir Allah’ın kulunun okumayacağı türden bir kitap alın. Hem size entelektüel bir hava verir hem de bu hediyeler gerçek fiyatlarından daha pahalı gösterirler.
Denizler Kitapevi, Melling’in 1919 yılında Paris’te yayımlanmış ‘İstanbul ve Boğaz Kıyılarına Pitoresk Seyahat’ isimli kitabını yeniden bastı. Şahane bir cildi ve mükemmel baskısı var. 340 TL, üstelik internetten alırsanız indirimli, 255 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!