Bütçeye oklavalı katkı

25 yıllık evhanımı Necla Sağıroğlu, önceleri aile bütçesine katkı amacıyla başlamış baklava börek yapıp satmaya... Bankadan aldığı 150 milyon liralık kredi ile işi neredeyse dükkan açacak duruma getirmiş.

Bir partinin kadın kolları çalışmaları sırasında ikram olsun diye yaptığı yemekler çok beğenilince, kendini Halk Bankası Necatibey Şubesi’nde bulmuş Necla Sağıroğlu. En büyük desteği de kocası. Zaten her şey dövizzedeler arasına girince başlamış. İlk sözü eşi Vasıf Sağıroğlu alıyor; ‘‘Bayındırlık İskan Bakanlığı’nda çalıştığım dönemde bir hata yaptık. Dövizle bir ev alalım dedik. Ev sahibi olalım istedik, perişan olduk, almaz olaydık. Zaten alamadık ya... Emekli ikramiyem gitti, 25 senelik hizmetim de heba oldu. Elde avuçta ne varsa hepsi eridi. Evi de bankaya bıraktık. Yemin ederim o zamandan beri uyku uyuyamıyorum. Çoluğun çocuğun geleceğini mahvettim diye düşünüp duruyorum. Hanım sayesinde yedi aydır belimizi doğrulttuk. Bu fikir de ondan geldi zaten’’ diyor.

İşler tersine gitmeye başlayınca Necla hanımın annesinin evine yerleşmişler. 19 yaşında bir kız ve 23 yaşında bir oğul annesi olan Necla hanım, l8 yaşında evleninceye kadar annesinin yaptıklarını yemiş. Mutfakla çok sıkı bir ilişkisi olmamış. Ama iş başa düşünce, hünerleri de ortaya dökülmüş; ‘‘İlk zamanlar yemekleri hep tuzlu yapardım. Hele bir bezelye pişirmiştim, şap gibi, tuzundan yenmiyordu o nedenle unutamam’’ diyor.

Bugünse artık Necla hanımın börekleri, baklavaları, dolmaları, mantıları kapanın elinde kalıyor; ‘‘Çorum'un baklavası ve su böreği en az leblebisi kadar meşhurdur. Bizim hafta sonları kahvaltı soframızda, hamur işi eksik olmaz. Hamur işine ailece de çok düşkünüz. Hem misafirlerimize, hem de aileme bu yemekleri yapmaktan çok hoşlanıyorum’’ diyor.

Partili kadınlar, onun elinden ikram niteliğinde yedikleri böreklerin, dolmaların, mantıların tadına doyamayınca, ünü dilden dile yayılıyor.

‘‘Toplantılara giderken börek ve mantı yapardım. Bir değişiklik olsun, çayla ya da yemek vakti yensin diye evde hazırladıklarımı götürürdüm. Ardından birkaç kişi bana da yap getir dedi. İlk siparişleri böyle aldım. Talepler artmaya başladı. Her şey çok pahalıydı, toptan malzeme almak için kredi almanın akıllıca olacağını düşündüm. Önceleri çekinmedim desem yalan... Ama krediyi zorlanmadan ödemeye başladım. İşlerim krediden sonra daha da hızlandı. Kredi alırken hiç sorun çıkmadı. Şimdi en iyi müşterilerim bankacılar. Ben evimde aileme nasıl yapıyorsam, dışarıya da aynı yapıyorum. Temizliğe çok önem veriyorum. Kıymamı hazır almam çektiririm. Unu yumurtayı hiç kısmam. Onun için de lezzetli oluyor.’’ diyor.

ORTAK ARIYOR

Zeytinyağlı dolmaları, mantısı ve su böreği ile ün salan Sarıoğlu, şimdi baklava siparişlerinden başını kaldıramadığını söylüyor; ‘‘Demek ki, baklavam da beğeniliyor’’ diyor.

Necla hanımın hafta sonları dışında her günü hamur tahtasının başına geçiyor. Bir günde iki kilo mantı, bir tepsi su böreği, iki kilo yaprak sarmasını hazırlarken, gece bile sipariş alıyor. Börekleri sıcak götürmek gibi bir prensibi de var.

Şimdiki amacı işi büyütmek. Bunun için yeni bir kredi alacak. Pişirilenlerin dağıtımı için araba gerekiyor. Ardından iyi bir iş yeri açmak için sermaye arttırımına gitmek için de bir ortak; ‘‘Evde yapmak benim daha çok hoşuma gidiyordu. İş yeri fikri biraz korkutuyor. Ama işi büyütmek de gerekiyor. Şimdi halimizden de memnunuz. Üstelik yedi ay gibi bir sürede, 150 milyon kredi ile inanılmaz işler yaptık. Üstesinden geleceğimizi de hissediyorum. Eşimin de dediği gibi, çok çektik. Şu oturduğumuz evi bile satın alsak, içimize burada oturmak daha çok sinecek. Bir de araba lazım. Bu kadar yemek taksiyle çok zor dağıtılıyor.’’

LEZZETİN PÜF NOKTASI

Necla hanım eksik malzemeye hiçbir yemeğin tahammülü olmadığını belirtiyor. Baklava hamurunu sütle yoğurduğunu, 40 kat baklavayı bir saatte açtığını söylüyor; ‘‘Mantı el oyalıyor, tahtada açıyorum. Aynı karede kesiyorum ki, büyüklü küçüklü olmasın. Benim için en kolayı su böreği. Yarım saatte bir tepsi su böreği yaparım’’ diyor.