Bush’un yüzü insanı saldırgan yapıyor

Güncelleme Tarihi:

Bush’un yüzü insanı saldırgan yapıyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 05, 2004 00:00

Başkanlık kampanyasına başladığı günden beri tartışılıyor; Bush’ta bir ‘şey’ sendromu, bir ‘şey’ bozukluğu var ama, ne? Disleksi mi, deli kovboy sendromu mu, ne? Son iddiaya göre Bush, Asperger’s Sendromu’ndan mustarip. Bir çeşit hafif otizm. Ama bu sadece bir tarihçi yazarın iddiası. Bilimsel temeli yok.Nitekim geçen hafta iki bilim adamı, sanat dehası Michelangelo’da muhtemelen Asperger’s Sendromu olduğunu açıkladı. Einstein, Newton ve Beethoven gibi başka dahilerde de aynı nörolojik durum varmış. Asperger’s teşhisi konulan kişilerin tamamı aşırı derecede zeki. Yani bu şartlarda Bush’un Asperger’s olması ihtimali neredeyse sıfır. Bush’la ilgili başka bir iddia daha var ki, o akla daha yakın. İki araştırmacının denekler üzerinde yaptığı çok sağlam bir teste göre, Bush’un yüzü insanda saldırganlık arzularını uyandırıyormuş.İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi geçenlerde bir televizyon kanalında ABD Başkanı Bush için ‘O da bizim gibi normal insanlardan. İyi bir koca, iyi bir aile babası. İki çocuğu var. İkisini de çok seviyor. Çok derin duyguları olan bir adam’ dedi. Ayrıca Irak’ta ölen Amerikan askerleri için içinin parçalandığını, çok acı çektiğini de ekledi.Berlusconi, Bush’un Avrupa’da Blair’den sonraki iki numaralı kankası ya, başkanın Irak savaşı yüzünden bozulan imajını düzeltmeye çalıştı. Ancak artık Bush’u normal bir insan olarak kabul ettirmek hayli güç. Irak’taki gidişatın realitesiyle hiç uyuşmayan konuşmaları, Iraklılara yapılan işkencelerden ötürü doğru dürüst özür dilememesi nedeniyle Bush’un topladığı tepkiler şiddetlendi.İşte Asperger’s Sendromu iddiası da bu yüzden çıktı. Amerikan İmparatorluğu’nun Yükselişi ve Çöküşü adlı kitabın yazarı, İngiliz tarihçi Niall Ferguson, The Daily Telegraph’ta yayınlanan yazısında, Bush’un Asperger’s Sendromu var diye bir iddia attı ortaya. Bir otizm biçimi olan bu nörolojik durum, sosyal davranış bozukluğu, çevreyle iletişim güçlüğü, başkalarına karşı duygu eksikliği şeklinde kendini gösteriyor. Ferguson, içinde yaşadığı sosyal çevreyle interaktif ilişki kuramayan, koltuk, Segway ve bisiklet dahil üzerine bindiği her şeyden düşen Bush’un beceriksiz ve duygu yoksunu bir insan olarak Asperger’s özellikleri gösterdiğini ileri sürdü. Günün birinde Irak’ta yapılan hataların tümünün bu sendroma fatura edilebileceğini de yazdı ve işi biraz daha tırmandırıp, ‘Aslında bütün Amerika’da Asperger’s var’ diye kestirip attı. Ancak sendromlulara hakaret ediyor diye uzmanlardan tepki gördü. DAHİLERİN SENDROMUTam bu tartışmanın ardından, Michael Fitzgerald ve Muhammed Arshad adlı iki otizm uzmanı, yaptıkları bir dizi araştırma sonucu, ressam ve heykeltıraş Michelangelo’da büyük ihtimalle Asperger’s olduğunu açıkladılar. Journal of Medical Biography’de yayınlanan teze göre Michelangelo, yarattığı eserlere tutkuyla bağlanmış, bütün dikkatini ustalığında yoğunlaştırmış ve kendini dış dünyadan soyutlamıştı. Hiçbir sosyal duygu taşımıyor, sadece kendi gerçekliğiyle ilgileniyordu ki, bunlar tipik Asperger’s davranışlarıydı.İlk kez Alman doktor Hans Asperger tarafından 1940’larda teşhis edilen bu nörolojik durum bugüne kadar birçok tarihi dehaya mal edildi. Albert Einstein, Isaac Newton, Ludwig van Beethoven, John Nash ve Bill Gates gibi dehalar için aynı tez ileri sürülmüştü. Sosyal davranış özürlüsü, yalnız ve depresif insanlardı hepsi de. Ve hepsi de ileri derecede zeki. Bu dahilerle Bush’un adı nasıl yan yana gelir, orası tartışılır. Çünkü önemli bir zeka pırıltısı taşımadığı ortada.BEYNİ FAZLA MI ÇEVİK BusinessWeek dergisinde yer alan bir araştırmaya göre Bush’ta büyük ihtimalle öğrenme güçlüğü sendromu bulunuyor. Bu alanda uzman olan kişiler, başkanın beyninin, dil yetisi ve işitmeyle ilgili sol bölümünde bir problem olduğunu düşünüyorlar. Yani işittiği sözcükleri değerlendirmekte ve konuşurken doğru sözcüğü bulmakta sıkıntı çekiyor. Bu yüzden İngilizce’de bulunmayan tuhaf sözcükler kullanıyor, dili katlediyor.Bush’un danışmanları ise başkanın fazlasıyla çevik bir beyne sahip olduğunu ve ağzından daha hızlı çalıştığını, bu nedenle bir uyumsuzluk olabileceğini söylüyorlar. Bir başka iddiaya göre ise Bush’ta ‘Apraksiya’ olabilir. Bu da konuşurken, dudak, çene ve dili eşgüdümlü kullanamama durumu. Ancak bu sendroma sahip olanlar genelde sözcükleri kısaltıyor. Bush ise tam tersi uzatıyor; örneğin analiz yerine analizasyon diyor. Bush’ta, aynı kardeşindeki gibi disleksi olabileceği de söyleniyor. Ancak disleksisi olsa teleprompteri de okuyamazdı diye karşı çıkanlar var. Ve bir tahmin daha: Bush’ta CAPD (Central Auditory Processing Disorder) olabilir. Merkezi işitme sisteminde işlem bozukluğu anlamına gelen CAPD’ın işitme kaybı ile ilgisi yok. İşitmeyle ilgili sinirler kulaktan gelen ham verileri tam olarak işleyemiyor, böylece birbirine benzeyen sözcükler karışıyor, gürültülü ortamda işitme zorlaşıyor, iletişim güçlüğü beliriyor. Bu kişiler, konuşmacıya bakarken daha rahat duyabiliyor. Bush’un, eski başkanlara göre çok daha az basın toplantısı düzenlemesi de bu bozukluğa bağlanıyor. BUSH FOTOĞRAFLARINA BAKMAKTabii bunların tamamı tahmin. Bush’ta şu sendrom, bu bozukluk var diyenlerin hiçbiri başkanı muayene etmiş değil. Bush’la ilgili en sıkı bilimsel çalışma ise adamın yüzünün uyandırdığı hislerle ilgili. Dünyada fotoğrafı en fazla yayınlanan, meydanlarda kuklası en fazla yakılan insan o. İşte bu nedenle, Sara Konrath ve Norbert Schwarz adlı Amerikalı iki psikolog, bir grup deneği alıp Bush’un fotoğraflarını göstermiş ve tepkilerini ölçmeye çalışmışlar. Deneklere art arda ve seri bir şekilde Bush ve sandalye resimleri gösterip, her resim için hızla bir sözcüğün düğmesine basmalarını istemişler. Ve görmüşler ki, denekler Bush fotoğrafı geldiği zaman hemen reaksiyon gösterip, tekme ve yumruk gibi saldırgan sözcüklerin düğmesine basıyor, zararsız sandalyelere de aşk ve övgü gibi olumlu sözcükleri uygun görüyorlar. Bu çalışma sonunda psikologlar şu karara varmış: Bush’un yüzü ve bakışı insanda saldırganlık dürtülerini uyandırıyor. İnsanlar Bush’un yüzüne baktıktan sonra olumlu sözcüğü kullanmakta güçlük çekiyor. Demek ki Bush’un bakışı yapıcı düşünceyi torpilliyor, saldırgan fikirleri harekete geçiriyor. Biliyor musunuz, biz son üç yıldır Dış Haberler Servisi’nde her gün onlarca Bush fotoğrafına bakıyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!