Güncelleme Tarihi:
Tiesto keyfimiz, fiyasko oldu!
Kaç aydır reklamı yapılıyordu, Power FM’in organizatörlüğünde, dünyanın en iyi 3 DJ’i Buzada’da çalacak! Reklamlara, mekâna bakınca kaçmaz bir fırsat, ama aysonu da geldi, biletler kırk beş milyon...Derken haber merkezinde Reha (Öz) Abi’ye en son çalacak olan Hollandalı DJ Tiesto için davetiye geldi. Sağ olsun davetiyesini bana verdi, bir davetiye de Tarık (Devrim) Abi buldu (eh tek başıma gitmek olmaz).
(Gerçi cuma günü saat altıda bilet almak isteyen bir arkadaşım için Galeria Vakkoroma’yı aradım hâlâ bilet vardı. Ama insanın aklına gelmiyor işte insanların cinliği...)
Neyse, cuma akşamı, çok eğleneceğiz, çılgınlar gibi dans edeceğiz hayaliyle mutlu mutlu yola çıktık. Bir de biletlere para vermeyince ayrı bir keyif alıyor insan tabii. Etiler’den Arnavutköy’e doğru sallandık. Fakat sahil yoluna inmemiz, normal şartlar altında 5 dakika sürmesi gerekirken, İstanbul gecesi şartları altında 45 dakika sürdü. Arabalara park yeri bulmamız, teknelerin önüne yürüyerek gitmemiz falan detaylara girmeyim.
Teknelerin önü insan kaynıyor. Kimi kavga ediyor, kimi sıranın önüne geçmeye çalışıyor, kimi teknecilere rüşvet verip kolayca adaya ulaşmanın yollarını arıyor...Bizim gruptan da her kafadan bir ses...
- Buraya kadar geldik biraz daha bekleyelim!
- Belki tenhalaşır ya!
- Arkadaşlar, bir arkadaşımı gördüm, biletleri onlar basmışlar, kapıdakileri tanıyormuş, rica ettim bizi de sokacak içeri...
Yaklaşık bir saat orada oyalandık. Sonuçta ne matbaacı arkadaş tekneye binebildi ne de biz!
Peki ne kadar bilet basılmış?
10.000 adet !
Dedikodu değil, kaynağından öğrendik.
Buzada’nın kapasitesi ne kadar?
Taş çatlasa 1000 kişidir herhalde!
Ya insanlar taşıp denize atlayacak, ya ada batacak, ya da o akşam olduğu gibi, sona kalan dona kalacak...
Bu kadar düşüncesizlik, bu kadar saygısızlık olur mu? Hâlâ bir düşündükleri vardır herhalde diye düşünüyorum ama çözemiyorum!
O gün hemen bir kuyruk oluşturuldu, adaya gidemeyenler biletlerini verip paralarını geri alıyorlardı! Yani önce fazla fazla bilet bas, parayı kazan, sonra topladığın parayı geri dağıt.
Acaba ekonomi oyunlarıyla topladıkları paraları birkaç günde ikiye mi katladılar? Mümkün mü böyle bir şey? Zannetmem...
Ama emin olduğum bir şey var, o akşam en kârlı çıkan, Buzada’nın karşı kıyısındaki sucuk ekmekçiydi!