Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2006 00:00
"Hırsız Polis" dizisinin komiser Çınar’ı Timuçin Esen, her hafta milyonları ekran başına çiviliyor. Ama popülerliğine rağmen röportaj vermekten hiç hoşlanmıyor. Kendini sözcüklerle ifade etmeyi sevmeyen genç oyuncu, Elele dergisi ile görüşmeye ikna oldu. Ve işte o söyleşide hayranlarını üzecek bir de itirafta bulundu: "Her şeyi bırakıp, çekip gitmeyi düşünüyorum!"
Yoğun bir dönemdesiniz. Biraz nefes aldığınızda ne düşünüyorsunuz?
Tatil!
- Nereye gitmek istersiniz mesela?
Sakin bir yerlere gidip kafamı dinlemek istiyorum, hiçbir şey yapmadan 1-2 ay dinlenebileyim. Niğde olabilir. Niğdeliyiz biz, orada bir elma bahçemiz var. Oraya gitmek istiyorum.
-
Bir dönem aklınıza esmiş, çekip gitmişsiniz İtalya’ya, Amerika’ya. "Diziyi bırakıp, çekip gidebilirim" ruh halini yaşıyor musunuz yine?
Dizi devam ederken yapamam tabii bunu. Sorumluluğum sadece kendime karşıysa bir anda öyle bir şey yapabilirim, çekip gidebilirim. Ama dizi için kişilere bir söz verilmişse, onu bırakıp gitmem.
- Bu kadar tanınmışken, her şeyi bırakıp çekip gitmekten bahsediyorum.
Olabilir. Hatta düşünüyorum öyle bir şeyler yapmayı. Mesela Amerika’ya tekrar dönmek istiyorum. Bazen de hiç bilmediğim başka bir yere gitmek...
- Yeni oyununuz "Mikado’nun Çöpleri"nden bahsedelim biraz da...
Oyun zor olduğu için kabul ederken zorlandım. 2 kişilikti. Başkaları da olsa, sizin daha az çalışmanız mümkün olabilir, prova programı daha rahat yapılır. O yüzden yapabileceğimi düşünmedim. Bir de böyle bir hırsım yoktu. Ama sonunda kabul ettim. Çünkü proje çekici geldi.
- İnternetteki yorumlarda hayranlarınız sizi sevgiliniz Devin Çınar’la aynı sahnede görmek için geldiklerini söylüyorlar. Ne diyorsunuz?
Herkes istediği yorumu yapmakta serbest. Ben gelecek yorumlar için işimi yapmıyorum. Zaten internet acayip bir şey, herkes girip her şeyi yazabiliyor.
- Gelelim Hırsız-Polis’e. Ne olacak bu Çınar’la Mavi’nin hali? Şaka bir yana aşkın saf ve temiz hali var bu ilişkide. Günümüzde bu temizlik var mı aşkta?
Aşk zaten saf ve temiz değil midir? Başka türlü nasıl olabilir bilmiyorum.
- Son dönemin "aşk adamı" idolü sizsiniz. Farkında mısınız bunun?
Benim bakış açıma göre bu tip şeyler senaristin eseridir. Öyle bir şey yaratılmışsa önce senaryodan başlar. Ben ona aracıyım.
- Sadece rollerinizle dikkat çektiniz. Yakışıklılığınızla da birçok kadın hayran kazandınız. Kısa sürede bu kadar beğenilir olmak ne hissettiriyor?
Bilemiyorum. Bu konuları çok düşünmüyorum. Yaptığım işleri beğenen varsa bu bana mutluluk ve gurur verir, o kadar.
-
Bu noktaya gelebilmek için nasıl bir bedel ödediniz?
Bir bedel ödemek yok da yorulmuş olabilirim. Çünkü bazen çok yoğun bir tempoda geçiyor bu işler.
- Bundan sonra bizi şaşırtmak için nasıl bir rolle karşımıza çıkacaksınız?
İnsanları şaşırtmak gibi bir kaygım yok.
- Bir komedide rol alabilir misiniz?
Olabilir. Bilmiyorum. Güzel bir komediyse neden olmasın?
- Türkiye’de de eğitim aldınız, Amerika’da da... Onlar bu işi bizden ne kadar daha iyi biliyorlar?
Eğitim konusunu bizden daha iyi bildiklerini düşünüyorum. Ama bu demek değil ki bizim okullarımızda iyi hocalar yok. Tabii koşullar, işlerin planlanması ve organizasyonu çok daha kuvvetli orada.
- Sizin en önemli deneyiminiz, tespitiniz nedir başarıya ilişkin?
Eğitimin kişinin kendisinde biteceğini düşünüyorum. Bulunduğu koşullar içerisinde yapabileceğinin en iyisini yapmaya çalışmak zorundadır. Koşulların olumsuzluğuna rağmen, çalışmak istediği alanda denemeler yapmalı ve kendini geliştirmelidir. İnsanların yapmak istedikleri şeyi yapmalarında bitiyor iş. Bu da pek mümkün olmuyor tabii ülkemizde. Hiç tanınmayan, yetenekli ve söyleyecek şeyi olan o kadar çok insan var ki.
-
Ağrı’da yaşayan, gerçekten sesi çok güzel olan ya da çok iyi yazan biri, ister ve emek verirse bir şekilde keşfedilir. Buna inanıyorum.
Ücra köşelerdeki güzellikler keşfedilir ama keşfedilmeyenler de çok ne yazık ki... Bazı insanlar biraz daha şanslı olabilir. Yetiştikleri yer, içinde bulundukları koşullardan dolayı emek verip bir yere ulaşma konusunda kat ettikleri yol daha az olabilir. Ama birçok insan var ki zor ve talihsiz koşullar altında büyük idealleri olmasına rağmen ne yazık ki bunları gerçekleştiremiyor. Herkes için eşit imkanlar yok. Ne ülkemizde ne de dünyada. Keşke eşit olsa bütün bunlar.
- Hepimizin büyüdüğünü hissettiren bir olay, bir an vardır. Sizi böyle etkileyen yaşanmışlığınız var mı?
Ben bu işin bittiğini zannetmiyorum. Büyüdüğünüzü zannedersiniz, bir anda tekrar çocuklaştığınızı fark edersiniz.
-
Hayatta hafife aldığınız şeyler var mı?
Vardır mutlaka, bilemiyorum.
- Mesela "Çocuk olmasa da olur hayatımda" diyebilir misiniz?
Bilemiyorum, ne olup ne olamayacağını hayat gösterir. Böyle çok tanılarım ve hesaplarım yok. Şu olmalı şu olacak diye düşünmüyorum.
- Tahammül edemediğiniz bir şeyler var mı?
Vardır tabii. Tahammül edemezsiniz bir sürü şeye o anda, bir zaman sonra tahammül eder olursunuz.
- 30’lu yaşlarınızdasınız. "Aşksız yaşayamam" mı, yoksa "Aşk umurumda değil" mi diyorsunuz?
İşte bu tip şeyleri pek diyemiyorum ben.
- Peki hayatınızdaki kadınlardan neler öğrendiniz? Anneniz olabilir, sevgiliniz olabilir...
Tabii ki insan, hayat içerisinde ilişkili olduğu kişilerden bir sürü şey öğrenir. Devamlı öğrenirsiniz hatta... Şu anda şudur diyemem. Keşke bu kadar basit olsaydı. İşte bu konular hakkında
filmler yapılıyor, oyunlar yazılıyor.
- Bir korkunuz var mı hayatta? Çocukluğunuzdan kalan...
Tabii ki vardır çok basit korkular. Her çocuğun korkabileceği şeyler vardır.
- Hakikaten belleğinizde yer eden bir anınız var mı annenizle ilgili? Bu röportajı okuyanları gülümsetecek...
Var tabii, çok var. Hiç kötü anım yoktur, annemle ilgili hatırlayacağım her şey beni mutlu eden şeylerdir. Ama burada anlatamam. İnşallah bunları bir gün yazarım.
- Aileniz seçtiğiniz meslekle ilgili aldığınız kararlarda size nasıl destek oldu?
Başlarda biraz sorguladılar. Çok kolay kabullenmediler. Hatta annem ve babam farklı yerlerde durdular bu konuda. Pek etkili olmadı ve ben buna karar verip yaptıktan sonra da destek oldular.
İnsanlarla kolay iletişim kuramam- Uzak ve duvarları olan bir portre çiziyorsunuz. İnsanın mesafeli olması daha mı değerli bir şey gibi geliyor size?
Duvarlarım vardır. İnsanlarla kolay iletişime geçemeyebilirim. Bazı insanlarda o duvarlar bir anda yok olur, çok rahat iletişime geçebilirler. Herkes her durumda farklı davranışlar sergiler. Mesafelisindir, ama belli bir arkadaşlık yakalandıktan sonra o mesafen yok olur. Öte yandan, tanımadığın kişilere mesafeni korumaya devam edersin. Bazıları da çok samimi görünür ama değildir. Sonradan fark edersiniz ki aslında aranızda çok ciddi bir mesafe var.