Güncelleme Tarihi:
“Muhteşem Yüzyıl”daki Armin’den “Bir Çocuk Sevdim”deki Derin karakterine hızlı bir geçiş yaptınız. Alışmak kolay oldu mu?
- O konuda çok şanslıyım, çünkü iki ekip de çok tatlı. Ben normalde kolay alışamam ama “Bir Çocuk Sevdim”e çok hızlı alıştım. Tabii buna biraz da mecbur kaldım, çünkü “Muhteşem Yüzyıl”da son bölümümü çektikten bir gün sonra “Bir Çocuk Sevdim”in setine gittim. O yüzden hızlı alışmak zorundaydım! (Gülüyor) Derin, çok doğal, asi, erkeksi ve tuttuğunu koparan bir kız. Ben de biraz öyleyim, o yüzden bu rolde çok zorlanmıyorum.
Derin, adı gibi derin bir karakter m?
- Evet... Ben de şaşkınlıkla izliyorum onu. Olumsuz gibi duran bir hırsı var. İzleyici Sinan karakterini sevdiği için biraz kızıyor Derin’e ama neden bu kadar hırslı olduğu ve Sinan’a bağlanmaya çalıştığı yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Maddi sebeplerin dışında, Sinan’a aşık. Aşkı için bu kadar çabalamasını takdir ediyorum. Çok çılgın şeyler yapıyor, yaptıkları normal değil ama en azından aşık ve aşkına çok sahip çıkıyor.
Ekibe dahil olmadan önce diziyi izliyor muydunuz?
- Evet, takip ediyordum. Daha fragmanını ilk gördüğümde çok beğenmiştim. Hatta bir arkadaşımla izlerken Gülcan’ı (Arslan) çok beğendiğimi söylemiş, “Ne kadar iyi bir oyuncu” demiştim. Ben iyi bir dizi izleyicisiyim. Dizi izlerken ışıkları kapatırım, telefonumu açmam. İzleyici olmayı o kadar çok seviyorum ki, şimdi seyrettiğim tarafa geçmek çok garip geliyor bana.
Gülcan Hanım’ın izlerken beğeniyordunuz, sette nasıl aranız?
- Görüşmek için sete gittiğim gün onun da sahnesi vardı. Yanıma geldi, “Sen ne kadar güzel bir kızsın” dedi, “Ben de seni çok beğeniyorum” dedim. Yönetmenimiz “Siz kaynaştınız, tamam oldu bu iş!” dedi.
ROLÜ REDDETMEYE GİTTİM YÖNETMEN BENİ İKNA ETTİ
Siz daha önce sunuculuk ve modellik de yaptınız. O dönemler aklınızın bir köşesinde oyunculuk da var mıydı?
- Açıkçası yoktu. 2001 yılında Elite Model Look yarışmasını kazandım. İlk iki sene mankenlik ve fotomodellik yaptım. Sonra okul ve diğer şeyler öne geçti, modelliği geri plana attım. Ben tek bir iş yapınca daralıyorum, mutlaka ekstra işlerim olması gerkiyor. Dream TV’de sunuculuk yaparken hem bir hastanede staj yapıyordum, hem okula gidiyordum hem de Dream Dergi’ye yazıyordum. Önce ufak tefek dergi çekimleri, dizilerde bölüm oyunculuğu yaptım. Sonrasında “Paramparça Aşklar” dizisi için görüşmeye gittim. Aslında o gün oraya “Ben oynamak istemiyorum” demeye gitmiştim. Ama yönetmen beni ikna etti. “Sen yaparsın, aslansın kaplansın” demedi ama... “Sen sabredersen, ben de sana destek olacağım. Tabii ki zorlanacaksın, uğraşacaksın ama ben sana güveniyorum” dedi, öyle ikna oldum. Oyunculuğa karşı inadım kırıldı. Daha önce sırf imkan var diye eğitim almadan bu işi yapmaya karşıydım. Tabii bu arada oyunculuktan zevk de aldım, bu mesleğe geçişim böyle oldu...
“Tek bir iş yapmaktan sıkılıyorum” dediniz, oyunculuktan da sıkılır mısınız bir gün?
- Ben öğrenmeyi çok seviyorum, o yüzden tek bir iş yapmayı istemiyorum. Sadece tek bir iş yapmak, bana bir şeyleri kaçırıyormuşum hissi veriyor. Şu an oyunculuğa odaklanmış durumdayım, bir yandan da babamla ticaret yapıyoruz. Ama oyunculuk da başka bir hayatı yaşamak gibi. Galiba bu durum, başka bir iş yapma hevesimi doldurdu. Şu anda bu işin hakkını vermekle meşgul olduğum için, iyi olma hırsım var, çünkü henüz kendimi oyuncu olarak görmüyorum.
GÜZELLİK YARIŞMASINA KATILMAK İSTEMEDİM
Daha önce oyunculuk yapmak için eğitim almak gerektiğini düşünüyormuşsunuz ya, hâlâ aynı düşüncede misiniz?
- “Eğitimini alanlar, yıllardır okuyanlar var” diye serttim bu konuda ama işte öyle değilmiş. İşin içine girmek lazımmış öğrenmek için. Kendime “Sen de çalışıp çabalıyorsun Müjde, gider bunun eğitimini de alırsın” dedim. Eğitim almak için henüz vaktim olamadı ama almak istiyorum.
Elite Model Look’a katılmak istemenizin nedeni neydi?
- İstemedim desem inanır mısın? Benim hayatımda nedenini bilmeden yaptığım bazı şeyler vardır. Sadece yapmam gerektiğini hissederim. Elite Model Look’a katılmam da öyleydi... Ben küçükken ne manken olmak istiyordum, ne oyuncu ne de model ama bir gün gazeteyi açtım ve yarışmanın ilanını gördüm. O sene başvuramadım, ertesi sene fotoğrafımı yolladım. Sonra da “Aman, beni mi seçecekler sanki” diyerek yazlığa gittim. Hiç kimseye de söylememişim, çünkü gerçekten manken olmak isteyecek en son kızdım. Biraz erkek gibiydim çünkü. Yazlığa gittiğimin ertesi günü aradılar, “Bavulla gelin, seçilirseniz kampa gideceksiniz” dediler. Bavulu da doldurmadım, pijama bile almadım yanıma. Ama ilk 20’ye kalıp kampa gittim, sonra da birinci oldum.
BURAK’I MARKAJA ALMADIM!
“Muhteşem Yüzyıl”daki rol arkadaşınız Burak Özçvit’i yakın markaja aldığınız, hatta kendisini görebilmek için “Beyaz Show”a izleyici olarak katıldığınız söylendi. Nedir işin aslı?
- Öyle bir şey yok. Sunuculuk yaptığım dönem Beyaz’la da iş yapmıştım, birkaç ayda bir de gidip “Beyaz Show”u seyrederim. O gün de Dream TV’yi ziyarete gitmiştim. Aynı binadalar. “Bugün Burak var ‘Beyaz Show’da, zaten her zaman izliyorum, gidip izleyeyim” dedim, hepsi bu...
DERİN BENİM ESKİ HALİM
Derin karakteri, aşkı için büyük delilikler yapıyor. Sizin aşka bakışınız da Derin gibi mi?
- Küçükken öyleydi. Eskiden ilk görüşte aşklar yaşardım, şimdi ilişkilere daha farklı bakıyorum. Artık benim için sevgi, anlayış, anlaşmak daha önemli. Çok zor severim, sevince de bırakmam. Derin benim eski halim olabilir belki...