Güncelleme Tarihi:
DUISBURG’un “Marxloch” bölgesindeki sokağın hemen girişindeki dükkânın adı “My Gelin”.
İngilizce “my” ve Türkçe “gelin” kelimelerinden oluşan bir isim. “Gelinim” anlamına geliyor.
Göçün 50’nci yılında “Türkler Alman ekonomisine hangi sektörleri kazandırdı” diye sorarsanız, hiç kuşkusuz birincisi dönerdir.
İkinci sıraya kesinlikle bu sokağın yarattığı ekonomiyi koyardım.
EVİN REİSİ ERKEKSE BİLE VİTRİNİN REİSİ KESİNLİKLE KADIN
Hemen hepsinde birinci sırada beyaz gelinlikleri görüyoruz. Demek ki düğünün patronu gelinmiş. Peki arkasından kim gelir?
Otomatiğe bağlayıp, “damat” derseniz yanılırsınız. Bir arka sırada rengârenk tuvaletler dizili. Bunlara “nişanlık” deniyor. Anlayacağınız ikinci sırada yine aynı kadın var. Ancak dükkân sahipleri, bu elbiseleri, düğüne katılan öteki kadınların da satın aldığını söylüyor. Demek ki, üçüncü sıraya da davetli kadınlar oturtulmuş. Ya “damat”?
“Damatlıklar” çoğunlukla dükkânın en ücra köşelerine yerleştirilmiş. Evin reisi bazı yerlerde hâlâ erkek olabilir, ama Marxloch’ta vitrinin reisi kesinlikle kadın.
850 EUORO’LUK GELİNLİK DİOR KOPYASI NİŞANLIK
Köşedeki ilk dükkâna giriyoruz. Çok iyi Almanca konuşan iki Türk kızı karşılıyor bizi. İçeride fotoğraf çektirmek istediğimizi söyleyince, dükkân sahibine haber veriyorlar. Dükkânın sahibi benim doğum yerim olan İzmir’den genç bir kadın. Adı Çiçek
STRAPLESS KADINLAR ANDROİD ERKEKLER
Marxloch vitrinleri size şunu söylüyor. Türkler maço bir toplumdur, ama söz konusu düğün olunca, bu sokakta bıyıklı erkeklerin sözü geçmiyor. Zaten vitrinlerdeki cansız erkek mankenlerinin android görüntüleri size bunu açıkça anlatıyor. Çünkü Türk erkeği düğün kıyafetlerinin alınmasında, o android manken kadar sessiz ve cansız.
Marxloch ekonomisinin kendine ait pazarlama biçimleri var. Mesela, gelinlik-nişanlık ve damatlık elbisesinin üçünü birden alanlara iyi bir indirim yapılıyor.
Bu caddedeki elbiselerin hemen tamamı İstanbul ve İzmir’den getiriliyor. Elbiseler genellikle her yıl İzmir’de açılan “Gelinlik Fuarı”ndan alınıyor.
ALMANYA’DA EVLENEN BU KADAR ÇOK TÜRK VAR MI
Aynı caddede bu kadar çok gelinlik dükkânı görünce merak ediyorsunuz. Almanya’da bu kadar çok evlenen Türk var mı? Evlilikler genellikle eylül ayında başlayıp, mayıs ayına kadar devam ediyormuş. Günde 3-6 gelinlik satıyorlarmış. En yoğun işgünleri cuma, cumartesi, pazarmış.
Müşterilerinin yüzde 60’ı Türklermiş. Ancak giderek daha çok sayıda Alman da buradan alışveriş yapmaya başlamış. Almanya dışından gelen epey müşterileri de varmış. Gerçekten rengârenk çok güzel tuvaletler var ve fiyatları Paris’teki vitrinlerdeki gelinlikler ve tuvaletlerle karşılaştırıldığında çok, ama çok ucuz.
Belli ki ileride bu caddeyi çok daha fazla konuşacağız.
VİTRİNDE TÜRBANLI MANKEN YOK İÇERİDE MUHAFAZAKÂR ÇÖZÜM VAR
Türkiye muhafazakârlaşıyor. Peki Almanya’daki Türklerin durumu nedir? Marxloch’a bakarsanız tesettür bu sokağın kapısından geri çevrilmiş.
Vitrinlerdeki gelinliklerin hemen hepsi dekolte. Hem de bayağı dekolte.
Çoğu strapless (askısız). Oysa Türk kadınları arasında tesettürlü çok sayıda muhafazakâr gelin adayı var.
Onlar düğün elbiselerini nereden alıyorlar? Marxloch’un yaratıcı ekonomisi ona da çare bulmuş. Vitrinde tesettür yok, ama içeride çözüm var.
MAÇOLUĞU ALMANYA MI KIRDI ALMANYA’DAKİ TÜRK KADINI MI
Caddeden ayrılırken Türkiye’den gelmiş bir Türk olarak şunu fark ediyorum. Göçün 50’nci yılında Türk asıllı Almanlar tesettürü en azından vitrinlere çıkarmıyorlar.
50 yılda Almanya mı erkekleri daha az maçolaştırdı, yoksa Almanya’ya gelen Türk kadınları mı?
Cevabını bilmiyorum.
Bildiğim ve gördüğüm şey şu: Marxloch’ta entegrasyon sorunu yok.
Asimilasyon da yok.
Anlayacağınız tam Başbakan Erdoğan’ın seveceği bir mahalle burası...
YARIN: Üçüncü kuşak niye hâlâ bağlama çalıp, türkü dinliyor?