Sibel ARNA
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2010 00:00
Her şey Tuvana Büyükçınar Demir’in yaz koleksiyonunun fotoğraf çekimlerini enteresan bir yerde yapmak istemesiyle başladı. Kars’taki Ani antik kentini önerilince Demir gördüğü görüntü ve fotoğraflardan o kadar çok etkilendi ki oturup Ani için özel bir koleksiyon hazırladı. ‘Ani’nin Prensesleri’ adlı koleksiyon Tuvanam markasının 2010 yaz sezonuna ait 10 haute couture elbiseden oluşuyor.
Yaz koleksiyonum için Türkiye’yi kapsayan özel bir çekim yapmak istiyordum. Ani antik kenti’nin fotoğraflarını gördüğümde resmen ağladım. Ve iki gün içinde atölyeme kapanıp orası için özel bir koleksiyon hazırladım. İsmi, Ani Prensesleri. 10 parçalık koleksiyonu yüklenip Kars’a gidişimizi hiç unutmuyorum. Kars tarihin en önemli medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bir il. Türkiye’nin en eski kilise ve camileri burada. Öyle yapılar var ki gördüğünüz an kapıdan prenses çıkacak zannediyorsunuz. Taşın rengi, çimenlerin, arazinin ruhu muhteşem. Bir harabe var yıldırım düşmüş ikiye bölünmüş. Kırmızı tuvaletimizi orada fotoğrafladık. İpekyolu’nun başlangıcı sayılıyor. Ermenistan sınırının hemen yanı başında. Bu röportajı okuyup da Kars’a gitmemiş olan herkese söylüyorum lütfen ne yapıp edip gidin. Çok farklı döneceksiniz. Bundan sonra her koleksiyonumu bir ile adamaya karar verdim. Farklı ve moda çekimlerinde kullanılmamış iller olacak. Mardin olmayacak mesela.
DEMET PARA YÜZÜNDEN KALP KIRIYOR ARTIK ÇALIŞMIYORUZDemet Akalın’ın ‘Zirve’ albümündeki styling ve kostümler bana ait. Onu sarışınlıktan ben uzaklaştırdım. Bugüne kadar giydiği taşlı ve tüylü kostümlerin yerine doğal ve yalın bir hava kattım. Moda dünyası konuştu ve beğendi. Kendisi de çok memnun kaldı. Ve fakat bu çalışmadan sonra yollarımızı ayırdık. Çünkü Demet sonda söylenecek lafları başta söyleyen bir sanatçı. Ben de çok hassas biriyim. Paraya önem veriyor ve bu yüzden çok kırıcı olabiliyor. Halbuki istese benden
çok daha fazla faydalanabilirdi. Verdiğim hizmetin tam karşılığını da almadım ama o her şeyi rakamla ölçmeyi seviyor. Onu tatmin edemedim. Onun kadar ben de sanatçıyım, ruhum okşansın isterim.
TÜRK MODACILAR BENİ KÜÇÜMSÜYOR Funda Arar, Candan Erçetin, Gülben Ergen, Ebru Akel, Çağla Şikel, Sinem Kobal ve genç kuşaktan Nazlı ile çalışıyorum. Sanatçıları giydirdiğim için moda dünyası beni küçümsüyor. Tuvana sadece sahne tasarımları yapıyor diye önyargılı davranıyorlar. Moda çok evrensel bir dil. Bana, asla asla dememeyi öğretti. “Asla beyaz ayakkabı giymem” demeyeceksin.. Bu camiada benim dostum yok. Sevilmiyorum demek ağır gelir ama sahne sanatçılarıyla çalıştığım için uzaklaştırılıyorum. Moda Tasarımcıları Derneği çok güzel çalışmalar yapıyor beni de kabul ettiler sağ olsunlar ama hiç sıcak davranmıyorlar. Beni gerçek anlamda hiç almadılar aralarına. Oysa ki bana sorsalar Harrods’a nasıl girdiğimi de Pret a Porter fuarında Whos Next bölümüne nasıl katıldığımı da, yurtdışında sattığım butikleri de paylaşırım. Doğru bir pazarlama stratejisiyle büyüdüğümü düşünüyorum çünkü. Dünyada 15 ülkede yüz noktada satıyoruz. Japonlar ilgi göstermeye başladı, Kanada’da iyi satıyoruz. Hatta Gossip Girl’ün setine gelmişler. İlerleyen bölümlerde birkaç oyunca Tuvanam giyecek.