Güncelleme Tarihi:
Tuğba Özay, Manavgat’ta 13 dönüm arazi üzerine kurduğu çiftliğinin kapılarını ilk kez Kelebek’e açtı. Orada esen rüzgarlardan dolayı adını "Poyraz" koyduğu çiftliğinin içinde iki evi ve farklı türlerde çok sayıda hayvanı bulunan ünlü manken, "Sevdiğimle burada yaşlanmak istiyorum" dedi.
BURASI DEVE KUŞU ÇİFTLİĞİYDİ
Ben de Türkiye’ye döner dönmez, soğuk bir kış günü yollara koyuldum. Çamurlu, yolu dahi olmayan bir orman içinden zar zor bu araziye geldim. Görür görmez de aşık oldum... Ve içinde derme çatma bir ev, bir de deve kuşu çiftliği bulunan 13 dönümlük araziyi hemen satın aldım. Bakmayın şimdi bu haline, toparlamam epey zor oldu.
BABAM SAĞOLSUN
Aylarca çıplak şekliyle durdu bu arazi. Önce arazinin içindeki evi kendi zevkime göre toparladım. Daha yolu bile yokken ben ev yapıyordum, düşünün. Derken babam devreye girdi. O işi ele alınca her şey daha yolunda gitmeye başladı. Önce yolumuzu yaptık, sonra arazinin içini toparladık, çimler ektik, düzelttik, çitler yaptık, güvenlik sistemimizi kurduk, iki ev daha inşa ettirdik.
Her şeyi babam ile ortak zevklerimiz doğrultusunda yaptık. Dört ay sonra bütün iş bitmiş gibiydi. Evler ve çevre düzenlemesi de dahil... Öyle ki havuzumuz bile vardı. Yapılacak büyük işler bitmiş, diğer minik detaylara geçmiştik; havuzun yanına bar yapmak gibi...
Son bir yıldır arazinin içini ağaçlandırıyoruz. 700 tane ağaç diktik. Bunun 450’si zeytin ağacı. Diğerleri de tropikal ağaçlar, meyve ağaçları vs... Zaten arazinin içinde 150 yıllık çam ağaçları var. Bu çiftliği yaparken hiçbirini kesmedik. İki yanımdan dere akıyor. Arazinin hemen yanında tarihi bir köprü var. Doğa ve tarihle iç içeyim yani. Çocukken hep hayal ettiğim ağaç evimi bile yaptım. Çam ağacının tepesine bir çardak yaptım. Merdivenlerle çıkıp, oraya oturup, kitap okuyorum. Voleybol, masa tenisi oynayabileceğim alanlarımız var. Bir sürü salaş mesire yerleri yaptım.
ÇOCUK HAVUZUM BİLE HAZIR
Toros Dağları’nın eteklerinde olan bu çiftliğin adı Poyraz... Çünkü burada poyraz rüzgarı hiç eksik olmuyor. O yüzden yaz aylarını hiç bunalmadan geçirebiliyorsun. Bir de kekik kokusu ile uyanıyorsunuz. Dağlardan onlarca koku sabah olunca evimin içine doluyor. Böyle bir yeri yapmak hep hayalimdi. Çalıştım, kazandım ve başardım. Burası benim terapi merkezim.
Kendi ektiğim sebzeleri yemek, atv ile dağlara çıkıp dolaşmak, arada bir av tüfeğimle dağların tepesinde atış yapmak beni o kadar rahatlatıyor ki, sizlere anlatamam. Babam havuz inşaatı sürerken bir de çocuk havuzu yaptırmış. Bazen o havuza bakıp, bir ailem olmasını hayal ediyorum. O da olacak. Allah izin verirse, eşim ve çocuklarımla beraber burada güzel bir hayat geçireceğim. Ben sevdiğimle burada yaşlanmak istiyorum.
Toplumun geneline bakarsanız evlenecek ne kadın var ne de erkek! Ben de diğer insanlar gibi bu kaostan etkileniyorum. Belki yaşanabilecek ilişkileri bile reddediyorumdur. Elbette evlenmek isterim ama annemle babamın yaşadığı gibi bir beraberlik olursa... Şu an bunu fazla düşünmüyorum. Yapacak çok daha önemli projelerim, ulaşacağım hedeflerim var. Ama aşk bu... Kapıyı bir çalar, ne olduğunu ben bile anlamam, bir anda kapılıveririm bakarsınız.
Bu arada biliyor musunuz bugüne kadar hayranlarımdan binlerce evlilik teklifi aldım. Kova burcuyum, hiç belli olmaz, bakarsınız tutup bir hayranımla evleniveririm. Açıkçası içlerinde maddi anlamda büyük şeyler vaat edenler bile var, ama tutup da maddi refah için birisiyle birlikte olamam, evlenemem. Maddiyat beni etkilemez. Zaten ihtiyacım da yok. O insanın tavrı, kültürü ve kişiliği önemli asıl... Davul bile dengi dengine sonuçta!
BURADA BİR TEK BENİM EŞİM YOK
İki tane Sivas kangal köpeğim, iki tane kedim, tavuklarım, horozlarım var. Burada yaşayan her canlının bir eşi olmasına özen gösterdim. Herkesin eşi var, bir tek benim yok. İnşallah o mutluluğu da bir gün yakalarım. İleride de iki tane Avusturya atı alacağım. Bu çiftliği aldıktan sonra köy halkı bana "Hanımağa" demeye başladı. Bu da çok hoşuma gidiyor. Çünkü bu benim gücümü gösteriyor. Evet bu çiftliği yapan birisi olarak ben çok güçlüyüm.