Buna genç couture diyorum

Güncelleme Tarihi:

Buna genç couture diyorum
Oluşturulma Tarihi: Nisan 30, 2005 01:03

Arzu Kaprol’ün 2005 ilkbahar-yaz koleksiyonunun ismi Su. ‘Su gibi duru, su gibi dingin ama aynı zamanda su gibi hırçın’ diye tarif ediyor. Arzu Kaprol bu koleksiyonla ‘Genç Couture’ yaptığını söylüyor. Uçuşan abiye elbiselerin spor ayakkabıyla giyilmesini öneriyor.

Koleksiyonunun renkleri de suyu çağrıştırıyor. Tasarımcı ağırlıklı olarak köpük beyazı, gök mavisi, mercan ve sedef kullanmış. Su koleksiyonu ilk kez 4 Mayıs Perşembe günü podyuma çıkacak. 21 Mart’ta Cengiz Abazoğlu ile başlayan, sosyetenin ünlü isimlerinin boy gösterdiği ‘Moda olan sensin’ konseptli partilerin ikinci ayağı Arzu Kaprol ile devam edecek.

‘Suyun formu beni çok heyecanlandırıyor. Su çok güçlü ve çok dingin bir form. Zen halinden değil de damla damla büyüyen, gelişen, hırçın halinden ilham aldım. Sonunda ortaya çok uçuşan, çok hacimli, çok organik bir koleksiyon çıktı. Ama bir o kadar da şeffaf...’ Arzu Kaprol yeni koleksiyonu Su’yu bu sözlerle anlatıyor. Koleksiyon oldukça genç. Hatta tasarımcı tarzının ‘Genç Couture’ olduğunu söylüyor. Abiye giysilerin altına spor ayakkabı giyiliyor. Kaprol’e ‘Böyle giyinirsek üstü kaval altı Şişhane demezler mi’ diye soruyoruz. ‘Demezler’ diyor ve modanın tam da bu yöne doğru gittiğini anlatıyor: ‘Artık gece çıkarken hiç birimiz annelerimiz gibi giyinmek istemiyoruz. Çünkü bizim yaşadığımız gece hayatı biraz daha efor istiyor. Sanki koşuya gidiyormuşuz gibi giyinmek gerekiyor. Böylesi hırçın ve iddialı oluyor.’

BEDEN KÜÇÜLTEN KUMAŞ KULLANDI

Koleksiyon bu kadar genç olunca haliyle mezuniyet törenlerine de uygun düşüyor. Arzu Kaprol bu yıl mezun olacak genç kızları siyah saplantısından kurtaracağını söylüyor: ‘Genç kızlar ince görünmek uğruna en renkli giyinecekleri yaşlarda siyah giyiyorlardı. Biz bu sorunu kökten çözdük. Çok özel bir teknoloji kullandık. Elbiseler iki beden ince gösteriyor. Korseli gibi ama korse gibi de durmuyor.’

Arzu Kaprol ilkbahar-yaz koleksiyonu uçuş uçuş ve romantik bir koleksiyon. Genele baktığımızda sade diye tanımlayabiliriz. Ama bu tasarımcının kristal taş ve işleme kullanmadığı anlamına da gelmiyor. Arzu Kaprol ‘İşlemeli giyinmek istiyorum ama Yıldırım Mayruk’un yaptıkları kadar da ağır olsun istemiyorum diyenler bunları tercih edebilir’ diyor.

Arzu Kaprol ‘Su’ koleksiyonunu ilk kez 4 Mayıs akşamı Vouge’da görücüye çıkaracak. ‘Moda olan sensin’ konseptli bir partide 16 manken, 16 kıyafeti sergileyecek. Geceye 300’ü aşkın özel davetli katılacak. Mankenlerin hepsi Adidas ayakkabı giyecek. ‘Mankenler hiç olmadıkları kadar rahat yürüyecekler. Ayaklarını burkma ya da düşme riskleri olmayacak’ diyen Kaprol abiye altına spor ayakkabı trendinin çok tutacağını söylüyor.

Swarovski kristallerinin Türkiye’deki en önemli müşterisi

İsmini ilk duyduğunuzda bir İtalyan markası zannedebilirsiniz. Oysa Balizza bir Arap ismi olan Baliz’in türetilmesinden oluşmuş yani uydurulmuş bir isim. Ama İspanya ile bir bağı var. Altı yıl önce kurulan firma bugün İspanya’da 200 noktada satılıyor. Ayrıca Rus pazarında da beğeniliyor. Türkiye’deki ilk mağazasını altı ay önce Akmerkez’de açtı. İki hafta önce ise ‘Bohem de Lux’ adlı bir defile yaptı. Kadınlara mümkün olduğunca göz alıcı kıyafetler yapan Balizza’nın tasarımcısı Merve Tengiz ‘Swarovski kristallerinin de Türkiye’deki en önemli müşterisi biziz’ diyor.

Paris’te Esmode’da Haute Couture eğitimi alan tasarımcı Merve Tengiz, Balizza’nın kurulduğu ilk günden beri marka için çalışıyor. Yani markanın kimliğini yaratanlardan biri de o. Merve Hanım Balizza’nın nasıl bir marka olduğunu şöyle anlatıyor: ‘Yola çıkarken ilk hedefimiz farklı ve herkesten şık bir marka yaratmaktı. Dünyanın en iyi kumaş ve aksesuvarlarını kullanıyoruz. Dantellerimizin tamamı Fransız. Limitli üretim yapıyoruz. Bir elbiseden en fazla 10 tane.’

Balizza için ‘Her gittiği yerde bütün bakışlar bana çevrilsin diyen kadınların markası’ desek, abartmış olmayız. Kıyafetlerin hepsi göz alıyor. Kadınları alabildiğine seksi gösteriyor. Pul, payet, işleme, dantel kısacası iç gıcıklayacak ne kadar malzeme varsa kullanıyorlar. Jean de yapıyorlar ama tasarımcı Merve Tengiz ‘Bizim ürettiğimiz jean ile düğüne bile gidebilirsiniz’ diyor.

Balizza İspanya ve Rusya başta olmak üzere tüm dünyada 400’ü aşkın satış noktasında satılmasına rağmen İstanbul’da bir tek mağazası var; o da altı ay önce Akmerkez’de açıldı. Merve Hanım ilk önce yurtdışında başarılı olmayı hedeflediklerini söylüyor. Ama yakın zamanda Türkiye’de de yayılacaklarmış.

MEZUNİYETE HAZIRLANANLAR VÜCUTLARINI İYİ TANISIN

Balizza markasını tercih edenlerin yaşları 25 ile 40 arasında değişiyor. Ama tabii istisnalar kuralı bozmuyor. Mesela son günlerde mezuniyet alışverişi yapan genç kızlar Akmerkez mağazasını talan ediyormuş. Merve Tengiz’in mezuniyet için hazırlananlara önerileri şöyle: ‘Vücutlarını iyi tanısınlar. Kalçaları büyük olanlar asla üzerlerine yapışan elbiseler tercih etmesinler. Makyaj yaparken abartıya kaçmasınlar. Yaşlarını göstermeyi hedeflesinler. Uçuşan elbiseler tam onlara göre.’

Balizza’nın ilkbahar-yaz koleksiyonu tam 400 parça. Tasarımcı Merve Hanım modayı ve trendi çok fazla takip etmediklerini söylüyor. ‘Bu sezon bizim tarzımız moda oldu. Malum her yerde işleme, pul, payet ve altın rengi var. Ama bunlar bizde daima var. Moda oldu diye yapmadık’ diyor.

Malumunuz İspanya hazır giyim konusunda hayli gelişmiş bir ülke. Mango ve Zara gibi markaları Türkiye dahil tüm dünyada kapışılıyor. Merve Hanım’a böyle bir ülkede nasıl başarılı olduklarını sorduk. Cevabı çok netti: ‘Çünkü boşluk doldurduk. Balizza gibi bir marka yoktu. Biz Mango ve Zara ile kıyaslandığımızda daha şık, daha kaliteli ve daha iddialıyız. Neşeli ve hareketliyiz. Balizza vitrininin önünden geçerken kayıtsız kalabilen kadınların sayısı çok az.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!