Güncelleme Tarihi:
Bulut’u görür görmez sevmemek mümkün değil. Rönesans dönemi tablolarındaki çocuklar gibi. Kıvır kıvır, sarı saçları, içi gülen mavi gözleriyleriyle fethediyor kalpleri. Beyaz önlüklülerden pek hoşlanmıyor. Belli ki ağrılı hastane günlerini hatırlıyor onları görünce. Hatta önlüklerini çıkarmadan aynı ortamda bulunmak istemiyor. Ama fotoğraf çekimine hep hazır. Ağlarken bile “Poz ver” dendiğinde derhal gülümsüyor.
Bulut Özvarna henüz 3 yaşında ve bu kısa yaşamında büyük badireler atlattı. Anne karnındayken idrar yollarında sorun saptandı. Doğumuna bir buçuk ay kala fark edilen idrarın geriye kaçması sorunu her iki böbreğinin de gelişimini engellemişti. Böbrekleri bir miktar idrar çıkarıyordu ama bu yeterli değildi. Oğullarını kucaklarına almak için artık gün sayan baba Ümit ve anne Nilay Özvarna’nın alacağı kötü haber maalesef bundan ibaret değildi. Doktorlar bebek doğsa bile uzun süre yaşamasının mümkün olmadığını söyleyerek anne karnında hayatının sonlandırılmasını tavsiye etti.
BEBEKLERİNE KIYAMADILAR
Özvarna çifti, her ay ultrasonda heyecanla kalp atışını, kollarını, bacaklarının hareketlerini izledikleri yavrularına kıyamadı. Doktorların bu önerisini kulak arkası ederek, gebeliğe devam dediler. Bulut tam zamanında doğdu. Üç buçuk kiloluk gayet sağlıklı görünen bir bebekti. Akciğerleri gelişemez denmişti ama o hiç yoğun bakıma ihtiyaç duymadan nefes alıp veriyordu.
Buna karşılık böbreklerindeki sorun kendini hemen gösterdi. Henüz üç günlükken böbrek yetmezliğini işaret eden kreatin değeri yükselmeye başladı. Beş günlükken periton diyalizine başlandı. Bunun için karın boşluğuna ameliyatla bir tüp (katater) yerleştirildi. Her akşam bu tüpten özel bir solüsyon bağlandı. Geceleri yaklaşık sekiz saat boyunca bu solüsyon vücuda verilerek kanındaki zararlı maddelerin atılması sağlandı. Zahmetli işti çünkü solüsyonun yavaş yavaş verilmesi, sonra da geri çekilmesi gerekiyordu. Tüpün enfekte olma veya karın zarında enfeksiyon gelişme riski vardı. Uygulama esnasında Bulut her saat başı uyanıyordu, tabii anne-babası da...
Aile bütün yaşamını Bulut’a göre düzenledi. Bulut da gece boyunca bağlandığı diyalizi makinesi nedeniyle hiçbir zaman diğer çocuklar gibi geceyi anne ve babasının yatağında geçiremedi. Ailenin bütün hayatı Bulut’a bağlanan makinenin iki metrelik kablosunun izin verdiği sınırlarda sürdü. Elektrik kesilmesin diye dua ediyorlardı. Tatile, İstanbul dışına hiç çıkamadılar.
9 KİLOYA ÇIKMASINI BEKLEDİLER
Anne ve babası bir yandan da böbrek nakli ihtimalini araştırmaya başladı. Doktorlar, Bulut 15 kiloya ulaşmadan naklin mümkün olmadığını söyledi. 4-5 yaşına kadar yaşarsa, belki bu kiloya ulaşabilirdi.
Ancak son yıllarda ameliyat tekniklerindeki gelişmeler daha küçük çocuklara da nakil yapılmasına imkan tanıyordu. Memorial Şişli Hastanesi’nde Doç. Dr. Burak Koçak 9 kiloya ulaşan Bulut’a böbrek nakil yapılmaması için bir neden bulunmadığını söyledi. Hem anne hem de baba böbreklerini oğullarına vermeye hazırdı. Ancak baba Ümit Özvarna, kendi böbreğinde ısrar etti. Bulut’a bir kardeş yapmak istiyorlardı, bu nedenle eşinin böbrek vermesini istemiyordu. Nisan başında nakil kararı alındı.
Ameliyat günü anaokulu öğretmeni Nilay Özvarna (34) hem eşi hem de oğlununu aynı anda ameliyata yolladı. Babadan alınan böbrek, Bulut’un küçücük karnına karaciğeri yukarı çekilerek yer açıldıktan sonra nakledilebildi.
Bulut eve dönünce ilk önce o güne kadar hep birlikte yaşadığı, periton cihazı makinesini sordu. Karnındaki ‘cicim’ dediği kateterin nerede olduğunu merak etti. İşi biten makinenin evden çıkarıldığını öğrenince, arkasından ağladı.
Tabii Bulut’un günlük yaşamı nakilden sonra çok değişti. İştahı arttı, kilo aldı, boyu uzadı. Yaşıtları gibi koşup oynamaya başladı ve deyim yerindeyse, yanaklarına renk geldi.
Özvarna ailesi çok mutlu ve ilk kez bu yaz evlerinde birlikte tatile çıkma planları yapılıyor...
İyi ki ona buşansı vermişiz
BABA ÜMİT ÖZVARNA (40)
Benim dokularımın Bulut’la uyumlu çıkması büyük şans oldu. Aksi halde organ bağışının bu kadar az olduğu Türkiye’de işimiz zordu. Oğluma her bakışımda, koşuşunda, çok duygulanıyorum. İyi ki tüm söylenenlere karşı bir şans daha vermişiz ona. Ameliyattan sonraki fiziki gelişimi çok farklılaştı. İki ayda iki kilo aldı. Neşeli, keyfi yerinde. Bulut kısa zamanda normal hayatını yaşamaya başlayacak ama kısa bir süre daha kapalı ortamlara sokmaktan, kalabalık ziyaretçi kabul etmekten kaçınıyoruz.
Yaşıtlarından farklı kalmayacak
OP. DOÇ. DR. BURAK KOÇAK
Bir yetişkinden, küçücük bir çocuğu böbrek nakli teknik olarak en zoru. Çocuk vücudu en ufak bir sorunu bile tolere edemiyor. Genellikle dünyada böbrek nakli için çocuğun büyümesi,10 kilo civarına çıkması bekleniyordu. Ama şimdi yedi kiloluk çocuklara nakil yapabiliyoruz. Babasından alınan böbrek Bulut’un neredeyse bütün karnını kaplıyordu. Normalde erişkinde kan almaya ve bu şekilde çalışmaya alışmış bu büyük böbrek, zamanla yeni vücuduna uyum sağlıyor. Küçülüyor. Sonra da çocukla birlikte büyüyor. Hayatı boyuna ihtiyacını karşılıyor. Bulut ile akranları arasındaki fark kısa sürede kapanacak. Okuluna gidecek, beden eğitimi derslerine katılacak. Arkadaşlarıyla havuza gidip yüzecek hatta tenis ve futbol bile oynayabilecek.