Bülent Hanım'la iş yapmam

* Yeni albümünüz hayırlı olsun, hazırlık sürecinden bahseder misiniz?
- Bir önceki albümü dört sene önce yapmıştım. O arayı ticaretle uğraşarak geçirdim. Daha sonra müziğe döndüm ve bir sene boyunca çok sıkı bir çalışma dönemi geçirdim. Bu 10’uncu albümüm ve çok güzel oldu bence.
* Albümde kimlerle çalıştınız?
- Gökhan Tepe, Hakkı Yalçın, Serkan Kara gibi çok önemli isimlerin besteleri var. Bunun dışında Müslüm Gürses’in bir şarkısını seslendirdim, Alevi türküsü de söyledim Kürtçe şarkı da... Herkesin bu albümde kendinden bir şey bulmasını istedim.
* Adı neden “Sevgilim” oldu?
- Albümün adı için üç şarkı arasında kalmıştık; “Sevgilim”, “Ey Hayat” ve “Eski Arkadaşım Yeni Aşkım”... Sonunda “Sevgilim”in daha çok ön plana çıkan bir şarkı olduğuna karar verdik.
* Bülent Ersoy’la bir programı başlamıştınız ama ikinci haftasından sonra sizi programda göremedik...
- Her işe iyi dileklerle başlanır, başarılı olmak için çaba gösterilir. Benim de amacım buydu. Ancak yayın aşamasında bazı sıkıntılar başladı.
* Ne gibi?
- Doku tutmadı diyelim. İlk programı yaptıktan sonra düzelir diye bekledim ama baktım ki değişen bir şey yok, en iyisinin ayrılmak olduğuna karar verdim. Kendimi o programda görmek istemedim. Belirli bir duruşu, sanatçı kimliği ve kişiliği olan biri olarak kendimi oraya yakıştırmadım.
* Bülent Hanım nasıl karşıladı bu durumu?
- Şaşırdı. Karşılıklı konuşmalar yaptık ama ben kararımı vermiştim. Bülent Hanım ile dost kalırım ama iş yapmam. Böyle bir karar aldım.

AİLEMDEKİ KAN DAVALARI SÜRSE BUGÜN OLMAYABİLİRDİM

* Şu an altı çocuğunuz var ama 10 çocuğunuz olsun istiyormuşsunuz.
- Çocukları seviyorum. Hepsine eşit şartlar sunduktan sonra neden olmasın? Ben de geniş bir aileye sahibim, ister istemez bilinçaltımda da bu var.
* Bu kadar kalabalık bir aile olmanın kan davasıyla ilgisi var mı?
- Ailemizde çok ciddi üç kan davası varmış. Onlar hâlâ devam etseydi belki bugün olmayabilirdim. Ama olaylar bizim kuşağımıza gelene kadar yumuşatıldı, barışlar sağlandı, karşılıklı kız alıp vermeler yaşandı. Güneydoğu gelişti, eskisi gibi kan davaları yok.
* Sanatçılığın yanı sıra işadamı kimliğinizle ön plana çıkar oldunuz. Otelcilik nereden çıktı?
- Müzik dünyasına girdiğim günden bu yana kazandıklarımı hep yatırıma dönüştürdüm. Paralarımı menkul ve gayrimenkullere yatırdım. Son yıllarda turizm sektöründe önemli yatırımlar yaptım. İzmir’deki Yıldızhan Oteli’ni bu yıl sonuna doğru Double Tree By Hilton Otel’e dönüştürdüm. Tüm bunları yaptım diye bana mafya diyorlarmış.
* Mafya mısınız gerçekten?
- Şu an Türkiye’de öyle bir sistem var ki, kimsenin illegal bir hayatı olmaz. Devlet baba düğmeye bastığında çocukken çaldığınız eriklerin sayısı bile ortaya çıkıyor. Bir otel yaptım ama elimdeki sermaye 4’te 1’ini karşılıyordu. Kalanını kredi çekerek tamamladım. Kaynaklı teşvik aldım. İllegal bir hayatım yok. Mesleki kazancım ve arsa alıp satışından kazandıklarımla bugünlere geldim. Bundan sonra başka hedeflerim de var.
* Ne gibi?
- Kıbrıs’ta da büyük bir projeye imza atmak istiyoruz. Projeyi yine Hilton’a sundum. Şu an onay gelmesini bekliyorum. Geldiği an Kıbrıs’ta Hilton yapacağım.

METROSEKSÜEL DEĞİL, BAKIMLI ŞEHİR ERKEĞİYİM

* Metroseksüel misiniz?
- Metroseksüel lafından nefret ediyorum, homoseksüel deniyormuş gibime geliyor. Ben bakımlı şehir erkeğiyim. Bakımlı ve temiz olmak dinimizde de var. Kendime bakmayı seviyorum ve önceliğim bu. Spor yaparım, şık giyinirim. Her görsel hem de işitsel bir iş yapıyoruz, o yüzden bakımlı olmamız gerekiyor. Ama cilt bakımı falan yaptırmıyorum.
* Bu konuda size danışmanlık yapan biri var mı?
- Hayır, yok.
* Pembe giyer misiniz?
- Pembe de giyerim yeşil de... Renkli giyinmeyi severim. Otelimde de pembe, lila gibi renklere yer verdim. Galiba renkli yaşamayı seviyorum.

ÜÇ BEŞ ÜNİVERSİTE BİTİRMİŞ GİBİYİM

* Kalabalık bir ailesiniz, hepsine siz mi bakıyorsunuz?
- Evet, ben bakıyorum ve bundan mutluluk duyuyorum. Bütün aile benim çizdiğim çerçeve içinde yaşıyor.
* Sizden izinsiz bir şey yapamazlar yani...
- Ona izin demeyelim ama bana danışırlar. Çünkü ben çok zor günlerden geçtim. Üç, beş üniversite bitirmiş gibiyim. Bu yüzden bir şey olduğu zaman toplanırız, bana sorarlar.