Güncelleme Tarihi:
Yaşadığım acı beni çok olgunlaştırdı
Yaklaşık üç ay önce annesi Sezer Cangüre’yi kaybeden Sibel Can, o acıyla derin bir sessizliğe bürünmüştü. 40 gün boyunca tüm iş programını iptal eden sanatçı, yalnızlığını ve büyük acısını Kelebek ile paylaştı.
Tekrar başınız sağolsun Sibel Hanım... Teşekkür ederim. Kendimi toparlamaya çalışıyorum ama hálá içim yanıyor. Annem benim canımdı. Yarım kaldım. Gün geçtikçe bu acım daha da büyüyor. Babamı kaybettikten sonra annemle birbirimize kenetlenmiştik. Dolayısıyla anlatılmaz bir acım var. İyi durmam gerekiyor ki herkese iyi elektrik vereyim. Ama çok zorlanıyorum.
- Müzeyyen Senar, Kelebek’e verdiği röportajda yıllar önce annesinin öldüğü gün sahneye çıktığını söyleyerek, programlarınızı iptal ettiğiniz için sizi eleştirmişti. Ne söylemek istersiniz bu konuda? Evet, okudum o röportajı. Tabii ki ailesini kaybedip, sahneye çıkan sanatçılarımız vardır. Onlara saygım sonsuz. Ama herkesin aile bağları farklı. Biz, sevginin hüküm sürdüğü, gelenek göreneklere saygı duyan, birbirine kenetlenmiş bir aileydik. Annemle günde en az beş kere konuşurdum. Çok düşkündük birbirimize. O yüzden trilyonlar verseler, sahneye çıkamazdım. Benim anacığım vefat etmiş, makyaj yapıp, giyinip nasıl sahneye çıkarım? Bunu düşünemiyorum bile! İnsanın ölüsüne saygısı olmazsa, dirisine hiç olmaz! Hálá her perşembe evimde Yasin okutuyorum, buna bile şaşırıyorlar.
- Dua okutmanıza mı şaşırıyorlar? Evet, bu kadar yitirmişiz değerlerimizi. Babam öldüğünde annem üç yıl evde televizyon açmamıştı. Artık insanlarda aile sevgisi, aile bağları, ölüye, diriye saygı hiç kalmamış. Bir hırstır gidiyor. Bu durum içler acısı.
SULHİ’YLE BENİ ANNEM BARIŞTIRDI - Anne-kız ilişkiniz nasıldı? Sert bir anne değildi ama ben çok çekinirdim annemden. Onun ne demek istediğini gözünden anlardım. Mesela konserlerimde kıyafetim falan mı açılırdı, annemin bir bakışını yakalar ve hemen toparlanırdım. Onun onayı olmadan hiçbir şeye başlamazdım. Onun doğrularını uygulamaya devam edeceğim ve ölene kadar ona layık bir evlat olarak yaşayacağım.
- "Keşke anneme bunu yapmasaydım" dediğiniz pişmanlığınız var mı? Annem her zaman, "Allah herkese senin gibi evlat versin" derdi. Sadece geçen yaz Sulhi ile aramızda tatsızlıklar olmuştu, ona çok üzülmüştü. Onun yapıcı konuşmalarıyla yeniden Sulhi’yle bir araya gelmiştik. Ayrılmamı hiç istememişti ve bana ilk defa tavır koymuştu. Benimle 10 gün konuşmadı, çıldırıyordum. Söyledikleri doğruydu. Bir öfkeyle hareket etmiştik ama annem bizi çekip çevirmişti.
- Ölümler, yaşanan acılar hep bir şeyler öğretir bizlere. Sibel Can’ın hayatında neler değişti peki? Çok ama çok büyüdüm, olgunlaştım ben. Annemin ölümü benim için tam şoktu. Çünkü sapasağlam bir kadındı. Bir sabah evinizden çıkıp, akşam geri dönmeyebilirsiniz. O yüzden kimsenin kalbini kırmamalıyız. Her şey boş!
- Bütün yatırımlarınızı anneniz yaparmış, doğru mu? Evet, bütün kazandığımı ona verirdim, o değerlendirirdi. Haberim olmadan bir sürü şey alır, bana sürpriz yapardı. Çok özledim onu.
- Sanatçı dostlarınız o zor günlerde sizi yalnız bırakmadı. Peki sizi şaşırtanlar oldu mu? Birçok sanatçı dostuma gönülden teşekkür ederim. Evim doldu taştı. Demek ki seviliyormuşum. Beni şaşırtanlar da çıktı tabii. Kırılmadım ama onlara...
- Sizi şaşırtan sanatçılar kimler? Yok, isim vermem.
- Bir magazinci ile hiç tartıştınız mı ya da mahkemelik oldunuz mu? Hayır. Bugüne kadar hiçbir magazinciyle kavgam olmadı, olamaz. Bugüne kadar magazinin içinde yer almaktan da şikayetçi olmadım. Eğer magazin olmasaydı, biz bu noktalarda nasıl olurduk? Nankör olmamak gerek! Evet benim de canımın yandığı dönemler oldu. Ama sessiz kaldım.
- Los Angeles’taki konserinizin iptaline neden olan bomba ihbarını yapanlar yakalanmış, doğru mu? Evet, 14-15 yaşlarında iki Ermeni çocukmuş. Konser vereceğim salonun bulunduğu caddedeki telefon kulübelerinden aramışlar. 26 Mayıs’ta yine aynı salonda sahneye çıkacağım.
SUNUCULARIN TAVRIBENİ ÇOK ÜZDÜ - Gelelim Bülent Ersoy’un İzzet Yıldızhan’a söylediği, "Kızım olur Sibel, istersen ayarlayayım" lafına...
Çok üzüldüm. Benim acım daha çok taze. Böyle bir dönemde, Bülent Hanım’ın bu gafını duymak beni yaraladı. Sulhi Bey’i biliyorsunuz, bu camianın çok dışında biri. Böyle gafları nasıl anlatabilirsiniz ki ona? Zaten kendisi de "Bu ne demek" dedi. İnanılmaz üzüldüm. Biliyorum, Bülent Ersoy beni çok seviyor.
Annemin vefatında bana çok destek oldu. Evime geldi, dualara katıldı, inanılmaz güç verdi. Ama sözleri beni çok yaraladı. Bir de sunucuların tavrı üzdü beni.
- Muazzez Ersoy ile İzzet Yıldızhan’ın tavrı mı? Evet. Onların durumu toparlaması gerekirdi, oysa Bülent Ersoy’un her söylediğine onay verdiler. Hele Muazzez Hanım’a çok şaşırdım. Bir kadın olarak ondan durumu toparlamasını beklerdim. Sonuç olarak eşime karşı çok zor durumda kaldım. Özür dilemişler ama keşke olmasaydı.
- Bundan sonra ne değişti? Evime sanat camiasından gelen insan zaten azdı. Bu sayı daha da azaldı. Böyle bir uyarı aldım Sulhi’den. Çünkü çok kızdı. Benimle bile iki gün konuşmadı. Evde huzursuzluk oldu.
- Yani Bülent Hanım artık evinize giremeyecek... Evet. Sulhi onun sesine hayran olmasına rağmen çok üzüldü, kızdı. Benim bir küslüğüm olamaz Bülent Hanım’a. Onu çok seviyorum. Ona saygım asla değişmez. Ama yaptığı da büyük bir gaf. Ona kırıldığım kadar Muazzez Hanım’la İzzet’e de kırıldım. Olayın devam etmesine izin vermemeliydiler. Eşime karşı çok mahçup oldum.
PLATİN ÖDÜL ALIYORUM
Şu an elimde önümüzdeki sezon için çekilmesi düşünülen üç senaryo var. Benim için iyi senaryo, iyi kast ve iyi yapım şirketi önemli. Kararımı bu doğrultuda vereceğim. Oyunculuğu ciddiye alıyorum. Sadece para kazanmak için oynamam. Bu arada yeni albümümün satışı 300 bini geçmiş. Önümüzdeki günlerde Sezen Aksu, İbrahim Tatlıses, ben ve birkaç sanatçı arkadaşıma MÜYAP tarafından ödül verilecek. "Özledin mi" adlı şarkıma klip çekeceğim. Bir de yazın "Nerede Akşam, Orada Sabah" şarkısına remiks yapıp, ona klip çekeceğim. Ayrıca yaza yine Antalya’da konserler olacak.
YURTDIŞINDA YAŞAYACAĞIM
Yeni albümüm için besteler yapmaya başladım. Beni buna yönlendiren Sezen Aksu ile Orhan Gencebay oldu. Annemin vefatından önce üç tane yapmıştım. Kendisi dinlemiş ve çok beğenmişti. Şimdi bir tane daha yaptım. Üzerine söz yazıyorum. Bir bölümününü yazdım. Tamamlamaya çalışıyorum. Şöyle başlıyor; Sen, sensizliğin acısını nereden bileceksin, sen hiç sensiz kalmadın ki... Son beş-altı yıldır bambaşka bir hayatım var. Önce evim, ailem, sonra işim. Bestemi yapıyorum, mutlu oluyorum. Bunlar yetiyor bana. Annem de bu hayatımdan çok mutluydu. Bundan sonra da değişen bir şey olmayacak. Çocuklarım üniversiteyi yurtdışında okumak istiyorlar. Annem vefat etmeden önce bana, "Ben onların başında olurum, sen işine bakarsın" demişti. Şimdi ben çocuklarımın yanında olacağım. Yani dört-beş yıl sonra çocuklarımla yurtdışına gideceğim. İşimi bırakmam ama, sadece azaltacağım.