BUGÜNLERDE... Beynimin içini boÅŸaltıp temizlik yapmalıyım. Geri doldururken lazım olmayanları da atabilirim böylece.DeÄŸiÅŸik bir his. Psikologlar paranoya

Güncelleme Tarihi:

BUGÜNLERDE... Beynimin içini boşaltıp temizlik yapmalıyım. Geri doldururken lazım olmayanları da atabilirim böylece.Değişik bir his. Psikologlar paranoya
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 16, 2000 00:00

BUGÃœNLERDE... Beynimin içini boÅŸaltıp temizlik yapmalıyım. Geri doldururken lazım olmayanları da atabilirim böylece.DeÄŸiÅŸik bir his. Psikologlar paranoya diyor, ama ben gerçekten izlendiÄŸime eminim. Sokakta yürürken herkes bana bakıyor. Herkes hakkımda benim bilmediÄŸim bir ÅŸey biliyor. Ben çaresizce "yok canım" diyorum, "olur mu öyle ÅŸey?" Ama bal gibi de oluyor. Kedi ve köpekler bile farklı davranıyor bana. Benden saklanan bir ÅŸeyler var. YaklaÅŸtığımda hissedebiliyorum, çevremdeki bakışlardan, fakat onu bulmak pek mümkün deÄŸil, zira kimi zaman bu hislerimin gerçekten bir saçmalık olduÄŸuna ben de inanıyorum.OlaÄŸanüstü bir tatminsizlik içindeyim. Çocuk ruhumu eÄŸlendiren ÅŸeyler artık boÅŸ geliyor -iÅŸte bu GERÇEKTEN büyümek-, ancak yetiÅŸkin ihtiyaçlarını da arzuladıkça nefret ediyorum. Sinirlerim bozuk olduÄŸunda para harcamak istiyorum. Bu nasıl bir terapi? Nasıl bir genetik kodlama böyle? Tahmin edersiniz ki para harcamak hiçbir zaman "yeterince" olmaz. Bu terapi hep eksik, bu metod daima bir sonraki tamamlayıcısına muhtaç. Tercihler hep baÅŸkaları tarafından benim adıma yapılıyor, ama benim buna itiraz edecek gücüm yok. Hem niçin itiraz edeyim? Benim tercihlerim daha mı iyi olacak, ya da daha farklı?Hayatım boyunca asla yapmadığım ÅŸeyler yapmaya baÅŸlıyorum. Hiç onaylamadığım ÅŸeylerin birer özelliÄŸim haline geldiklerini görüyorum. Yeni insanlarla tanışıyor, tanışmak için fırsatlar yaratıyorum. Ben insanları sevmem ki!..Ben "hayvanlara" güvenirim -ki onlara bile tam olarak deÄŸil. Hep popüler olmuÅŸ bir kliÅŸedir ya hani: Hayat bir maskeli balo. Ben biraz daha abarttım galiba: Her odada farklı maskeyle dolaşıyorum. Gerçek karakter ve ruh halimi anlayacak kadar içime dönebileceÄŸim zamanlar azaldıkça da, "tek kollu canavar" denilen kumar makinesindeki gibi, her yeni etkiye bambaÅŸka kombinasyonlarda tepkiler veriyorum. Birileri kolu çekiyor, benim aÄŸzımdan kelimeler dökülüyor, ben bile, ÅŸaÅŸkın, dinliyorum kendimi. Canım sıkılmıyor, hayattan nefret etmiyorum, kimseye kızgın deÄŸilim, hiç üzgün ya da piÅŸman deÄŸilim. Gerçekte yaptığım tek eylem: "varolmak". HissettiÄŸim tek ÅŸeyse beklenti: "Bir gün birisi dayanamayacak ve bana söyleyecek ÅŸu büyük sırrı."Kendime minik bir kaktüs aldım. Ä°lginç bir ÅŸey; dikenleri içe doÄŸru kıvrık, bu yüzden elinizi bastırdığınızda batmıyor ama geri çekmek istediÄŸinizde bir bakıyorsunuz, elinizi bırakmamak üzere rehin almış. Ä°smini net-arkadaÅŸ cald_FORTE verdi minik kaktüsümün: Ramses. Åžu an bunları anlatmamın önemi büyük, çünkü "deÄŸiÅŸim"in nasıl bir ÅŸey olduÄŸunu anlayacaksınız...Çocukken en sevdiÄŸim ikinci ÅŸey kaktüslerdi. Annem, halam hep çiçek bakımından hoÅŸlandıkları için benim kaktüs ilgimi de erken fark etmiÅŸlerdi, ve bakımından sorumlu olduÄŸum küçük sevimli kaktüsler edinmemde yardımcı olmuÅŸlardı bana. Ne kadar ağır büyürlerse büyüsünler, ben anlayıverirdim hemen, hangi gün hangisi ne kadar uzamış, ya da geniÅŸlemiÅŸ. Zaten onlar da benim çocuk sevgimin aşırı saflığından mıdır nedir, pamukta yetiÅŸen fasulyeler gibi boy atar olmuÅŸlardı. 6-7 yaÅŸlarımda himayeme aldığım kaktüslerimi lise son sınıfta biraz boÅŸladım. Artık annem onlarla benim ilgilendiÄŸimden daha çok ilgileniyordu; tabi haftada iki kez birer çay kaşığı su vermek ilgilenmek sayılırsa. Fakat yine de onlar benim kaktüslerimdi ve varlıkları benim için çok anlamlıydı. Beraber büyümüştük çünkü! Onlar benim çocukluktan yetiÅŸkinliÄŸe geçiÅŸ sürecimin minik tanıklarıydılar.Ben Ankara'ya gelirken kaktüslerimi orada bıraktım. Eski hayatımda. Ve hiç özlemedim onları. Ramses'i görünceye dek hatırlamadım bile. Ramses! Bir kaktüs için amma da iddialı bir isim! Bu yeni minik kaktüsü alarak, belki hayatımda bir ÅŸeyleri yine eskisi gibi yaparım diye düşündüm sanırım, eskinin ne olduÄŸunu tam olarak hatırlayamayarak. Ä°lk iki gün iyi geçti. Ders çalışırken yanımda taşıdım Ramses'i odadan odaya. Net-arkadaÅŸ'larıma anlattım onun ne sevimli bir yaratık olduÄŸunu. Ä°kinci günün sonunda içimde bir ÅŸeyler huzursuzlanmaya baÅŸladı.Saksısı çok mu küçüktü? Toprağı da hiç hoÅŸ görünmüyordu hani, içi taÅŸ doluydu. Ben de Ramses'in minik saksını ve toprağını şöyle kabaca bir temizlemeye karar verdim. Son günlerde biraz dalgın olduÄŸum için kaktüsümün dikenlerinin özelliÄŸini unutarak, onu örme bir elbeziyle tuttum; ve Ramses adını hatırlamışçasına sıkı sıkı yapıştı, bütün dikenleriyle zavallı elbezine. Birkaç saniye sonra da asıl zavallının elbezi deÄŸil Ramses olduÄŸu ortaya çıkıverdi tabi. Sevgili kaktüsüm üzerinde bir battaniyeyle yaÅŸamak istemiyorsa, bütün dikenlerini de elbeziyle beraber bırakmak zorundaydı! Mart ayında kavgadan dönmüş yoluk tüylü erkek kediler gibi üzgün ve gururu kırılmış bir ifadeye büründü zavallı Ramses'im. Ä°ÅŸte küçük hikayemin can alıcı noktasındayız. Benim ilk düşündüğüm ÅŸey ne oldu dersiniz? Hemen ve hiç utanmadan söyleyeyim: Ramses'i çöpe atmak ve zaten çok ucuz olan bu kaktüslerden bir tane daha almak! Yani, kendi kendime duyduÄŸum ÅŸaÅŸkınlığı ve hayal kırıklığını anlıyorsunuz deÄŸil mi? Bir eÅŸya olmadığını bilerek sahip olduÄŸum kaktüsümden, sırf dış görünüşü bozuldu diye vazgeçmek istedim. Bir ismi olan, hayatıma küçük de olsa neÅŸe getiren sanki o kaktüs deÄŸilmiÅŸ, sadece bir simgeymiÅŸ gibi, bozulmuÅŸ olanı yok etmek ve unutmak hezeyanına kapıldım hemen.Ramses yaşıyor. Başına talihsiz bir kaza daha gelmesine raÄŸmen üstelik. Bir de kazağımın koluna yapışmayı denedi macerasever kaktüsüm. Åžimdi iyi, ve ben de onunla olduÄŸum için iyiyim. Fakat bu yaÅŸadığım tecrübe beni o kadar korkuttu ki, bir dahaki "ben olmayan" davranışımı bu kadar ustalıkla bertaraf edebilecek miyim bilemiyorum. Canım sıkılıyor, hayattan nefret ediyorum, herkese kızgınım, çok üzgün ve piÅŸmanım. Gerçekte hakkını vererek yaptığım tek eylem; uyumak. HissettiÄŸim tek ÅŸeyse korku: Bir gün birisi dayanamayacak ve bana söyleyecek ÅŸu büyük sırrı. Belki de beynimin için boÅŸalttığımda öylece bırakmalıyım. Yalçın PEMBECÄ°OÄžLU - 16 Åžubat 2000, ÇarÅŸamba Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!