Demet CENGİZ BİLGİN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 22, 2007 00:00
Dünyanın Oryantalizm, Budizm gibi kültürleri tükettiğini ve gelecek yıllarda Avrupalı-Anadolu’yu keşfedeceğini, modada İstanbul dokunuşunun öne çıkacağını söyleyen Denim Village Genel Müdürü Hadi Karasu "Dünyayı etkileyen yeni kültür bu olacak" dedi.
DÜNYANIN oryantalizmden Budizm gibi Uzakdoğu felsefelerine kadar pek çok kültürü tükettiğini ve artık gelecek yıllarda Avrupalı-Anadolu’yu keşfedeceğini söyleyen Denim Village Genel Müdürü Hadi Karasu, "Modada İstanbul dokunuşu öne çıkacak. Dünyayı etkileyen yeni kültür bu olacak. Biz de ürünlere kendi dokunuşumuzu katmaya başladık" dedi. Türkiye’de tekstil kültürünün yerleştiğine, dünyada herkesin Türk tekstil sektörü karşısında başını saygıyla eğdiğine değinen Hadi Karasu, "Bazı eksikliklerimiz olabilir ama az maliyet, az stok maliyeti ve hızlı hizmet verirsek, üretim için Uzakdoğu, Ortadoğu, ABD nereyi seçerse seçsin Türkiye’den kumaş almayı sürdürürler" diye konuştu.
DEVLER TASARIMDAN ÇIKIYOR: Dünyanın önde gelen firmalarının üretim, ürün geliştirme hatta tasarım işinden çıkma derdinde olduğuna dikkat çeken Karasu, firmaların sadece perakendeye odaklanmak istediğini söyledi. Şirketlerin Türkiye’de üretimden bu nedenle vazgeçmediğini vurgulayan Karasu, "Türkiye’de aksesuvarcıdan kumaşçıya herkes kenetlendi. Sektör entegre. Hızla bütün hizmetleri verirsek, bizden vazgeçmezler" diyerek İtalya’dan yüzde 30-40 daha ucuz, diğer ülkelerden yüzde 20-30 pahalı olan Türkiye’nin üretim avantajlarını açıkladı. Karasu, denim üreticisi Orta Anadolu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Karamancı’nın çoğunluk hissesine sahip olduğu Denim Village’ın firmaların beklentilerini karşılamak üzere strateji geliştirdiğini söyledi.
MÜŞTERİ ZAMAN KAZANIYOR: Denim Village’ın ilk adım olarak hızlı üretim organizasyonu geliştirdiğine değinen Karasu şunları söyledi: "İkinci adım olarak müşterilerimize workshop hizmeti vermeye başladık. Müşterinin satınalmacısı, tasarımcısı gelir bizim ürün ve teknik servis ekibiyle buluşur. Ön çalışma yapılır. Ürün geliştirme, hayata geçirme işini tamamen biz yapıyoruz. Ekibimiz müşterinin isteklerine göre önceden hazırlanır. Müşterinin tasarımlarıyla bizimki birleşir. Hazır koleksiyon verilir, sipariş alınır. Eskisi gibi 6 aylık tasarım sürecine firmaların tahammülü yok. Trendler hızlı değişiyor. Biz bu yöntemle müşteriye bir ay kazandırıyoruz."
TASARIM EKİBİ KURDUK: Koleksiyon üretiminin üçüncü adım olduğunu anlatan Karasu, Türk ve yabancı tasarımcılardan bir ekip kurarak koleksiyon hazırladıklarını ve yılda 3 bin yeni ürün geliştirip, 30 bin numune yaptıklarını söyledi. Karasu dördüncü adım olarak Taksim meydanında Fatih Karamancı’nın doğduğu evde bir showroom açtıklarını anımsatarak, şunları aktardı: "Tekirdağ’daki fabrikaya gidecek kadar vakti olmayan müşterilerimizi ağırlıyoruz. Bu, Avrupalı-Anadolu ve İstanbul dokunuşunu çok iyi yansıtan bir ofis. Beşinci adım olarak da farklı ülkelerde acentalar açmak istiyoruz. Ancak New York’ta ofis açsanız oradaki müşteri o ofise gitmiyor. Buraya gelip, Türkiye’deki ruhu yaşamak istiyor."
Üç milyar denimin 100 milyonu Türkiye’den
YÜZDE 70’i Kuzey Amerika ve Avrupa’da olmak üzere yılda 3 milyar denim satıldığına ve bunun 55 milyar dolarlık bir pazar yarattığına değinen Hadi Karasu, "Bunun 100 milyon adeti Türkiye’de yapılıyor. 3 milyar adet bir anda yok olmaz. Denim sektöründe bir gerileme olsa bile Türkiye’deki sapma çok az olur" dedi.
Bizim paniğimiz var, çünkü hazırlık yok
TÜRKİYE’nin hep üretici kimliğinde kaldığının altını çizen Hadi Karasu, şunları söyledi: "Şimdi Fas’a mı Mısır’a mı gitsek, diye soruyorlar. Bunun sebebi yine üretici kimlikten çıkamama. Üretimi özleme, işçilikle hayatı geçirme isteği. Markalı üretici kimliğine geçmek de çok önemli. Fransız, İtalyan ve Japonlar’ın tarihsel olarak kazanımları var. Otomotivden havacılığa, elektronikten ayakkabıya üretici olarak isimlerini yazdırmışlar. Sonra markalar doğmuş. İtalyanlar denimde hálá markalara servis veriyor. Bizim paniğimiz var. Neden? Çünkü hazırlığımız yok."