Güncelleme Tarihi:
Mevsim geçişleri genelde vücut direncinin düştüğü zamanlardır. Kıştan ilkbahara, ilkbahardan yaza, yazdan sonbahara ve sonbahardan kışa geçerken iklim değişikliklerine adapte olmaya çalışan vücutta direnç düşer ve bu da çeşitli hastalıklara davetiye çıkarır. Özellikle grip vakalarının gözümüzü korkuttuğu bu aylarda, kişisel hijyenin yanı sıra metabolizmamızın sağlıklı çalışabilmesi ve bağışıklığımızın güçlendirilmesi için aldığımız gıdalar büyük önem taşıyor. Beslenme Uzmanı Dr. Ahmet Karaçam’la hazırladığımız listeyle her mevsim mikroplara “dur!” demek elinizde. Listeye göz atmadan önce Dr. Karaçam’ın şu 3 önemli uyarısını da unutmayın:
1-Grip aşısı yaptırılmalı
Önyargıları bırakın ve grip aşınızı yaptırın. Özellikle yaşlılarda, diyabet, kalp gibi kronik hastalığı olan kişilerde vücut direnci düşük olduğu için grip aşısı yaptırmaları büyük önem taşıyor.
2-Krizlerde önce gıdadan vazgeçmeyin
Yapılan araştırmalara göre ekonomik kriz dönemlerinde insanlar gıdalarından büyük kesintiye gidiyor ve öğünler ya atlanıyor ya da geçiştiriliyor. Bu yüzden salgın vakalarının ekonomik kriz dönemlerinde daha çok görüldüğü de bilimsel bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Karbonhidrat ve yağ yüklü, buna rağmen protein, vitamin ve mineral fakiri olan bu tip geçiştirme öğünler, vücudu tam olarak besleyemeyeceği için direnciniz düşer. Bunu önlemek için 3 temel öğün dengeli bir şekilde muhafaza edilmeli, aralarda da meyve, ayran, az miktarda badem, ceviz, fındık gibi faydalı atıştırmalar olmalı. Dr. Karaçam’a göre, 3 ana öğün, 3-4 ara öğün prensibine her yaş grubunda, her mevsimde ve mevsim geçişlerinde mutlaka uyulmalı.
3-Tuza dikkat!
Vücudumuzun tuz ihtiyacı aslında çok az miktarda ve zaten toprakta yetişen her besinde, ette, peynirde ve diğer pek çok gıdada tuz bulunduğundan, biz ihtiyacımızı yediklerimizle karşılamış oluyoruz. Buna rağmen tuz tüketimi normalin hayli üstünde. Unutmayın ki; aşırı tuz tüketimi böbrekler için olduğu kadar kalp ve damar sorunu yaşayanlar için de büyük risk taşır.
Bu mevsim bunları bol yiyelim
İşte tüketilmesi gereken önemli gıdalar:
Siyah üzüm: Çekirdeğiyle birlikte yendiğinde çok büyük bir antioksidan etkisi yapıyor.
Böğürtlen: Antioksidan özelliğiyle vücudun direncini artırır.
Kivi: Artık her mevsim bulunuyor. Güçlü bir c vitamini kaynağı.
Yaban mersini kurusu: Az bildiğimiz bu meyvenin tadı biraz buruk ama vücut direncini artırmada çok etkili. Yalnız şekerle tatlandırılmış olanlar değil, doğal haliyle satıldığı aktarlardan alınanlar tüketilmeli.
Portakal ve mandalina: Bunları zaten biliyorduk demeyin, c vitamini deposu mandalina ve portakalı, bol olduğu bu mevsim tüketmeyi ihmal etmeyin.
Balık: Tüm mevsimlerde ve mevsim geçişlerinde balık mutlaka öneriliyor. Gerek içerdiği omega ve fosfor mineralleri açısından gerekse çok iyi bir protein deposu olduğundan haftada 2-3 kez balık tüketilmesi önemli. Protein vücudun kas yapısını çok güçlü tutan, beyin dokusunu besleyen en önemli madde. Dolayısıyla yeterli protein alan kişi kendini zinde hisseder. İlk öneri somon balığı. Levrek, çupra, ton balığı ya da diğer mevsim balıkları olabilir.
Yumurta:Çok faydalı bir yiyecek. Yalnız kırmızı et gibi, üst üste fazla sayıda yumurta tüketen insanlarda kötü huylu kolesterolün yükseldiği ispatlanmış. Buna rağmen yumurta çok iyi bir protein deposu olduğu için ondan vazgeçilmemesi, aksine haftada 3-4 adet tüketilmesi öneriliyor.
Yeşil çay: Günde 3-4 kez tüketildiğinde, bu miktarın hiçbir yan etki yapmaksızın metabolizmayı hızlandırdığı tespit edilmiş. Bitki çayları içinde en makbulü sayılan yeşil çay dışında, c vitamini zengini kuşburnu çayı, ıhlamur, papatya çaylarını da içebilirsiniz. Ancak bunları da “nasıl olsa bitki” diye ölçüsüzce içmiyor, 2-3 fincanla sınırlı tutuyoruz. Şu unutulmamalı ki ilaçlar da bitkiden yapılır.
Bulgur: Hem glisemik indeksi düşük hem sindirimi uzun sürdüğünden doyuruculuğu fazla. Tam tahıl içeriğiyle önerilen bu gıdanın ve genel olarak tam tahılın kilo kontrolünde önerilen bir besin olduğunu unutmamak gerek. Tabii ki ölçü meselesi burada da geçerli.