Güncelleme Tarihi:
Seyirciler koltuklarına yerleşene kadar sahneye boylu boyunca uzanan gelin ve damat, birden ayağa kalkıp birbirlerine bakarak dönmeye başlıyor. Bakışlarında, rakibini devirmek için uygun anı bekleyen bir boksörün hırsı var. Üst yazı henüz başlamadığı için Kürtçe mırıldandıkları sözleri anlayamıyoruz. Aceleye mahal yok! Ne de olsa her adımı planlanmış bir intikam planı bekliyor, Berfin Zenderlioğlu ve Mirza Metin’in başrollerini paylaştığı oyunda.
Onlar dönedursun biz Antigone’yi hatırlayalım bir yandan. Sophocles’in Antigone’si Thebai kralının kızıdır. Babasının ölümü sonrası iktidar kavgasına tutuşan kardeşleri Eteokles ve Polyneikes de ölünce krallığa dayıları Kreon geçer. İhanetle suçladığı Polyneikes’in cesedine gömülme yasağı getiren Kreon, kardeşini ülkesinde gizlice gömen Antigone’nin bu başkaldırısına sinirlenir ve onu canlı canlı mezara hapseder. Savaş, iktidar hırsı, kardeş cinayeti ve mücadele kavramlarını gördüğümüz bu oyun M.Ö. 440 yılında kaleme alınmış olmasına rağmen yine aynı kavramlar hasebiyle günümüzde yazılmış gibi taze. Antigone2012’nin aynı zamanda yazarı ve yönetmeni Zenderlioğlu, bu tekerrürden yola çıktığını ve oyunlarının bir uyarlama değil, esinlenme olduğunu dile getiriyor.
GERDEK GECESİ İNTİKAM GECESİNE DÖNÜŞÜR
Seyirciye ters köşeden yaklaşan yepyeni bir metin Antigone2012. Oyunda ne yukarıda anlattığım Antigone ne de gömülmek istenen bir ceset var. Aksine hangi toplu mezarda olduğu bilinmeyen kardeşinin kemiklerini arayan bir kadın görüyoruz oyunun merkezinde. Biri asker diğeri gerilla iki kardeşin ölümü, kadının trajedisi özelinde Türkiye’de siyasal gücün toplum dinamikleri üzerindeki yıkımlarını özetliyor. Yaşamını, abisinin ölümüne tanık olan adamı bulmak için harcayan kadının durumu, Zenderlioğlu’nun esinlendiği noktalardan biri. “Ben de kin yerine sevgiyi paylaşmak isterdim” diyen kadın için, tıpkı Antigone gibi diri diri mezara girdiğini söylemek yanlış olmaz herhalde.
Yıllardır peşinde olduğu adamı bulup kendine aşık eden kadın (karakterlerin isimleri yok), küçük bir oyunla gerdek gecesini intikam gecesine dönüştürüyor. Böyle söylediğime bakmayın, tek derdi var aslında; kemiklerin yerini öğrenip hasret gidermek ve bu yersizliğe son vermek. Kimin ne kadar haklı olduğu üzerinde durmadığını kadın karaktere de söyletiyor Zenderoğlu. “Nasıl bir sistemdir ki bu, iki kardeşi karşı karşıya getirir ve bu savaş hiç bitmez!” vurgusu, neden bu yolu tercih ettiğini açıklıyor.
AKVARYUM SADECE DEKOR DEĞİL
Sahnede iki koltuk, bir akvaryum ve arkada birbirine paralel duran paravanlar var. Dekor da sahnenin kendisi kadar minimalist yani. Ancak tüm bunların arasında akvaryumun sadece bir dekor değil, aynı zamanda oyuna zekice yerleştirilmiş bir metafor olduğunu görüyoruz. Pasif hafızalarıyla günlük hayatta dalga konusu haline getirdiğimiz balıklar, ne zaman ve ne şekilde öldürdüğünü hatırlamayan adamın (sistemin) hafızasını da sembolize ediyor. Mirza Metin’in ‘kemikler nerede?’ sorgusunu dinlerken boş boş bakışlarını görünce bana hak vereceksiniz.
Son yıllarda tiyatro sahnelerinde sıkça görmeye başladığımız projeksiyon sistemi, burada da kullanılmış. Toplu mezarlardan çıkan kemik görüntüleri, hikâyenin gerçekliğini tamamlıyor. Tüylerinizin ürpermemesi mümkün değil. Ancak tek perdeye sığdırmaya çalışıldığı için mi bilmem, diyalogların ağırlığı hareketleri kısıtlamış ve oyunun enerjisini yer yer duraklatmış. Buna rağmen paravanların arkasında yapılan gölge oyunlarının rejiyi etkileyici hale getirdiğini de eklemek gerek.
Günümüzle, yakın tarihle ve vicdanımızla yüzleşebilmek, bu toprakların Angitone’lerini önyargısız dinleyebilmekten geçiyor kanaatindeyim. Hele bir de sanatın gücüne güveniyorsanız, işte size güzel bir fırsat!
Oyunun adı sorunlar çözülünce değişecek
Yazının başından beri oyunun adını Antigone2012 diye anmış olmam sizi yanıltmasın. Bu yılki adı Antigone2013 artık. Berfin Zenderlioğlu nedenini şöyle açıklıyor: “Yolculuğumuza Antigone2013 olarak devam ediyoruz çünkü karanlıkta bırakılan, aydınlatılmayan cinayetler var. Çünkü Hakikat Komisyonları kurulamadı. Çünkü Anayasal değişiklikler kaplumbağa hızıyla ilerliyor. Çünkü anaların yüreklerindeki ateşi söndürebilecek bir umut ışığı yok, onlar artık her şeyden vazgeçip sadece ‘bize çocuklarımızın kemiklerinin yerini söyleyin, gidip bulalım, koklayalım’ diyorlar. Bu gidişat devam ettikçe biz de unutmamak, unutturmamak ve yüzleşmek için yolumuza ‘Antigone2014,2015...’ olarak devam edeceğiz. Ama dilerim ki böyle olmaz, gerçekten güzel şeyler yaşanır.”
Antîgone2013, 22 Ocak’ta ve şubat ayında her cumartesi Şermola Performans sahnesinde izlenebilir. (507) 818 21 51