Güncelleme Tarihi:
“Burcu Güneş-Remix” adlı beşinci albümünü geçtiğimiz günlerde piyasaya süren Burcu Güneş, bu ülkede anlaşılamamaktan dert yandı. Ünlü şarkıcı, "Ben İzmirli’yim. Türkü de söylerim, Türk sanat müziği de... Caz da söylerim, pop da... Ama polemik yaratan insanların içinde bulunduğu çarka uymak istemem. Zaman zaman anlaşılamadığımı düşünüyorum" dedi.
Burcu Güneş, pop müzik dünyasında tek olduğunu da sözlerine ekledi: "Fiziğim, bilinçli olmam, ahlaklı yaşam seçimim, sahnedeki ışığım, söz ve müziğimi yazabiliyor olmam nedeniyle başka bir örneğim yok popta!"
- Aynen öyle. Genelde bu tip hareketli şarkıları yazın çıkarıldıkları için insanları şaşırttım. Asıl amacımız çok satsından öte -tabii ki çok satsın ama- bir önceki albümü perçinleyecek bir takım şeyler olması, şarkıların tekrar gündeme gelmesi, üstünde durduğumuz şarkıları daha farklı versiyonlarla kulüplerde çaldırmak vs... Ben zaten hep dans etmeyi, hareketli müzik dinlemeyi severim. Bu yüzden böyle hareketli parçaları albümlerime de koyuyorum.
Albümlerinizdeki şarkıların, sesinizi harcadığını düşündünüz mü hiç?
- Albümü alanlar, zaten benim ses kapasitemi gösteren şarkıların yer aldığını göreceklerdir. Yani böyle bir kısıtlama yok. Pop söylüyorum diye basit şarkılar seçmiyorum. Hatta ilk albümlerimde ses kapasitemi özellikle göstermek için buna uygun şarkılar seçiyordum. Zaten ispatlanmış bir şeyi üçüncü ve dördüncü albümlerde özellikle vurgulamaya gerek yoktu. Zaten böylesi antipatik gelir dinleyene de... Bu arada ikinci albümümden itibaren söz ve bestelerim yer almaya başladı. İşin mutfağında olmak çok önemli. Tüm bunlar sanatçı doğduğumu artık bana da kabul ettiriyor.
POLEMİĞE GİRMEK İSTEMEM
Rahat biri olmayı ister miydiniz?
- Özenmiyor değilim. O yüzden ekibimi biraz daha genişletmeyi planlıyorum. Bir sonraki albüme kadar yenilenmeye ihtiyacım var. Yoksa zaman kalmıyor. O kadar çok çalışıyorum ki... Mesela televizyon programlarına çıkmıyorum. Kendimi ifade edemeyeceğim bir takım programlar var. Ama hani hatır için gittiğimiz... Artık hatır için programlara katılmamaya karar verdim. Çünkü bu sefer benim anlatmak istediğim benle, arada uçurumlar olmaya
- "Kıymetim bilinmedi"den çok anlaşılmadım tarafındayım. "Kıymetim bilinmedi", biraz şikáyete giriyor ve bu beni seven insanlara haksızlık olur. Bazı insanlar tarafından anlaşılmayan bir tarzım olduğunu düşünüyorum. Çünkü ben İzmirli’yim. Türkü de söylerim, Türk sanat müziği de... Caz da söylerim, pop da... Ama polemik yaratan insanların içinde bulunduğu çarka uymak istemem. Anlaşılamadığımı düşündüm zaman zaman... Özellikle bunlardan bir tanesi TMSF dönemiydi. O dönem sanatçı hakları kısıtlandığında konser veremediğim için oturup karalar bağlamak yerine, bunu nasıl çözeceğimi düşündüm. Müzik adına çok önemli yurtdışı bağlantıları kurdum.
BERKE HOŞ BİR ÇOCUK
10 yıldır müzik piyasasının içindesiniz. Neden "Şarkı Söylemek Lazım" yarışmasına katılıp, her hafta eleştiri oklarıyla karşılaştınız?
- Kendimi orada görmeyi hiç düşünmezdim. Hatta "Bana böyle bir şeyi nasıl teklif edersiniz? Ben kendimi burada görmüyorum" diyerek ayrıldım. Biraz ikna çalışmaları oldu. "Burcu, senin düşündüğün gibi bir şey yok. Hatta bak Işın Karaca, İlhan Şeşen, Fatih Erkoç, Ferhat Göçer var" dediler. İsimleri duyunca iyi bir iş olacağını düşündüm. Aslında ben jüride yer almak istemiştim, olmadı. Sonra yarışma başladı. Çok geçmeden bir koçla bile birtakım polemikler yaşanması zorunluymuş gibi bir hava doğdu. Sonra beni koçluk yaptığım kişiyle yakıştırdılar. Tamam, hoş bir çocuk Berke (Hürcan)...
- Ama bizim yapımız pek uymuyordu Berke’yle. Berke çok ani çıkışları olan, tepkiler gösteren biri. Üstelik her hafta eski arkadaşının oraya gelmesi, benimle olan dedikodulardan dolayı motivasyonunu düşürmesi belki engellenmeliydi. Sonuçta benim de huzurumu kaçırdı. Elendiğimiz hafta hiç üzülmedim açıkçası. Çünkü artık bana ait olmayan bir şeylere karıştığımı düşünmeye başlamıştım.
Güzel olduğum için özür dileyecek değilim
Sizi eleştirenler "Dekolte giymesine gerek yok çünkü sesi güzel" diyorlar. Haklılar mı sizce?
- Evet ama ben Türk sanat müziği söylemiyorum ki! Pop şarkıcısı denince, ışıl ışıl kıyafetler, şıkır şıkır giyinmiş, dikkat çekici insanlar geliyor gözümün önüne...
Siz kendinizi seksi buluyor musunuz?
- İnsanlarda şöyle bir kanı var; bir kadının böyle bir yanını sesi güzelken kullanmasına gerek yok diye düşünüyorlar. Niye kardeşim? Kadın güzelse, kadın hoşsa, bir de seksilik varsa... Pardon ama eleştirenler rahatsız oluyorsa o zaman kapatsınlar görüntüyü. Safiye Ayla gibi sesimi dinlesinler. Ama benim görüntüm de güzel. Çok seviyorum estetik görünmeyi, estetik bir şeylerle ilgilenmeyi, yani güzelliği seviyorum. Güzel olan bir şeyi göstermeyi seviyorum. Bu kolum olabilir, bacağım olabilir, dudaklarım olabilir. Hepimiz Tanrı’nın bir ifadesiyiz, bir parçasıyız. Dünya güzeli bir kız düşünün... Tanrı onu öyle yaratmış. Şimdi kadın ne yapsın, gizlesin mi güzelliğini? Ben de sahneye çıkıyorum. Sesim güzel, tamam, ama fiziksel güzelliğim de var diye üstümü kapatarak mı çıkayım! Bir de şöyle bir şey var, her kadın bir takım şeyler giyebilir ama bendeki gibi duramaz! Çünkü ben çok iddialı taşıyorum, tipim iddialı bir kere. Böyle yaratılmışım diye özür mü dileyeceğim? Özür dilerim hatlarım böyle güzel olduğu için!