Ayşe Şule BİLGİÇ
Oluşturulma Tarihi: Haziran 06, 2007 00:00
Sabah saatin erken vakitleriÉ Evden, bir dolu düşünce eşliğinde çıkmak üzereyim. Kafamda kaç farklı yöne, kaç tilki dolanıyor belli değil. El alışkanlığı, askıdan montuma uzanıp giyiyorum, botlarımın da fermuarını çektikten sonra kaskıma uzanırken aynada gördüğüm tiple göz göze gelip irkiliyorumÉ O da ne? Ulan bu kim? Doğrulup aynada şöyle bir tipime bakıp kendi kendime güleyim mi ağlayayım mı bilemiyorumÉ Desenli, pembeli kahveli bir çorap, üstünde kahve cici bir etek, üstünde bir motor montu, altında motor botları.
Of off! Allah hiçbir iki tekerciyi dört tekere mahkum etmesin. İşte böyle maymuna dönebiliyor insanÉ Otomobil de sevdiğimiz, saydığımız bir araç elbet, ancak, motor sevdası yüreğini yakmış biri için, mecburen otomobile binmek kadar kötü bir şey yokmuş! Hele trafiğin yoğun olduğu saatlerde otomobilin içinde tıkılıp kalmak insanı tam fıtık ediyorÉ (Ha bu arada fıtık dedim de aklıma geldi. Geçen haftaki yazım üzerine gelen ’geçmiş olsun’ dilekleriniz için hepinize teşekkür ediyorum ama ’ha’ deyince geçmiyor işte. Ben hala ameliyat olmamak için şekilden şekle giren, gerekirse kırk takla atmaya razı olan insan modelinde dolanıyorum etrafta. Boynumdaki arızanın adı da kondu. FITIK! )
DARALDIKÇA DARALIYORUM
İşte böyle daha taze taze fıtık olmuş bir insan olarak, şimdilik yasaklı ilan edilen güzelim motorumu, evde öksüz bırakıp dört tekere atladığım son 10 günde, kafese konmuş özgür ruhlu bir kuş gibi hissediyorum kendimi. Daraldıkça daralıyorum ama yapacak bir şey yok. Geçen gün yine bu ’daral’ durumunda trafikte pineklerken komik bir şey oldu. Trajikomik! Efendim trafiğin hafif de olsa hız kazandığı, yani aktığı bir bölgede, yerini de söyleyeyim, Esentepe’de tam Maya Sentır’ın (Centre lafı da öldürüyor beni) önünde Mecidiyeköy istikametine doğru, ’Allah şükür’ açıldı diyerek ilerlerliyorduk. Önümde 3 otomobil yani biz 4 otomobil peş peşe takılmış, üçüncü vitese çıktık çıkacağız giderken, taaa en öndeki otomobilin ilk anda anlayamadığım bir şekilde önü boş olmasına rağmen ani bir fren yaptığını görüp, kendimi boş olan orta şeride attım.
Motordan alışkanlık hep önümdeki aracın da önüne, hatta onun da önüne yani görüş alanımdaki tüm trafiğe göz atmaya, kim ne halt yiyor bakmaya pek bir meraklıyım da yırttım. Kendimi orta şeride atmadan önce önümde olan bu üç araç ben yanlarından geçerken birbirlerine zincirleme girdiler. ’Çıtonnk!’ Her Türk gibi olayı anlayabilmek için yanlarından usul usul geçerken, en önde, önü boş olmasına rağmen fren yapan otomobilin, karşı şeritten, bizim yöne, yasak olan bir yerden u dönüşü yapmak için bekleyen 2 motorlu polise yol vermek için bu salaklığı yaptığını anladım. Olayı yarı anlamış yarı anlamamış polislerin bir tanesi olay yerinden 300-400 metre sonra sağa çekip: ’lan oğlum lan, bi haltlar oldu orda ama ne oldu?’ bakışları ile arkalarına bakakaldılar. İşte buyurun yurdum polisi böyle yapar, 300 metre öteki dönemeçten dönmeyip de, aralardan yırtmaya çalışıp şu hale düşerse, normal adam ne yapsın? Trafikte bunalmış motorcu ne yapsın? Canından bezmiş kurye ne yapsın? Tabi ki de herkes üzerine düşeni yapsın!
Rossi İtalya’da Coştu!
Geçtiğimiz hafta sonu MotoGP’nin İtalya ayağı yine feci yürek hoplatıcıydı. Hele bir önceki hafta SuperBike’da Kenan’ın ilk turun ilk virajında yarış dışı kalması kabusunun ardından, keyifli bir yarış izledik Moto GP’de. Sıralama turlarında pol pozisyonunun sahibi olan Sete Gibernau’yu 4. turun ardından geçen Valentino Rossi, 23 turluk yarışın 14’üncü turuna kdar liderlik koltuğuna bir güzel kurulmuş gidiyordu ki o da ne? 14.bahtsız turda tam 4 kişiye birden geçildi. Ducati’nin İtalyan pilotu Loris Capirossi liderliğe yükseldi. Ama Rossi duruma fena içerlemiş olacak ki ’Allah ne verdiyseÉ’ kaptırıp geldi Capirossi’nin peşine yapıştı. Son üç turda Capirossi, Valentino Rossi’nin sıkıştırmasına dayanamadı ve Rossi ’allem edip, kulam edip’ zafere ulaştı. Loris Capirrossi bu aldığı ikincilikle, pilotlar şampiyonasında liderliğe, İtalya’dan zaferle ayrılan son 5 yılın şampiyonu Valentino Rossi ise puanını 65’e çıkarakak 5’inci sıraya yükseldi.
İstanbul Park bize düşman mı
Bildiğiniz üzere, İstanbul Park artık kendi ülkemizde, yabancılardan kiralamak durumunda kaldığımız bir yer haline geldi. Tüm işletme hakları Bernie Ecclestone devredilen güzelim pistimiz için ne yazık ki çok umutlu konuşamıyorum. Aslına bakarsanız bunları söylemek için biraz sabredip olup bitenleri görmek istedim ama yapacak bir şey yok, göreceğimizi görüyoruz. Kendi elimizle yaptığımız bu harika pistin yönetimini beceremeyen ya da bir takım çıkar durumlarından dolayı becerilmesine izin vermeyen güçler, çözümü pisti komik sayılabilecek bir rakama F1’in patronuna devretmekte buldu. O da ne yaptı? Daha dakika bir gol bir, gelir gelmez ileriye dönük olarak yapılacak pek çok tarihi belli, anlaşması yapılmış işi fesh etti. Bunlardan biri de geçen ay sevinçle sizlere bahsettiğim, dünyaca ünlü motosiklet yarış okulu Corner Speed. Ne oldu? Corner Speed, istenen astronomik pist kiraları sebebi ile Türkiye’de yapmayı planladıkları eğitimden vazgeçti. Sadece bu da değil! Daha bir sürü organizasyon, tarihleri açıklanmış, kayıtlar alınmış olmasına rağmen askıda kaldı. İşin gıcık edici yanı hadi tamam bir şekil şükül oldu bu pist Bernie amcaya gitti. Be adam bir an önce şu pistin kime ne şartlarda, ne şekilde hizmet vereceği ya da vermeyeceği ile ilgili ayrıntıları belirlesene. Tamam çok işin var anlıyoruz da, böyle cevapsız kalan sorularla birileri kapıda beklediği sürece hakkınızda çok dedikodu çıkacaktır, hatta çıktı bile haberiniz olsun. Mesela eğer pistin yönetimi başkasına verilseymiş, Formula 1’in Türkiye ayağını iptal ederiz demişsiniz? Vallaha ben söyleyenlerin yalancısıyım ama dediğim gibi eğer cevapsız çok soru bırakırsanız daha da çok konuşan çıkacaktırÉ
MOTO GP İPTAL Mİ
Sonra Moto GP olayı var. Bu seneden sonra Moto GP’nin tekrar Türkiye’ye gelip gelmeyeceği şu anda belli değil. Eğer takvimden bir kere çıkarsak tekrar girebilmek için 7 yıl beklemek gerekiyor. Çünkü Moto GP artık sözleşmeleri 6-7 yıllık yapıyor. Şimdi Bernie amca diyor ki, Moto GP’nin Türkiye’ye tekrar gelmesi için daha çok ilgi görmesi gerekiyor. Bernie amca olayı daha çok Formula 1 odaklı düşündüğü için Moto GP yi öyle aman aman da önemsiyor gibi görünmüyor. Hatta bunu İtalyan medyası da fark etmiş olacak ki geçenlerde, La Gazetta Dolla Sport’ta Ecclestone’ye ’Dünya’nın en güzel pistini kapatma!’ başlığı ile ’Ecclestone, harika bir MotoGP sonrası motosiklet sporu bu piste veda etmemeli yoksa Moto GP öksüz kalır’ şeklinde yorumlar yayınladı. Peki Moto GP nasıl daha fazla ilgi görür? Daha çok ilgi görmesi için olabilecek en güzel şey, elbette orada bir Türk pilotun yarışması. Eeee bu da kim olabilir? Elbette Kenan! Kenan’a bu konuyu açtığımda bana şahane bir laf etti. ’Sadece Moto GP Türkiye’de ilgi görsün diye Moto GP’de basit bir takımda bu sene yarışmaktansa, beni iyi bir takımın alması için gereken başarıları elde edip, 1-2 yıl sonra Moto Gp’de yarışmayı tercih ederim!’ Dünyanın en iyi pistine sahip olan bir ülkenin vatandaşı olmasına rağmen, henüz o pistte bir kere bile antrenman yapamayan Kenan sözlerinde çok haklı. Bu gidişle Moto GP’de, İstanbul Park’ta motosiklet görmek de hayal olacak gibi.