Bu sitede bel altı vurmak çirkin muhabbet yapmak yasak

Umut Ersoy iletişimci, sosyal medya direktörlüğü yapıyor. Nasibe Sağır ise bilgisayar öğretmeni. Yani her ikisi de sanal dünya konusuna çok hakim. İsteseler sanal alemde pek çok şey olabilirlerdi. Ama onlar tuvalet gurusu olmayı seçti. Neden mi? İyisi mi hikayenin başına dönelim.

Bundan bir yıl önce Umut Ersoy böbreklerinden hastalanır. Taş vardır, düşürmesi için bol bol su içmesi gerekmektedir. İçer içmesine de dakika başı tuvalete gitmeye başlar. Öyle ki, Beyoğlu’nun bir ucundan öbür ucuna yürürken üç kere mola verir, üç ayrı mekanda tuvalete gider. Arkadaşları için tam bir mavra konusudur. Özellikle Nasibe Sağır ona “girmediğin tuvalet kalmadı, seni tuvaletin gurusu yapacağım” diye takılır.

Umut Ersoy bir aya kalmaz iyileşir ama tuvaletin gurusu lafı ikisinin de aklından çıkmaz. Bu konudaki hassasiyetleri de devreye girince bir internet sitesi açmaya karar verirler.
www.tuvaletgurusu.blogspot.com’un ilk gönderisi, The Marmara Otel ve hemen yanındaki Starbucks’ın tuvaletinden gelir.

Site açılalı bir yıl oldu ama insanların onları farketmesi çok yeni. “Twitter” ve “Friendfinder” gibi siteler sayesinde meşhur oldular diyebiliriz. Şimdiye kadar otuzdan fazla mekanın tuvaletinden bildirdiler. Kimini övdüler, kimini yerin dibine soktular. Site ziyaretçilerinden yorum kabul ediyorlar. Ama bir şartla; belden aşağı vurmak, çirkin muhabbetler yapmak yasak. Umut Ersoy “Biz ciddi bir iş yapıyoruz. Evet yaparken eğleniyoruz ama suyunu çıkarmıyoruz” diyor.

En beğendikleri ve en beğenmedikleri tuvalete gelince... Kötüsünden başlayalım. Onlara göre vapur tuvaletleri tam bir felaket. Mekan olarak ise Caddebostan Starbucks ve Asmalımescid Kave onları hayal kırıklığına uğratmış. İki mekanda da ellerini kurulamak için kağıt havlu bulamadıklarını söylüyorlar.
İyisine gelince... Yurtdışından iki örnekle başlıyorlar. Avusturya’da bir müzenin asimetrik tuvaletinden ve kapıyı açtığınız an kendi kendini temizleyen klozetten bahsediyorlar. İstanbul’daki favorileri ise Beylerbeyi’ndeki Aynalı Kahve. Nasibe Sağır anlatıyor: “Sıcak bir tuvaleti var. Geniş. Tasarım açısından mekanın ismiyle devamlılık gösteriyor. Duvarlarına ayna asmışlar.”

Tuvalet Guruları blogunu açtıktan sonra bu konuya takılan çok insan olduğunu anlamış Umut ve Nasibe. Kötü bir tepki almamışlar. Yaptıkları işi ciddiye alıp, katkıda bulunmak isteyenlerin sayısı ise her geçen gün artıyormuş. Herşey temiz tuvaletli mekanlar için!

GURULARIN İDEALİNDEKİ TUVALET

Mekanın tüm müşterilerinin ortaklaşa kullandığı bir alan. İnsanı strese sokmamalı, rahatlatıcı olmalı. Çantamızı, montumuzu asacak bir yeri olmalı.

Elinizi yıkadığınız sabun çok önemli. Bazı sabunlar o kadar kötü kokuyor ki, yıkadığına pişman oluyorsun. Mümkünse antibakteriyel köpüklerden bulunmalı.

Tuvalete girdiğinizde mümkün olduğu kadar az yere dokunmalısınız. Musluklar, sabunluk, kağıt havlunun çıktığı makine ve çöp kutusu fotoselli olmalı.

Işıklandırması ne çok loş olmalı ne de çok aydınlık. Nasibe Sağır, çok beyaz bir insan olduğunu, tam tepesinden vuran florasan ışıkla hortlak gibi gözüktüğünü, kendinden bile korktuğunu söylüyor.

Mümkünse aynen klozet gibi el yıkanan ve aynaya bakılan yer de kişiye özel olmalı. Biri makyajını tazelerken yan taraftan beş kişi onu kesmemeli.

Tasarım önemli. Kapı gibi kapısı olmalı. Kenarı, üstü, altı açık olmamalı.

Kadınlar ve erkekler tuvaletini gösteren işaretler açık ve net olmalı. Kapı önünde bulmaca çözer gibi işaretin anlamını çözmeye çalışmamalıyız.

Mekanın mutfağı ve tuvaletleri birbirlerinden mümkün olduğunca uzak olmalı.

ELEŞTİRMEYE DEVAM

Tuvalet Guruları bu işe para değil eğlenmek için girmiş. Ama artık sitenin para kazanabileceğini de düşünüyorlar. Bir kaç firmadan sponsorluk teklifi almışlar bile. “Tuvalet ne kadar büyük bir sektörmüş. Sıvı sabuncusundan fayansçısına uzanıyor” diyorlar. Bir gün siteye reklam alsalar bile özgürlüklerini kimseye vermeyi düşünmüyorlar. İstedikleri mekanın tuvaletini istedikleri gibi eleştirmeye devam edecekler.