Şermin SARIBAŞ
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2004 22:28
Onlar acayip bir aile. İsimlerini arka arkaya okuduğunuzda acayipliği daha da iyi anlayacaksınız: Ejder, Demokan, Zagor. Ejder dede, Demokan baba, Zagor ise torun. Hepsinin bir hikayesi var elbet. Ama en merak edilen 1,5 yaşındaki Zagor’unki.
Yani memlekette en normal isimler koyulamazken, en masum isimlere işgüzar memurlar hayır derken, Zagor ismi nasıl olup da nüfusta kabul görüp kaydedilmiş merak etmemek mümkün değil. E, tabii merak edilen başka bir şey de, oğluna Zagor ismini koymayı düşünen baba! Baltalı İlah Zagor’a olan hayranlığını niye bu kadar ileri götürmüştür?
Demokan Akkoyun (39), bir reklamcı. Reklamcı deyince ister istemez ‘uçayım, kaçayım, süper fikir bulayım’ diye ortada dolaşan, cin fikirli biri olduğu için oğluna Zagor ismini verdiğini düşünüyorsunuz.
‘Oğlunuza Zagor adını vermişsiniz. Cezai ehliyeti olan biriyle konuşuyorum değil mi’ diye kendisine takıldığımda, ‘Yahu valla çok masum bir hikayesi var’ deyip anlatmaya başlıyor: ‘Eşim daha hamileyken karnında bebeği seviyorduk. ‘O’ ya da ‘yavrum’ deyip sevmek olmuyor. ‘929 C’ gibi kodlar vererek çocuğu sevmek de olmaz. Eşim de ben de çizgi roman sevdiğimiz ve favori kahramanımız Zagor olduğu için, çocuğu Zagor diye sevmeye başladık. İyi ki öyle sevmişimiz. Beş ay sonra erkek olduğunu öğrendiğimizde tam isabet diye düşündük. Ama bir Zagor fetişizmi içinde olmadık. Çocuğa acayip isim koyalım, çizgi dışı olalım tribine de girmedik hiç.’
OĞLUNA NİYE BU EZİYETİ ÇEKTİRİR?
İyi ki öyle yapmışsınız desek yalancı oluruz, basbayağı acayip bir şey olmuş işte!
İyi de ismi zaten yeteri kadar acayip ve muhtemelen bundan yeteri kadar mustarip bir baba, oğluna niye aynı eziyeti çektirir? Hayatı boyunca tanıştığı insanlara adını en iyi ihtimalle en az iki kez tekrarlamak zorunda kalan biri aynı şeyi çocuğuna niye reva görür?
Demokan Bey, eğlenerek anlatıyor: ‘Uğraşacak bir şey verdim onun eline. Bir baba olarak daha ne yapabilirim! İsim değiştirmenin eskisi kadar zor olup olmadığını araştırdım. Kolaylaştığını öğrenince içim rahat etti. Hem zaten biz onu Zagor olarak değil, Okan olarak çağırıyoruz. Hatta Oki.’
Yani isminden çok çeken Demokan Bey, isminin içindeki ‘Dem’i ayıklayıp Okan’ı oğluna vermiş.
NÜFUS MEMURU KADIN ZAGOR’U BİLMİYORDU
Her şey iyi güzel ama memlekette Sıddık ismini bile Sidik diye yazan nüfus memurları varken, Zagor nasıl oldu da nüfusa sorunsuz kaydedilebildi?
Kimse itiraz etmedi mi? ‘Vatandaş böyle zibidi bir isim alamaz’ ya da ‘Devletin áli menfaatlerine aykırıdır’ demedi mi?
‘Hastaneden oğlumun doğum kağıdını alıp nüfus müdürlüğüne gittim. Nüfus memuru kadın, bilgisayardan ailemizin kayıtlarını çıkardı. Sonra da yüzüme bakıp, kısık bir sesle parmağıyla ‘yaklaşır mısınız bir dakika’ dedi. Yaklaştım, ‘Çocuk evlilik dışı mı?’ diye sordu. Yooo dedim. Nüfusta karımla evliliğim gözükmüyordu. Annem, babam ve ben bir nüfusta, kız kardeşim ise tek başına alákasız başka bir hanede gözüküyordu. Eşim Banu ise bambaşka bir ailenin kütüğünde bir kadınla evli gözüküyor, üstelik 4,5 yaşındaki kızımız Báde de onların çocuğu olarak kaydedilmişti! Adana nüfusuna kayıtlı olduğumuz için düzeltmelerin yapılması için yazılar yazıldı. Nüfus müdürlüğüne epey gider gelir oldum. Nüfus memuru kadınla da ahbap olmuştum. Adana nihayet düzeltmeyi yaptığında herkes yerli yerine yerleştirildi ve nihayet oğlanı kaydettirebilecektim. Artık ahbap olduğumuz nüfus memuru, ‘Çocuğun adı ne olacak?’ diye sordu. Okan Zagor olacak dedim. Nüfus müdürlüğüne gelmeden önce eşim, ‘Zagor ismini de ekletebiliyorsan eklet’ demişti. Zagor’u söylediğimde nüfus memuru hiç tepki göstermedi. Bilgisayara kaydetti, print aldı, pvc kapladı. Ben öylece kalakaldım. İtirazlar falan olacak sanıyordum. Hiçbir şey demeden beklemeye başladım. O memur vaziyete uyanmasa, başkası uyanır ve ‘hoop ne yapıyorsunuz’ deyip durdurmaya kalkar sandım ama bütün işlemi tek bir memur yaptığı için kimse itiraz etmedi. İki sebepten itiraz etmemiş olabilir: İlki, Zagor’u hiç bilmiyordu. İkincisi ise ailemizin herhangi bir etnik kökeni olmadığını bütün kayıtlardan gördüğü için devletle bir meselemiz olduğunu düşünmedi. Bir de Zagor’un söylenişi dolu dolu ya, harbi bir erkek ismi sandı herhalde. Oğlanın nüfus kağıdını aldım, yürüyerek eve dönüyordum, bir ara, ‘Ulan biz ne yaptık’ diye düşündüm ama olan olmuştu zaten.’
NE SENARYOLAR YAZDI AMA DEVLET YUTMADI
Demokan Bey, oğlunun ismini Zagor koyarak belli ki çok eğlenmiş: ‘Devlet, bu ne melun bir laubaliliktir deyip çocuğun ismini değiştirmeye kalkarsa hep beraber çok eğleniriz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de ‘Oh be, Türkiye’den etnik nedenler dışında bir dava geldi’ diye sevinir. Çoluk çocuk Lahey’e gezmeye falan gider, keyif yaparız.’
Oğullarına Zagor ismini koyan anne baba halinden memnun ama acaba şu anda 1,5 yaşında olan Zagor bundan memnun olacak mı?
DEMOKAN’IN ADI BABASININ SINAV SORUSU
Demokan Akkoyun’un anne ve babası evlenmek için Adana’dan kaçıp Ankara’ya yerleştiklerinde baba Ejder Akkoyun, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ne girmiş. Anne İncilá Akkoyun ise o sıralar hamileymiş. Doğum yapacağı sıra Ejder Bey’in sınavı varmış. Ejder Bey eşinin doğum için hastaneye götürüldüğü haberini alınca, sınavı yarım bırakıp hastaneye koşturmuş. Yarım bıraktığı sorunun cevabını çok iyi biliyormuş ama yanıtlayamamış. Soruda, Göktürk hakanlarından Çağatay’ın oğullarından birinin adını yazmalarını istemişler. Soruyu sınavda yanıtlamayan baba Ejder Akkoyun, cevabı hastanede yapıştırmış ve oğluna Çağatay’ın oğlu Demokan’ın adını vermiş! İncilá Hanım ise dört kiloluk bir çocuk doğurmanın yorgunluğuyla ancak, ‘Ne koyarsan koy, beni rahat bırak’ diyebilmiş.
NİYE ZAGOR’U SEÇTİLER
Çizgi aleminde Zagor’la ilgili hiçbir yanlış okuyamazsınız. Diğerlerinin hepsinin küçük küçük falsoları vardır. Ama Zagor delikanlıdır, ceza göreceğini bilse bile doğru bildiğini yapar. Çiko gibi kendini yavaşlatan bir adamı bile asla satmaz.