Bu şarkıları okumak her babayiğidin harcı değil

Bu albüm de Funda Arar’ın kendini ispatı mı? Bu soruyu sorunca patlıyor: "Ben zaten kendimi ispat ettim. Tabii bu şarkılar her babayiğidin harcı değil. Ortalıkta gerim gerim gerinip ben şuyum buyum diyenler, buyursun okusunlar da görelim... Tevazu bir yere kadar. Hiçbir şey olmayan insanlar bu memlekette Madonna’ymış gibi dolaşıyor."

Funda Arar, Ankara’da memur bir ailenin çocuğu. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nda okudu, iki yıl müzik öğretmenliği yaptı, bir yandan da Zorba gece kulübünde sahneye çıkmaya başladı. "Kaldırımlar" adlı şarkısının olduğu ilk albümü, sekiz yıl önce çıktı. Arkasından Kıraç’la bir albüm yaptı, 2002’de de hayatında dönüm noktası olan Alagül şarkısının söylemeye başladı. Eski şarkılara yaptığı yeni düzenlemeler de başarısını perçinledi.

Ama son albümü "Rüya" hepsinden farklı. Çünkü burada Türk sanat müziği parçaları söylüyor. Televizyon programlarında sık sık bu türde şarkı söylediği oluyordu ama kayıt yapmamıştı. "Türk sanat müziği, eğitimini aldığım, çok sevdiğim bir müzik türü. Bu tarz bir albüm çıkarmak benim rüyamdı. Bu yüzden adını Rüya koyduk. Albüm iyi bir arşiv."

HERKESİN OKUYAMAYACAĞI ŞARKILAR SÖYLEDİM

Albümde Saadettin Kaynak’tan Gönlümün İçindedir, Kemali Serkis Efendi’den Kimseye Etmem Şikayet, Kadri Şençalar’dan Görmedim Ömrümün Asude Geçen Bir Demini gibi 14 şarkı var. Şarkıları seçmekte, hocası, kemancı Yaşar Okuyay ona yardım etti. Bu albüme alamadığı şarkıları belki ikinci bir albümde toplayacağını söylüyor. Yıl sonunda yeniden popa dönecek.

Funda Arar çok iddialı: "Repertuvarı zor şarkılardan oluşturduk" diyor. "Bütün şarkılar orjinaline uygun çalındı ve söylendi. Bence Türk müziğinin yapılması gereken şekli de bu. Zor şarkılar seçtim, herkesin okuyamayacağı şarkılar söyledim. Popçuların çoğu bu şarkıları söyleyemez. Öyle bir cesarette bulunmasınlar zaten yazık olur. "

Funda Arar, genç dinleyicilerin bu albüme ilgi göstereceğine inanıyor: "Gençler bu türü sevmez, pop veya rock dinler gibi bir kanı var. Bu doğru değil. Ben de gençtim ve sanat müziğini çok seviyordum. Benim gibi binlerce genç de bu müziğe ilgi duyuyor. Ben gençler sevsin diye bu albümde elektronik ritimler, bas ve davul kullanmadım."

Funda Arar Türk sanat müziği konusunda müzik piyasasında eksiklik olduğunu, birçok sanatçının küstürülüp köşelerine çekildiğini söylüyor: "Türk sanat müziğinin unutulduğu söyleniyor. Böyle bir şeyi aklıma bile getirmek istemiyorum. Bunun tehlikelerini hayal bile edemiyorum."

Bu albüme klip çekmeyi düşünmeyen Arar, sıfır şarkılarla hazırlanan albümlerin bile satmadığı günümüzde "Rüya"nın satacağına inanıyor. Ama hemen arkasından da ekliyor: "Ben Donkişotluk yaptım..."

KENDİMİ GÜZEL SEKSİ, ŞİRİN BULUYORUM

Başka bir kadın oluyorum sahnede. O kostümü giyince, o makyajı yapınca vahşileşiyorum. Aslında zayıfım ama ekranda iri çıkıyorum. Çünkü omuzlarım geniş, yapılı ve uzun boyluyum. Estetik sadece burnumda var. Nilüfer’e sima olarak benzetenler oluyor, hoşuma gidiyor. Sert ve soğuk durduğum söyleniyor. Oysa şimdiye kadar hayata gard alacağım bir şey başıma gelmedi. Sinirli gözüküyorum, ama alakası yok.

MİLLETİ TSM’DEN NEFRET ETTİRDİLER

Sanat müziği söyleyen pop şarkıcısı arkadaşlarıma saygı duyuyorum. Hiç bir şeyin tekeli kimsede değil. Ama son dönemde bazı şarkıcıların, şarkılara nağme yapma modası çıktı. Nefret ettirdiler milleti sanat müziğinden. Bir rahat durun. Bu kadar kirletemezsiniz müziği. Benim albümümde orjinaline uygun, tokat gibi nağmeler var. Yoksa yorum demek gerekli-gereksiz goygoylar yapıp şarkıyı kepaze etmek demek değil. Yorum istiyorlarsa Safiye Ayla, İnci Çayırlı dinlesinler.

BİR ÇİZGİ ÇEKİNBEN SAYGI DUYULAN TARAFTAYIM

Benim şarkılarım genellikle akustik. Pop şarkılarımın bazılarında rock öğeleri de var. Yani, günümüzün Türk müziğini yaptığını düşünüyorum. Konserlerde görüyorum, her yaştan dinleyicim var. Hayatı boyunca Türkçe dinlemeyenlerin bile beni dinlediklerini duyuyorum. Bir çizgi çekin, iki taraf vardır. Bunlardan biri saygı duyulan taraf. İnsanlar beni kafalarında saygı duyulan tarafa koydu. Benim kulvarımda, yaptığım müzik tarzında başka kimseyi göremiyorum.

İLAHİDEN NE RANTI SAĞLAYACAĞIM?

Yücel Arzen ilahilerle ilgili "İftihar Abidemiz Efendimiz" adlı bir albüm hazırlıyordu. Ben de ona yardım etmek için, maddi karşılık almadan bir ilahiyi söylemeyi kabul ettim. Hakkımda "ilahi okuyarak rant mı sağlıyor" dendi. Böyle bir projeden ne rantı sağlayacağım? Millet nelerden rant sağlıyor... Allah’a şükür güzel bir kadınım. İstesem magazini kullanarak, kendini akıllı zannedenler gibi davranır, onların da bin kat üzerine çıkardım. Ayrıca bir ilahi albümü de yapabilirim; bundan kime ne.

KOCAMIN EN İYİ ŞARKILARI BANA VERDİĞİNİ SANIYORLAR AMA ALAKASI YOK

Funda Arar’ın şarkılarının yüzde 90’ında eşi Febyo Taşel’in imzası var. Onunla 1998’de nasıl tanıştığını anlatıyor: "Sahnede birlikte çalışıyorduk. O klavye çalıyordu. Beni ilk görüşte beğenmiş. İki sene arkadaş kaldık. Ertesi yıl, Kınalıada’da sahneye çıkarken aşkımız yeşermeye başladı. İlk aşkımdı diyebilirim. 2000 yılına girerken, yakın dostlarımızın evindeydik. Orada slow danslar filan derken yakınlaştık, ilk kez el ele tutuştuk ve 2004 yılında evlendik."

Eşinin müzik hayatındaki başarısında ne kadar etkili olduğunu soruyoruz. Şöyle diyor: "Aşkım şu şarkımı sana yaptım diyen bir adam değil. Hangi şarkıyı benim için yaptın diye sorduğumda hepsi diyor. Febyo, eşi olduğum için en güzel şarkıları bana verir, diye düşünüyorlar. Hiç öyle değil. Sevda Yanığı, Yangın Yeri, Kırık Düşler, Camdan Kalp gibi pek çok şarkı önce başkalarına teklif edildi, sonra bana geldi."