Oluşturulma Tarihi: Mayıs 25, 2005 00:00
Ukrayna’da yapılan Eurovision Åžarkı Yarışması’da 13’üncü olan Gülseren, ‘Bu parçadan ancak bu kadar olurdu’ dedi.Mevlüt Tezel: Eurovision finalinde yapılan eleÅŸtirilere, alacağın dereceyle cevap vereceÄŸini söylemiÅŸtin. 13’üncü olmak baÅŸarı mı?Ä°lk beÅŸin içinde yer almak istiyordum ama olmadı. Bizden çok daha iyi parçalar ve daha iyi hazırlanmış ekipler vardı. Ama kendimi baÅŸarısız bulmuyorum. Eurovision tarihine baktığınızda Sertab Erener, Åžebnem Paker ve Athena’dan sonra en yüksek puanı biz aldık. - M. Tezel: Ekip olarak da eksiklerimiz mi vardı demek istiyorsun? BaÅŸarı sadece ÅŸarkınızı söylediÄŸiniz üç dakikalık anla sınırlı deÄŸil. Çok iyi bir promosyon yapmamız gerekiyordu. Bu konuda eksik kaldık. ÖrneÄŸin Yunanistan mart ayından bu yana Avrupa’nın her radyosunda ÅŸarkısını yayınlattı. Işıktan, ses düzenine kadar teknik anlamda her ÅŸeyi bilen, performansımızı daha iyi yansıtabilecek iyi bir rejisör lazımdı.- Sema Denker: Åžarkınızı söylerken araya sesler karıştı. Fark ettin mi?Sahnede olduÄŸum için fark etmedim ama böyle bir olayın gerçekleÅŸtiÄŸi bana da söylendi. AraÅŸtırmak lazım.- S. Denker: Sabote edilmiÅŸ olabilir misin? Ekrana yansıyan detone olan bir yorumun vardı. Benim detone olmam gibi bir durum söz konusu olamaz. Ama söz ettiÄŸiniz olayı öğrenmek için ekran kayıtlarını incelemek lazım. EÄŸer böyle bir durum varsa skandal olur.- S. Denker: Åžarkını söylerken çığlıklar attın. Hatta BBC’nin esprileriyle meÅŸhur Eurovision sunucusu Terry Wogan ‘Şarkı bitti Gülseren, bağırma’ gibilerinden bir konuÅŸma yaptı... Bağırmak olarak kabul ettiÄŸiniz sesler seyirciyi coÅŸturmak için yapıldı. Åžarkının başından sonuna kadar ‘Va va’ diye bağırmadık.- M. Tezel: Kıyafetin ve makyajın abartılı deÄŸimliydi? Çok fazla Türk kimliÄŸi hakimdi. Sanki folklor gösterisine çıkar gibiydin. Arkadan kılıç kalkan ekibi gelecek mi diye çok korktuk.DoÄŸrusunu söylemek gerekirse ben o sahnede sadece yorumcuydum. TRT bana ‘Düzenlemeyi Ozan ÇalakoÄŸlu, kostümünü Canan Göknil, makyajını da Neriman Hanım yapacak’ dedi. Yani bu tercihlerde benim hiç söz hakkım olmadı. Bana bir ekip verildi, ben de bu ekiple uyum içinde olmaya çalıştım. Kimseyi eleÅŸtirmek istemiyorum ama kostümler biraz daha modern olabilirdi. TRT ne dediyse o oldu! KABAK BAÅžIMA PATLADI - S. Denker: Yani kostüm, makyaj, koreografi de tek söz sahibi TRT’ydi. Sana bir elbise dikildi ve sen o elbiseyi giydin. Makyaja bile müdahale edemedin. Evet. Hatta onlara ‘Sakın bana abartılı bir makyaj yapmayın’ dedim. Ama makyajdan sonra aynaya bakınca ne diyeceÄŸimi ÅŸaşırdım. Makyöz Neriman Hanım da Canan Hanım’ın isteklerini yaptı zaten! Canan Göknil, Neriman Hanım ve Ozan ÇolakoÄŸlu’nun konularında en iyileri olduÄŸu söylendi bana. - S. Denker: ‘Ben sadece ÅŸarkımı söyledim, onun dışındaki geliÅŸmelerden sorumlu deÄŸilim mi?’ diyorsun? Ben sadece yorumculuk görevimi yaptım. Bana dediler ki ‘Gurbetçi oyları sizi kurtardı!’ Olabilir ben de gurbetçiyim! Hem unutulmasın ki, halk oylaması 1998 yılından beri yapılıyor. Bu hesaptan yola çıkarsak o yıldan itibaren gurbetçi oylarıyla her yıl üst sıralarda olmamız gerekiyordu. - S. Denker: EÅŸinle birlikte ÅŸarkıyı siz düzenleseydiniz daha mı baÅŸarılı olurdun?Her ÅŸey çok farklı olurdu. Biliyorsunuz ki, Sertab ve Athena’ya kendi ÅŸovlarını yapma özgürlüğü verildi. TRT onlara 150 bin dolar verip ‘İstediÄŸiniz ÅŸovu hazırlayın’ dedi. Bu sene 136 parça arasında yarışma düzenlendi ve içlerinden yedisi finale kaldı. Daha sonra ‘Rimi Rimi Ley’ ÅŸarkıcısının bestecisi Erdinç Bey, Ali Bey aracılığıyla bana teklifte bulundu, ben de kabul ettim. Hep beni eleÅŸtirdiler. Ama ortada bir ekip çalışması var. Bir anlamda kabak benim başıma patladı. - M. Tezel: Madem bir ekipsiniz, modacın ve aranjörün niye sana sahip çıkmıyor. Evet, çıkıp onlar da konuÅŸsun. Madem TRT onları görevlendirdi bir sorumluluk aldılar çıkıp konuÅŸsunlar. Niye saklanıyorlar? S. Denker: Peki Gülseren ‘Rimi Rimi Ley’in son düzenlemesi içine sindi mi?Ekip bulundu, herkes parasını aldı, biz hiçbir ÅŸey almadık ve uyum içinde çalıştık. Ben hiç kimseyle didiÅŸmek istemedim. EÄŸer içime sinmeyen ÅŸeyler için insanlarla çatışsaydım ‘Kıza bak, çirkefin biri, kendini beÄŸenmiş’ derlerdi. Benim için birinci olmak da önemli deÄŸildi. Benim için önemli olan o anı sevdiÄŸim insanlara yaÅŸatmak.- S. Denker: Yani ‘Rimi Rimi Ley’ ile alınacak en iyi dereceye ulaşıldığını mı düşünüyorsun?Bu parçayla ancak bu kadarını yapabilirdim daha fazlasını yapamazdım. - M. Tezel: Bu röportajdan sonra ‘BaÅŸarısız oldu, ekibi suçladı’ diyenler olacak. Ne kadar tek başına kalsan da, etik olarak ekibinin arkasında olman gerekiyor muydu?Ben kimseyi suçlamadım. Ben sadece daha iyi olabilirdi demek istiyorum. Yoksa ekipteki herkes elinden geleni yaptı. Promosyon daha iyi olabilirdi. Yunanistan’ın ÅŸarkısı mart ayından itibaren tüm Avrupa radyolarında çaldı.- L.Gomez: BaÅŸarılı promosyon çalışmalarıyla bizim alacağımız oyları Yunanistan aldı. Hatta Türkiye’de bile Yunanistan’ın ÅŸarkısı konuÅŸuldu. KUTLAMA MUHALLEBÄ°CÄ°DE- M. Tezel: Åžarkıyı Ä°ngilizce söylemek ister miydin?TRT’nin ÅŸarkının Türkçe söylenmesi yönünde kesin bir emri vardı. Bence ÅŸarkıyı yarı Ä°ngilizce yarı Türkçe söyleseydik daha iyi olabilirdi. Hatta şöyle bir durum da oldu. Türkiye elemelerinde eÅŸimle birlikte sahneye çıkmıştık. Ama daha sonra bana ‘EÅŸin sahneye çıkmayacak’ dediler. Ben de uyum adına hiçbir karşı görüşte bulunmadım.- M. Tezel: Ä°nsan eÅŸine ‘Seni istemiyorlar’ nasıl der acaba? Gerçekten trajik bir durum söz konusu.Bu konuya çok üzüldüm. Ve eÅŸimle bu konu üzerinde çok uzun konuÅŸtuk. O bana ‘Hiç problem olmaz, önemli olan senin Türkiye’yi temsil etmen’ dedi. Kocam her konuda destek oldu... - S. Denker: Çok ilginç ÅŸeyler yaÅŸadığından söz ettin. Kiev’de de bana 22 santim topuklu ayakkabı giydirmek istediler. Ben de onlardan üç ÅŸey istedim. ‘Belim, ayaklarım ve boynum rahat olsun.’ Ben sonuçta orada dans da ediyordum. Rahat olmam lazımdı. - S. Denker: BaÅŸka?Çok komik anlar yaÅŸadık hatta eÅŸim bu komik anılarımızla ilgili bir kitap yazmayı düşünüyor. Ankara’da yarışmayı kazandık ‘Hadi bunu kutlayalım’ dedim. ‘Sen Kiev’de kazan, ondan sonra kutlarız’ dediler. Ben de onlara ‘ÇocuÄŸunuzun nasıl doÄŸum gününü kutluyorsanız bu da böyle önemli bir an’ dedim. Ancak ondan sonra beni Sütiş’e götürdüler ve muhallebi yedik! Bize söz hakkı tanınsaydı...S. Denker: EÅŸinize, Sertab’a ya da Athena’ya tanınan özgürlük verilseydi sahneye nasıl çıkardı?Louis Gomez: Gülseren’in sesini öne çıkarırdım. Eurovision’a giderken dünyaya açılma konseptiyle giderdik. Çünkü Türkiye, Avrupa BirliÄŸi’ne girme çalışıyor. Türkiye’nin Avrupa için önemli olduÄŸunu vurgulayan bir koreografi olabilirdi. Helena’nın ekibi el iÅŸareti yaptı- S. Denker: Helana Paparizou ile tanıştın mı? Onu nasıl buldun?Yarışma sonrası Yunanlı grubun önünden geçerken, ‘Greece, Türkiye’ye g..çirdi’ deyip, çok kaba bir el hareketi yaptılar. Grubunun dansçıları o kaba hareketi yaptı. Ama Helena da bu durum karşısında hiçbir ÅŸey yapmadı. Åžarkısı çok iyidi ve çok baÅŸarılı bir performans sergiledi ama kiÅŸisel olarak Helana’dan hiç hoÅŸlanmadım. Çok soÄŸuk ve kendini beÄŸenmiÅŸ birisiydi. Biz onlara 12 puan verdik. Onlar bize hiç puan vermediler ve bu hareketi yaptılar. BEN MAZHAR ALANSON’UN ÅžARKILARIYLA BÃœYÃœDÃœM - M. Tezel: FiziÄŸine hatta kiÅŸiliÄŸine varan çok ağır eleÅŸtiriler aldın. Hatta hakaretlere maruz kaldın. Buranın Türkiye olduÄŸu, konuÅŸmazsan iÅŸin biteceÄŸi sana söylenmedi mi? Tüm bunları çok saçma buldum ve konuÅŸmaya bile gerek duymadım. Ben mankenlik yarışmasına katılmadım ki. Bakın Malta’ya. Kilolu bir hanımefendiydi ama süper bir sesi vardı ve ikinci oldu. - M. Tezel: Hatta Mazhar Alanson, ‘O kadın o kalçalarla bir ÅŸey yapamaz’ ortaya dahihane bir teze attı. Alanson’dan böyle bir açıklama bekler miydiniz? Onun gibi bir sanatçının biraz daha seviyeli olmasını isterdim. Ben onun ÅŸarkılarıyla büyüdüm. Çok üzüldüm.- M. Tezel: Affına sığınarak soracağım ama eÅŸinin fiziÄŸine dair yapılan eleÅŸtirileri duyunca ne hissettin? L.Gomez: Her starın ya da her popüler insanın fiziksel özelliÄŸi konuÅŸulur. Bu konuÅŸmalar beni hiç ilgilendirmedi. Bizim popülaritemizi kullanarak kendilerinin reklamını yapmak istediler. O benim karım, hayatım, her ÅŸeyim.Â
button