Güncelleme Tarihi:
Her biri birbirinden değerli, hepsi birer sanat eseri. Topkapı Sarayı Saat Koleksiyonu’nda bulunan bu mekanik saatlerin yapım yılları farklı ama ortak yönleri tümünün hâlâ tıkır tıkır çalışması. ‘Osmanlı Saatleri’, ‘Avrupa Saatleri’ ve ‘Cep Saatleri’ olarak üç gruptan oluşan koleksiyonda 380 tarihi saat yer alıyor. Divit Odası’nda tanıtılan ve kalıcı olması planlanan sergide, primitif akrepli saatlerden gelişmiş mekanik saatlere kadar geniş bir yelpazeyi görmek mümkün.
Topkapı Sarayı’nda biriktirilen ve Avrupa’nın dört bir yanından çoğu diplomatik hediye olarak gelen birbirinden değerli saatler 16 ve 19’uncu yüzyıllar arasında yapılmış.
Ahmet Eflaki Dede, Süleyman Leziz, Şeyh Dede, Mehmet Şükrü gibi en önemli Türk saat ustalarının tasarlayıp, ürettiği saatlerin yapımıysa 17’nci yüzyıl olarak belirtliyor.
Bu 380 saatin çok önemli bir bölümü yüzyıllar boyunca Saray’ın Hazine, Harem, Köşkler, III. Ahmed Kütüphanesi gibi bölümlerinde kullanılmış. Bazıları da padişah hazinesinde tutulmuş. Koleksiyonda, saat dünyasının dahi mucidi Breguet’nin Osmanlı Padişahları için yaptığı nadide ve dünya şaheseri saatler de sergileniyor. Örneğin Breguet’nin üretmiş olduğu ve 1813’te II’nci Mahmud’a armağan olarak verilen ‘Pendule Sympathique’ bu sıra dışı eserlerden sadece birisi.
AVRUPA LOKAL KALDI
Alman, Rus, Fransız, İtalyan ve Türk ustalar tarafından yapılan saatlerin çeşitliliği ve yaratıcılığı görenlere parmak ısırtıyor. Koleksiyon bu nedenle çok kapsamlı. Saat uzmanları bu çeşitliği “Avrupa’daki diğer tarihi saat koleksiyonları bu koleksiyonla karşılaştırıldığında lokal kalacak” diyerek açıklıyor. Koleksiyonda gelişim ve değişim geçiren dönemsel eserler arasında yer alan Türk yapımı çarpıcı saatler arasında Osmanlı dönemine ait olan masa saati büyüleyici güzellikte. Yaldızlı ahşap kaide üzerinde, Mevlevi külah biçimli zarif bir görünüme sahip bu saat, döneminin ince işçiliğini yansıtıyor.
OSMANLI ZENGİNLİĞİ
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın başkanlığında Müdür Vekili Ayşe Erdoğdu, Bölüm Sorumlusu Feza Çakmut ile Mekanik Saat Ustaları Recep Gürgen ve Şule Gürbüz’ün yıllar süren çalışması sonucunda ve Tektaş Saatçilik AŞ’nin sponsorluğunda hayata geçen sergideki saatler için Türkçe ve İngilizce olarak iki kitapçık hazırlandı. Koleksiyon kitapçıkta şöyle anlatılıyor: “Topkapı koleksiyonu 17’nci yüzyıldan itibaren çeşitli tarihlere ait saatlerden oluşuyor. Mekanik saatler 400 yıllık bir dönemi içeriyor. Saat tarihindeki süreç incelendiğinde, üretilen mekanik saatler her 40 ya da 50 yılda bir, ekol değiştirmiş. Bu değişimlerin izlerinin takip edilebileceği dönemlere ait örnekleri kapsayan ender koleksiyonlardan birisi. Koleksiyon dünyadaki en uzun imparatorluklardan biri olan Osmanlı İmparatorluğunda, dünyada benzerine ender rastlanır, mekanik saatler açısından zengin bir yelpaze oluşturuyor.
Beş yıldır bu anı bekliyorum
TOPKAPI SARAYI MÜZESI BAŞKANI İLBER ORTAYLI
Mekanik saat bir sanattır. Gerçek endüstri devrimi ve mühendisliktir. Topkapı Sarayı Saat Koleksiyonu dünyanın sayılı mekanik saat koleksiyonlarından birisi. Bu saatler özellikle yabancı kaynaklar tarafından hep vurgulanırdı. Ancak kimsenin dikkatini fazla çekmedi. Bu sergiyle bilgi kirlenmesi azalacak. Bizim kuşağın ilk gençlik yıllarında, Topkapı Sarayı’nın saat hazinesini, bu hazinenin gerçek kıymetini bilen müteveffa bir usta tamir ederdi. Adı Wolfgang Meyer’di. Milyonlarca lira para harcanarak tamir edilemeyecek saatlerimizi tamir eder, gereken parçaları ya kendisi üretir ya da yurtdışından getirtirdi. Topkapı’nın nadide saatleriyle mistik bir bağ kurduğu aşikârdı. Aramızdan ayrılalı çok oldu. Wolfgang Meyer Sultan II. Abdülhamid’in sarayda çalışmak üzere getirttiği Johann Meyer’in torunuydu. Babası Emil Meyer de büyük hizmetleri olmuş, kıymetli bir saatçiydi. Wolfgang Meyer’in, o zamanlar Topkapı Sarayı’nda çalışırken genç bir çırağı da vardı: Bu kişi bizim şimdiki ustamız Recep Gürgen. Meyer zaten Recep Usta’ya bu saatlerle ilgilenmesini vasiyet etmiş. Recep Gürgen ve onun kalfası Şule Gürbüz, aslında Dolmabahçe Sarayı’nın saat ustaları olmasına rağmen bizimle işbirliği yaptılar. Bu sergi, onların beş yıllık karşılıksız mesai ve emekleriyle oldu; şükranımızı ifade edecek söz bulamıyoruz.