Güncelleme Tarihi:
Aynı gece, Başar Sabuncu’ya İstanbul Tiyatro Festivali Onur Ödülü verildi, Cüneyt Türel’inkini kızı Elif Türel ve Tilbe Saran anısına birer konuşmayla aldı. İKSV tarafından Koç Holding Enerji Grubu Şirketleri sponsorluğunda düzenlenen festival, ‘Özgürlükler–Sorgulamalar’ temasıyla 100’ü aşkın gösteriyi sahnelere taşıyacak. Bakın 22 mekâna yayılacak gösterilerden hangileri dikkat çekiyor.
SILSEL, Türkiye’ye yazılmış mektuplar
KORKUSUZCA VE ÖZGÜRCE
Epeydir gazetelerde yazılan büyük bir proje dikkat çekiyor 18. İstanbul Tiyatro Festivali’nde; SILSEL, Türkiye’ye yazılmış mektuplar. Dünyaca ünlü sanatçımız Kutluğ Ataman’ın projesi bu. Özgürlükten yana olan herkesin davet edildiği proje, 12-30 Mayıs tarihleri arasında Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda katılıma açık olacak. Aramice, kanat çırpması anlamına geldiği düşünülen Sılsel, aynı zamanda Mardin’in eski Süryani evlerinin tavanlarına yapılmış gökyüzü tasvirinin de adı. Rivayete göre sokağa çıkmaya korkan Süryaniler, gökyüzü özlemlerini bir nebze olsun giderebilmek için evlerinin tavanlarına, motifler çizip içlerini turkuvaz renkte boyarlarmış. Kutluğ Ataman’a, Mardin ziyareti sırasında, Süryani mahallesinde yaşayan Nasıra Hanım’ın anlattığı bu hikâye, ‘Sılsel’ projesinin de çıkış noktası olmuş. Herkesin korkusuzca ve özgürce ortak bir gökyüzü altında yaşama özlemini bir performansa dönüştürdü Ataman.
Orfeo (Fransa)
BAROK DANSLA HIP HOP BÄ°R ARADA
Fransız koreograflar Jose Montalvo & Dominique Hervieu, ‘Çok renkli bir simya’ olarak anılan Orfeo yorumlarıyla festivalin konukları arasında. Yunan mitolojisinin Orfeo karakteri bu kez, Montalvo & Hervieu’nün, Bruegel, Rubens ve Picasso gibi önemli ressamlardan esinlenen video projeksiyonuyla Monteverdi, Gluck ve Philipp Glass gibi bestecilerin müziklerinin buluÅŸtuÄŸu bir sahnede barok dansın hip-hop ile kaynaÅŸtığı görsel bir şölenle anlatılacak. Gösteride, performanslarıyla gösteri sanatlarına yeni bir boyut kazandıran dünyaca ünlü Kanadalı topluluk Cirque du Soleil’in dansçılarından seçilen yedi kiÅŸiyle dokuz müzisyen sahnede olacak. Orfeo karakterinin yarı Tanrı yarı insan niteliÄŸini, tahta bacak üzerinde hareket eden bir akrobat canlandırırken, genç Orfeo rolünü dansına eÅŸi benzeri görülmemiÅŸ bir teknik kazandıran belden aÅŸağısı felçli dansçı Luca Patuelli üstlenecek.Â
18 Mayıs saat 20.30’da ve 19 Mayıs saat 15.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.
Kafka’nın Maymunu / Young Vic Theatre Company (İngiltere)
HEP KAPALI GÄ°ÅžE OYNADI
Franz Kafka’nın ‘Akademi İçin Bir Rapor’ adlı kısa öyküsünden sahneye uyarlanan Kafka’nın Maymunu’nda usta oyuncu Kathryn Hunter, kendini korumak için insanlaşmaya çalışan bir maymunun varoluş öyküsünü sahneye başarılı bir şekilde taşıyor. Walter Meierjohann’ın yönetmenliğini üstlendiği oyun, her bireyin toplumda kendisi için yarattığı değişen kimlikler arasında nasıl maymunlaştığı ve yabancılaşma duygusunu irdeliyor.
19 Mayıs saat 20.30’da ve 20 Mayıs saat 14.00-18.30’da Kenter Tiyatrosu’nda.
SILSEL, Türkiye’ye yazılmış mektuplar
KORKUSUZCA VE ÖZGÜRCE
Epeydir gazetelerde yazılan büyük bir proje dikkat çekiyor 18. İstanbul Tiyatro Festivali’nde; SILSEL, Türkiye’ye yazılmış mektuplar. Dünyaca ünlü sanatçımız Kutluğ Ataman’ın projesi bu. Özgürlükten yana olan herkesin davet edildiği proje, 12-30 Mayıs tarihleri arasında Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda katılıma açık olacak. Aramice, kanat çırpması anlamına geldiği düşünülen Sılsel, aynı zamanda Mardin’in eski Süryani evlerinin tavanlarına yapılmış gökyüzü tasvirinin de adı. Rivayete göre sokağa çıkmaya korkan Süryaniler, gökyüzü özlemlerini bir nebze olsun giderebilmek için evlerinin tavanlarına, motifler çizip içlerini turkuvaz renkte boyarlarmış. Kutluğ Ataman’a, Mardin ziyareti sırasında, Süryani mahallesinde yaşayan Nasıra Hanım’ın anlattığı bu hikâye, ‘Sılsel’ projesinin de çıkış noktası olmuş. Herkesin korkusuzca ve özgürce ortak bir gökyüzü altında yaşama özlemini bir performansa dönüştürdü Ataman.
Hamlet / Schaubühne Berlin (Almanya)
BİLDİKLERİNİZDEN ÇOK FARKLI
Çağdaş tiyatronun önemli temsilcilerinden Schaubühne Berlin’in, aykırı sanat yönetmeni Thomas Ostermeier’in yorumuyla sahneye koyduğu Hamlet, öyle bildiğiniz Hamlet’e benzemiyor. Avant-garde çalışmalarıyla adından sıkça söz ettiren Ostermeier, oyun boyunca bir kamerayı özgün bir teknikle kullanarak seyirciye, sahnede aynı anda görebilecekleri görüntülerle, oyun karakterlerinin tüm ayrıntılarını sunuyor. Shakespeare’in 20’den fazla karakterini yalnızca altı mükemmel oyuncunun canlandıracağı eserde Hamlet’i Lars Eidinger canlandıracak.
12 Mayıs saat 20.30’da ve 13 Mayıs saat 15.30’da Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.
Antonius ile Kleopatra / Oyun Atölyesi
TARÄ°HÄ°N EN BÃœYÃœK AÅžKI
Shakespeare’in dizeleriyle dile gelen tarihin en büyük aşkı ‘Antonius ile Kleopatra’, 1947’dek Şehir Tiyatrosu temsillerinin ardından Oyun Atölyesi tarafından sahneleniyor. Kemal Aydoğan’ın yönetmenliğinde Haluk Bilginer’in Antonius ve Zerrin Tekindor’un Kleopatra rollerini üstlendiği eser, 26-27 Mayıs’da Londra’da düzenlenen ‘Shakespeare’s Globe 2012 International Shakespeare Festival’de Türkiye’yi temsil edecek.
1-2 Haziran saat 20.30’da Oyun Atölyesi’nde.
Tales In No Language / Aslı Bostancı
KROMATİK HİKÂYELER
Konsept ve koreografisi Aslı Bostancı’ya ait olan ‘Tales In No Language’, kaybolmak, yitirmek, görünmez olmak, yok olmak, silinmek gibi güçlü imajların oluşturduğu bir dizi veriden yola çıkarak isimlerin aynı olabildiği ama seslerin farklı olduğu ‘kromatik’ hikâyeler üzerine kurulu.
23-24 Mayıs saat 20.30’da Üsküdar Tekel Sahnesi’nde.
Rozencrantz ve Guildenstern Öldüler / Tiyatro Oyunbaz
HAPSOLMUÅž YAZGILAR
Tiyatro Oyunbaz, festivalde Tom Stoppard’ın ‘Rozencrantz ve Guildenstern Öldüler’ adlı oyunuyla yer alıyor. Arka plan olarak Shakespeare’in Hamletini kullanan eser, büyük olayların içine hapsolmuş yazgısını değiştiremeyen ve değiştirmek için de bir şey yapmayan küçük insanların hikayelerine odaklanıyor.
2 Haziran saat 20.30’da ve 3 Haziran saat 15.30’da Üsküdar Tekel Sahnesi’nde.
Yedi
KADIN HAKLARI ADINA
Dünyanın dört bir tarafında kadın hakları için mücadele veren yedi kadınla yapılan röportajlara dayanan belgesel okuma tiyatrosu Yedi, 2007’de yazıldı. Sekiz ülkede 60’ın üzerinde uluslararası örgüt ve kurumun aktif olarak rol aldığı Yedi, 300’ü aşkın politikacı, aktivist ve oyuncu tarafından okundu. ‘Tiyatronun dünyayı değiştirebilen gücü’ olarak nitelendirilen; Amerika’daki gösteriminin öncesinde sunumunu Hillary Clinton’un yaptığı Yedi’yi şimdiye dek okuyan isimler arasında Oscar ödüllü oyuncu Meryl Streep ve AB Parlamentosu parlamenteri ve İsveçli yedi erkek parlamenter gibi isimler yer alıyor.
Afganistan’dan Guatemala’ya, Rusya’dan Nijerya’ya, dünyanın farklı ülkelerinden gelen yedi kadınla 2007 yılında ödül sahibi yedi oyun yazarının yaptığı röportajlara dayanan eser, bu isimlerin kendi toplumlarında kadınlara karşı uygulanan şiddetle mücadeleleri ve toplumsal alanda yarattıkları değişimi gözler önüne seriyor.
16 Mayıs saat 18.30’da Kenter Tiyatrosu’nda.Â
Oyun / Ä°BÅžT
KENT SOYLUNUN KÜÇÜK DÜNYASI
Samuel Beckett’in yazdığı, Şahika Tekand’ın yorumladığı Oyun, küçük dünyalarına sıkışmış kent soylu insanın, zorlu var olma ve kendini ifade etme mücadelesini, huzur ve dinginlik ararken içine düştüğü karmaşa, sıradan ve trajikomik bir aşk üçgeni öyküsü çerçevesinde dile getiriyor.
22-23-24 Mayıs saat 20.30’da Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde.
Ah Smyrna’m Güzel İzmir’im / Tiyatro Pera
MÃœBADELE YASASI
Nesrin Kazankaya’nın yazıp yönettiği ‘Ah Smyrna’m Güzel İzmirim’de, 1923’te İzmir’de yaşayan Rum ve Türk ailelerin karşılıklı göç etmesini zorunlu kılan Mübadele Yasası sonrasında yaşanan olaylar anlatılıyor.
20-21-22 Mayıs saat 20.30’da Tiyatro Pera’da; 24 Mayıs saat 20.30’da ve 27 Mayıs saat 16.00’da Caddebostan Kültür Merkezi’nde.
Ä°nsan Sesi / Biteatral
SON KONUÅžMALAR
İnsan Sesi, terk edilmiş, âşık ve acı çeken bir kadının son telefon konuşmasını sahneye taşıyor. Jean Cocteau gibi sıradışı bir yazarın sıradışı yaşadığı hayatının izlerini taşıyan bu hikâye, Ayşe Lebriz Berkem tarafından yorumlanıyor.
28 Mayıs saat 20.30’da ve 29 Mayıs saat 18.30’da Üsküdar Stüdyo Sahnesi’nde.
Kapan / Tiyatro Avesta
ŞİDDETİN SIRADANLIĞI
Aydın Orak’ın yazıp Murat Garipağaoğlu’nun yönettiği Kapan’da, bir sınırda iki askerin nöbet esnasında birbirleriyle yaşadıkları çatışma ve tartışmaları sahneye taşınıyor. Şiddetin sıradanlaşması, ölümün basitleşmesi ve eline silah alan bireyin nasıl vahşileştiği gözler önüne seriliyor.
3-4 Haziran saat 20.30’da Garajistanbul’da.