Bu okuyacağınız bir denemedir

Güncelleme Tarihi:

Bu okuyacağınız bir denemedir
Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2007 17:27

Deneme diyorsam, deneme, deneme. (1. is. Denemek işi, sınama, tecrübe. “Bunun deneme olduğunu müdürden başka kimseye söylemediği için, ilk deneme fabrikayı birbirine kattı.” H.Taner – TDK Sözlügü)

Deneme işte...

Ne deneyeceğim? Şunu...

Perşembe günü, saat – bi ‘dakka bakıyorum – 16.47

Gazetelerimi okudum. (Bu ‘her gün Allah’ın emri gibi şu kadar gazete okuma zorunluluğu’ konusunda ‘Sisifos’ algoritmasına dayanan bir şeyler yazacağım ama önce bir yerlerden Pink Floyd’un Sisyphos’unu bulmam lazım. Yazıya sos olarak...)

En geç 6’da çıkmak zorundayım.

Ve hâlâ ne yazacağımı bilmiyorum.

Karşımda oturan Tarık’a (Devrim) sordum:

- Dost böyle günde belli olur. Bir konu söyle!
- Ne konusu?
- Yazı konusu.
- Ben nereden bulayım yazı konusu?
- Abi sen gazeteci değil misin, benden ne farkın var?

Ben de bir ‘deneme’ yapmaya karar verdim. Ekranda boş bir sayfa açtım, başladım yazmaya, bakalım bir yazı çıkar mı? Yazı bizi bir yerlere götürür mü?

(Bu arada Tarık sordu: ‘Yazdığına göre buldun bir konu.’ Hayır, dedim, seni okurlarıma şikayet ediyorum. ‘Dur yahu, tam da bir yazı konusu önerecektim sana...’ Tuu leyt may diir, tuu leyt!)

Arjantinli yazar Ernesto Sabato ne der?

“... sanat söz konusuysa eğer, ortaya çıkan eser daima niyeti geride bırakır. Dostoyevski’nin adını ‘Sarhoşlar’ koymayı ve Rusya’da aşırı içki tüketimini eleştirmeyi hesapladığı kitabının tamamlandığında, ortaya ‘Suç ve Ceza’ adlı şaheserin çıktığını kaç kişi bilir?”

Jose Louis Borges katılır bu görüşe:

“Çok doğru. Don Kişot (yazarın başta düşündüğü gibi – SD) şövalye romanlarını hicveden bir kitaptan ibaret olsaydı, asla Don Kişot olmazdı. Kitap tamamlandığında yazar ‘Düşündüğüm gibi bir kitap oldu’ diyorsa, o kitap bir halta yaramaz.”

Her iki ‘dev yazar’ başka örnekler de verirler:

Borges: Henri Barbusse’ün ‘Le Feu’ kitabı mesela. Savaş karşıtı bir kitap yazmak istemiş, netice ortaya çıkan adeta savaşa övgüdür..

Sabato: Sarmiento barbarlığa karşı bir kitap yazmak için yola çıkmış, sonuç ‘barbar’ bir kitap. Çünkü Facunda, Sarmiento’nun içinde yatan ‘barbarlığın’ ifadesidir...

(Conversations à Buenos Aires, 1974)

Bu tez otuz yıl sonra, bugün hâlâ geçerli olmalı ki, Jacques Rancière de aynı şeyi söylüyor:

“Edebiyatta niyetin önemi yoktur...”

(Politique de la littérature, 2007)

*

Hayır, bu okuyacağınız yazıdan bir Don Kişot, bir Savaş ve Barış çıkmaz.

Çıkmaz, zaten bu satırları yazandan da Cervantes yahut Dostoyevski de olmaz.

Ama yine de yazı, kendi kaderini eline alır da, bir yerlere doğru gider diye umuyorum.

Ve bu arada bu sayfayı dolduruyorum!

TABİİ YERSENİZ!

Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!