Bu mesaj herkese

Güncelleme Tarihi:

Bu mesaj herkese
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2011 22:41

İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde Beyhan Murphy’nin sanat yönetmenliğinde kurulan ‘Modern Dans Topluluğu İstanbul (MDTist)’, Seyahatname’den sonra gençlere yönelik bir proje olan ‘Şehir-Orman’la sahnede.

Beyhan Murphy’nin reji ve koreografisiyle ilk defa Ankara MDT tarafından sahnelenen dans drama türündeki eser, pek çok güncellemeyle hazırlandı. Yazar Rudyard Kipling’in ‘JungleBook’ kitabından yola çıkılan eserde, bir gencin hikâyesi ile beraber, toplumu yakından ilgilendiren gençlik ve çevre sorunlarına hem eğlenceli, hem de düşündürücü bir bakış açısıyla yaklaşılıyor. Bir eğitim ve iletişim projesi olarak hazırlanan Şehir-Orman, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin geleceğini tehdit eden sosyolojik sorunların ekseninde çevre ve doğa kirliliği, toplumdaki eğitim yetersizliği, nesli tükenmekte olan hayvanlar, yeşil alanların içinde bulunduğu tehlikeler, sokakta yaşayan/çalışan çocuklar gibi gündemlerle gençlerin dünyasına ışık tutuyor.
Canberk Yıldız, Burak Yamantürk, Ejder Keskin, Can Gökdoğan, Onur Tunay, Deniz Keskin, Bahadır Ovacıklı ve Can Tunalı gibi 20 kişinin sahnelediği eserin müziklerini Rahman Altın, hem vahşi doğayı hem de şehir yaşamını çağrıştıran stiliyle kostümleri Serdar Başbuğ hazırladı. Ünlü müzik grupları maNga ve Athena da birer parçayla oyuna dahil oldu. Beyan Murphy’le tüm projeyi konuştuk.

Bu eseri seçmeye ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Ankara MDT’de daha önce sahnelemiş olmanızın etkisi nedir?
- MDTist yeni bir oluşum ve her yeni oluşumda olduğu gibi, alt yapı süreci, lojistik süreç zaman alan bir iş. Klasik ve modern olarak iki ayrı tecrübe alanından gelen dansçıların birbirine kaynaşması ve bir proje grubu için gereken sinerjinin oluşması zaman alan bir mesele olduğu için, daha önceden denenmiş ve başarısını ispat etmiş eserlerle başlamanın sanat politikası olarak daha doğru bir yöntem olduğuna inandım.

Hikâye Junglebook kitabından alınmış. Neler anlatılıyor?
- Nobel ödüllü Rudyard Kipling’in 1894’te o zamanın İngiliz sömürgesi olan Hindistan’da yaşamasının sonucunda yazdığı ve dünya literatüründe çok tanınan bu hikâyede aslında alt metinler var. Hayvanlar antropomorfik (insan biçiminde) ahlak değeri taşıyan hikâye kahramanları. Hayvan ve insan kanunları arasındaki çelişki, insanların ‘vahşi’ hayvanları avlamaları sonucunda hayvanların kendilerini korumak için insanlara saldırmaları, aslında orman yasasında böyle bir şey olmadığı gibi, birçok gönderme yapıyor. Metnin günümüze uyarlanabileceğini gördüm. Kipling’in göndermeleri, şehir ve orman ekseninde bize çok fazla materyal imkanı veriyor.

7’DEN 70’E TÜM GENÇLERE YÖNELİK
/images/100/0x0/563d60cff018fb32c8ee8960

Eser için kitaptan ne kadar esinlendiniz?
- Karakterler ve ana hikâye ekseni üzerinden çalıştım ancak major bir büklüm, bir ikinci hat yarattım, o da şehir hayatı tabii. Şehir ile orman arasında gidip gelen bir dikiş bu, ben genelde senaryolarımda böyle bir ikili metod kullanıyorum. Paralellikten bir üçüncü aksiyon doğuyor, o da başka bir devinim düzlemi yaratıyor.

Sahneye uyarlarken hikâyede yaptığınız değişiklikler oldu mu?
- Değişiklik değil ama şehirde geçen hikâyeyi ormanın bir izdüşümü olarak tasarladım. Dolayısıyla kitapta olmayan hadiseler cereyan ediyor şehirde ama ana hikâyeden ayrılmadan yapıyoruz bunu.

Eser sadece çocuklara yönelik mi? Değilse, büyüklerin ilgisini nasıl çekecek?
- Eser küçük çocuklara değil özellikle ‘gençlere’ yönelik. Kanımca 10-21 yaş arası daha uygun ancak ‘genç’ tanımı tartışılan bir şey, 7’den 70’e tüm gençlere yönelik demeyi tercih ediyorum. Hedef almak istediğim kitle ergenlik ve erken üniversite çağı. Ancak herkesin keyif alıp düşünebileceği o kadar çok bilgi var ki içinde seyirci kitlesini kısıtlamak yanlış olur.

ANA MESAJIMIZ ÇEVREYE DUYARLILIK

Bu eserde doğaya ve çevreye duyarlılığı artırmak ana mesaj. Bunu biraz didaktik bir yöntemle yapıyoruz ama toplum artık internet-TV-film sektörü medyalarında hızlı bilgi akışı ve görsel bombardımana alıştı. Dolayısıyla ben bunu sahneye taşımakta bir sakınca görmediğimden, iki ekran vasıtasıyla gerek çevre gerekse şehir yaşamındaki tehlikelerle ilgili yoğun bir bilgi akışı sağlıyoruz.

MANGA VE ATHENA’DAN İKİ ŞARKI

MDTist’in sahnelediği Şehir-Orman, tam bir görsel şölen. Serdar Başbuğ’un hazırladığı kostümler, Tuncay Kalyon’un orijinal dekor tasarımı üzerine Behçet Malikler’in uyarlamaları, izleyicinin kendini gerçekten bir ormanda hissetmesini sağlıyor. Eserin müzikleri de dikkat çekici. Rahman Altın’ın bestelerinin yanı sıra Athena ‘durma’ adlı parçayla, maNga ise ‘palyaço’ ile projeye dahil oldu. Oyunda ünlü simalar da var. Eserde geçen ‘ŞEHİR_ORMAN TV’ kanalında Mirgün Cabas ve Çiğdem Anad, şehirde cereyan eden bazı olaylara ve tehlikelere dikkat çekiyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!