Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2009 00:00
Suzan Kardeş’i pek çok kişi "Bir Demet Tiyatro"nun camdan bakan kadını olarak tanıdı. Sanatçılar arasında ünlülerin makyözü olarak zaten biliniyordu. Geçen sene çıkardığı "Bekriya" isimli Türk Sanat Müziği albümüyle müzik dünyasına girdi. Albümü beğenildi, uzun süre satış listelerinin zirvesinde kaldı. Bunun geçici bir heves veya bir defalık bir deneme olmadığını, şimdi çıkardığı ikinci albümü "Bekriya 2-Balkania" ile kanıtlıyor. Balkan şarkılarından oluşan bu albüm, hareketli, insanı dans ettiren parçalarla dolu.
25 yıldır makyaj yapan Suzan Kardeş’i albüm yapmaya ikna eden Sezen Aksu oldu. Çalıkuşu fotoromanının çekimleri sırasında tanışmışlardı. Makyajını çok beğenen Sezen Aksu, bir daha onu bırakmadı; aralarındaki profesyonel ilişki devam etti, ayrıca dost oldular. Bir gün şarkı söylerlerken, Suzan Kardeş’in sesini duydu, çok beğendi. Konserlerindeki "Aile Faslı" isimli bölümde, sahneye çıkardı. Suzan Kardeş bir hobi olarak görüyordu müziği. Sezen Aksu arada "Bir gün sana albüm yapacağım" dese de, bu aralarında bir tür şaka gibiydi.
Londra’da yaşayan kızı ve kardeşi sık sık Suzan Kardeş’ten telefonda Balkan şarkıları söylemesini istiyordu. Bir gün "En iyisi birkaç şarkıyı söyleyip kaydedip onlara göndereyim" diye düşündü. Zaten Sezen Aksu da, "Hadi gir stüdyoya birkaç şarkı söyle, ben de evde seni istediğim zaman dinleyebileyim" diyordu. Sonunda Suzan Kardeş stüdyoya girdi, şarkılarını söyledi. Ardından her şey hızlandı. Kaydedilen şarkıları Doğan Music Company (DMC) yetkilileri dinledi. Sezen Aksu, müjdeyi verdi: "Ben bir şey yapmadım. Plak şirketi şarkıları beğendi ve albüm yapmak istiyor."
Bir Türk Sanat Müziği albümü hazırlaması isteniyordu. Hiçbir müzik eğitimi almadığı halde bütün şarkıları içinden geldiği gibi söyledi. Kendisine cesaret verenlerden biri de Müzeyyen Senar oldu. "Müzeyyen Hanım’a CD’yi götürdüm. Olmuş, güzel ses dedi. Onun bu sözü benim için çok önemliydi."
Suzan Kardeş, ilk albümüne 2004’de kapattığı meyhanesinin ismini verdi: Bekriya. "Ben durup dururken makyözüne albüm yapacak bir kadına benziyor muyum?" diyen Sezen Aksu haklı çıktı. Albüm ilk hafta listelerde birinci sıraya yerleşti. İstiklal Caddesi bir süre onun şarkılarıyla inledi.
MAKYÖZLÜK MESLEĞİM ŞARKICILIK HOBİMSuzan Kardeş’in ikinci albümü geçen hafta çıktı. Bu kadar kısa sürede ikinci albümünü hazırlamasını şöyle açıklıyor: "Şarkıcı olmanın tuhaf bir tarafı varmış. Hiç durmayayım, devamlı üreteyim istiyorum."
Albümde çocukluğundan beri kulağında yer etmiş Boşnakça, Arnavutça, Makedonca, Sırpça ve Türkçe 10 şarkı var. Bekriya 2, bir Roman şarkısıyla başlıyor. Sonra meyhanedeki bir sarhoşu anlatan Sırp şarkısıyla devam ediyor. Bunu Arnavut düğünlerinde söylenen başka bir parça izliyor. Şimdiye kadar Zeki Müren’den dinlediğimiz Manolya, albümün sürprizlerinden. "Sendeki kaşlar bende de olsaydı" adlı şarkının sözlerini, kendi esas işiyle (makyaj) bağlantılı bulduğu için çok seviyor.
Albümdeki başka bir sürpriz, Sezen Aksu’nun Selanikli olan anneannesinin çok sevdiği türküyü söylemesi. Suzan Kardeş, Sezen Aksu’nun uğur olarak her albümünde bir şarkı söyleyeceğini ekliyor. Bir Bosna şarkısında da konserleri sırasında tanıştığı Osmancık Meyhanesi’nin sahibi Sebahattin Bilir ile Boşnakça düet yapıyor.
Peki Suzan Kardeş, kendini makyöz mü şarkıcı mı görüyor? "Makyöz-şarkıcı diyebiliriz. Tabii makyözlük benim mesleğim. Şarkıcılık çok zevk aldığım bir iş."
Gösteri dünyasına peruk tarayarak girdi
Suzan Kardeş, beş çocuklu bir ailenin dördüncü ve ilk kız çocuğu olarak 1961’de Kosova’da dünyaya geldi. Babası Kosova bölgesinin oteller müdürüydü. Ailesinin köfteleri çok meşhurdu. Sülalenin kadınları evde köfteleri hazırlar, dedenin dükkanlarına dağıtırlardı. 1969’da babası Bedri Bey, "Tito öldüğünde burada kardeş kardeşi vuracak" diye öngördü, ailece Türkiye’ye göç ettiler. Önce Laleli’de bir restoran açtılar. İsmini, Kosova’daki soyadları olan Tumbak koydular. Suzan Kardeş, okul çıkışlarında restorana gidip babasına yardım ediyordu. Sonra Aksaray’da bir meyhane açtılar. 12 Eylül’de meyhane yıkıldı.
Suzan Kardeş Beyazıt’ta bir kuaför salonunda çalışmaya başladı. Sonunda Hilton’da işe girdi. Egemen Bostancı’nın sağ kolu Liza Tuna tarafından keşfedilmesi, hayatında bir dönüm noktası oldu. Liza Tuna ona Hisseli Harikalar Kumpanyası’nda perukları tarama işini teklif etti. Sonra Hürriyet Gazetesi’nin Hürriyet Kervanı etkinliğinde şehir şehir gezip, kadınlara cilt bakımı ve makyajın püf noktalarını gösterdi. Fotoroman çekimlerinde makyajcı olarak çalıştı. Hep kaşlarını almak istediği Türkan Şoray’la ve hayranı olduğu Sezen Aksu ile de böylece tanıştı.
Nisan 1993’te Arnavutköy’de Bekriya meyhanesini açtı. Mezeleri, börekleri annesiyle birlikte yapıyor, mekanda Roman ve Balkan şarkıları söylüyordu. Üç yıl sonra burayı kapattı, şarap evi ve caz kulübüne çevirdi. Bu sefer de 2001 krizine yenik düştü.
Makyaj işi tam gaz devam ediyordu. BKM’den teklif aldığında ekrana çıkacağı aklından bile geçmiyordu. Yılmaz Erdoğan, bir gün oyuncularından biri gelmeyince Suzan Kardeş’i "Bir Demet Tiyatro" sahnesine çıkardı. "Osmanlı Cumhuriyeti" ve "Komedi Dükkanı"nda da küçük roller aldı. Ama esas işini sürdürüyor: Benim Annem Bir Melek, BKM Mutfak, Avrupa Yakası, Aşk Yakar, Kalpsiz Adam gibi dizilerin makyajlarından sorumlu. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde de yönetmen adaylarına makyaj dersleri veriyor.
NE KADAR YÜZ TANIRSANIZ O KADAR İYİ MAKYAJ YAPARSINIZNe kadar çok yüz tanırsanız o kadar iyi makyaj yaparsınız. Bir de karşınızdakine saygı göstermelisiniz. Çünkü mutlaka o kişi yüzünü sizden iyi tanıyordur. En çok Haluk Bilginer’e bir reklam için yaptığım
Atatürk makyajı beni heyecanlandırdı. Bir hayalim de Madonna’yı boyamak.