Bu maçı kim alır?

WO FOR THE MONEY

Fenerbahçe-Galatasaray derbisi geride kaldı, ama yankıları halen sürüyor.

Bu maçın konuyla alakası ne demeyin. Derbi öncesi ne bahisler döndü haberiniz var mı? Çevrem bu önemli maç için bahse giren, kazanan ve kaybeden insanlarla dolu.

Bu bahis öyle bir hastalık ki, insan inandığı şey uğruna akıl almayacak şeyler üstüne bahse girebiliyor, servetini bile ortaya koyabiliyor. Herkes öyle sandığınız gibi kazak, gömlek, kravatla kalmıyor yani.

BEŞİKTAŞ-FENERBAHÇE BAHİSLERİ

E tabii bir de bahsin alışkanlık yaratma durumu var. Elini veren kolunu kaptırabiliyor. Galatasaray maçından sonra iyice keyiflenen Fenerbahçeliler, önümüzdeki çarşamba günü oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe maçı için kesenin ağzını iyice açmış durumdalar mesela.

Söze bu şekilde iddialarla girdikten sonra, bu hafta vizyona giren Kirli Para’ya geçebiliriz.

Bahis konusu yine futbol, ama filmimiz Amerika’da geçtiğinden, bu sefer Amerikan futboluna odaklanıyoruz.

Futbol maçları için yaptığı tahminlerde başarılı olan Brandon Lang (Matthew McConaughey), New York’ta bulunan spor danışmanlık şirketi sahibi Walter Abrams’ın (Al Pacino) dikkatini çekiyor. Brandon’ı birinci sınıf bir uçak bileti ile New York’a getiren Walter, önce onun için bir imaj yenileme çalışması yapıyor. Restoranda sipariş vereceği yemeğin ismini bile doğru dürüst söyleyemeyen futbolcu, sıfırdan ele alınıp, vitrine çıkabilecek hale geldikten sonra başarı basamaklarını birer birer çıkmaya hazır. O yükseldikçe şirketin müşteri portföyü de giderek artıyor.

Walter’ın karısı ile de tanışan Brandon, artık Walter’ın hem iş ortağı hem de aileden biri. Ancak Brandon’ın şöhreti arttıkça üzerindeki yük ve baskı da artıyor ve bir süre sonra altından kalkılmaz bir hal alıyor.

DOĞRU SONUCU BİLMEK İÇİN

Kirli Para, bahis dünyası üzerine çok şey söyleyen bir film. Pek çok insanın varını yoğunu yatırdığı bahislerde önerilerde bulunanların kimi zaman işi yazı tura atarak bitirdiklerini görmek tabii ki bahisçilerde hayal kırıklığı yaratacak.

Oysa filmin başlarında görüyoruz ki, maç sonucunu tahmin etmek özel bir yetenek, çalışma ve bilgi gerektiriyor. Bahisleri tutturabilmek için futbolun dinamiklerini, oyuncuların sakatlıklarını, ruh hallerini çok iyi bilmek gerek. Futbolun içinden gelmek ve çok çalışmak, iyi analiz yapmak şart. Brandon’ın başarısı buradan geliyor. Ama, gerçek bir hikayeden yola çıkılarak çekilmiş bu filmden de anladığımız gibi, şartlar, işini sağlama almayı ilke edinmiş olan başarılı bahisçileri bile bir gün yazı tura atacak duruma getirebiliyor.

BEYAZ DİŞLER, YAPILI VÜCUT

Taşralı bir futbolcuyken kabuk değiştirip, üne kavuşan, son model arabalarla gezen, ancak bir süre sonra köklerine dönme ihtiyacı hisseden Brandon rolünde, en son Sahara’da izlediğimiz Matthew McConaughey var.

Sahara’dan hatırladığımız kadarıyla, Matthew McConaughey denince çoğumuzun aklına hemen beyaz dişleri geliyordu, şimdi ise buna yapılı vücudunu, enerjik, başarılı oyunculuğunu da eklemek gerek.

Kirli Para en çok Al Pacino hayranlarını mutlu edecek bir film. The Godfather, Scarface gibi filmlerin unutulmaz oyuncusu, kalp hastası olduğu halde elinden sigarayı düşürmeyen, kumara tövbeli olsa da, aile hayatına bile kumarı dahil etmekten çekinmeyen Walter rolünde, iki saati aşkın bir süre kamera karşısında duruyor ve onu özlemiş olanları fazlasıyla doyuruyor.

Filmi pek çokları için izlenir kılan unsur da Al Pacino’nun varlığı zaten. Çünkü Kirli Para, konusunun hızlı akmasına rağmen, gereksiz sahneler nedeniyle kimi yerlerde fazlasıyla sarkan, futbol ve bahis konusuna uzak olanlar için pek bir cazibesi olmayan, oldukça maskülen bir film.

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

INSIDE MAN

Müthiş kadro, zeki bir soygun

Hollywood’da bağımsız sinema örnekleri sergileyen, Malcolm X, 25. Saat gibi filmleri ile tanın ünlü yönetmeni Spike Lee, bu kez polisiye gerilim türündeki bir filmle çıktı karşımıza.

İçerideki Adam, çok zeki bir banka soyguncusu (Clive Owen), iyi bir dedektif (Denzel Washington) ve gücüyle hayranlık uyandıran borsa broker’ı (Jodie Foster) etrafında şekilleniyor ve izleyiciye sürprizlerle dolu bir hikaye anlatıyor.

Polis teşkilatının ve adaletin çürümüşlüğünü ortaya koyan, heyecanlı ve eğlenceli bir film İçerideki Adam.

Eğlenceli ince dokunuşları, kadro zenginliği ve iyi işlenmiş zeki senaryosuyla zevkle izlenen kaliteli bir soygun filmi.

Not: İçerideki Adam’la ilgili kapsamlı yazıyı yarın Hürriyet Keyif’te bulabilirsiniz.

THE ROAD TO GUANTANAMO

Guantanamo’da iki yıl

Politik sinemadan hoşlananlar için haftanın filmi belli: Guantanamo Yolu.

Michael Winterbottom’a 56. Berlin Film Festivali’nde en iyi yönetmenlere verilen Gümüş Ayı Ödülü’nü getiren bu yarı belgesel, yarı kurmaca film, politik sinemanın en etkileyici örneklerinden biri.

Guantanamo Yolu, haklarında resmi bir suçlama ve kanıt olmamasına rağmen Guantanamo’da hapsedilen Pakistan asıllı İngiliz vatandaşı üç Müslüman gencin öyküsünü anlatıyor. İngiltere’deki evlerinden Pakistan’daki düğüne gitmek üzere ayrılan, oradan insani yardım amacıyla Afganistan’a geçtiklerinde ise terörist sanılarak Guantanamo’ya nakledilen gençler, iki yıllık mahkumiyetleri süresince kafeslerde tutuluyor ve türlü işkencelere maruz kalıyorlar.

Amacı, tutukluları arasında 12 yaşında çocukların bile bulunduğu El Kaide Araştırma Merkezi hapishanesinin yasadışılığına dikkat çekmek olan Guantanamo Yolu, haftanın en çarpıcı filmi. Bbu gerçek öykü adaletsizlik ve yanlış politikalar üzerine çok şey söylüyor.

FINAL DESTINATION 3

Kaderden kaçılmaz

2000 yılında gösterime giren Final Destination serisinin üçüncü filminde başrol yine Azrail’in, yani önüne geçilemez kaderimizin, ölümün.

Ölüm gençleri bu kez bir lunaparkta yakalıyor ve sonrasında elinden kaçırdıklarının birer birer peşine düşmeyi ihmal etmiyor.

Daha çok genç izleyicilere hitap eden Son Durak 3’teki birbirinden ilginç ve yaratıcı ölüm sahneleri ve açılışta lunaparkta gerçekleşen roller coaster kazası izleyenlerin kanını donduracak cinsten. Filmi izledikten sonra paranoyak olup, çevrenizdeki her şeyi Azrail’in işareti olarak görmeye başlayabilirsiniz.

ENTRE SES MAINS

Tehlikeli aşk

Hayatım Ellerinde, evli, çocuklu bir kadın ve aniden içine sürüklendiği tehlikelerle dolu bir aşk hikayesi anlatıyor. Sigortacılık yapan Claire Gautier, kocası ve küçük kızı ile sıradan bir hayat sürerken, kendisine bir hasarla ilgili danışmaya gelen veteriner Laurent Kessler’le tanışıyor ve aralarında bir yakınlaşma oluyor. Bu sırada şehirde bir seri katil kadınları öldürmeye devam ediyor. Claire ve Laurent’in ilişkisi, aşk ve korku dolu bir hikayenin sadece başlangıcı.
Nathalie ile beğeni toplayan Anne Fontaine’in, Dominique Barberis’in romandan uyarladığı Hayatım Ellerinde, içinde ilginç sürprizler barındıran, romantizmi ve gerilimi aynı potada başarıyla eriten bir romantik polisiye.

DATE MOVIE

Buluşamama olayı

Korku filmleriyle dalgasını geçen Korkunç Bir Film (Scary Movie) serisinden sonra şimdi de karşımızda romantik komedileri ve ünlüleri ti’ye alan Buluşma Olayı var.

Çok şişman bir kızken, şekle şemale giren, aşk doktoruna gidip, gerekli tavsiyeleri alarak hayalindeki erkekle çıkmaya başlayan Julia Jones'un hikayesini anlatan Buluşma Olayı, işe Bridget Jones’un Günlüğü ile dalga geçerek başlıyor, sonrasında ise Kalbinin Sesini Dinle, Aşk Doktoru, Zor Baba, En İyi Arkadaşım Evleniyor, Kill Bill, Davetsiz Çapkınlar ile Bay ve Bayan Smith gibi filmleri sıradan geçiriyor.

Komedinin dibe vurduğu filmde, kedi misali ağzından tüy yumağı kusan adamdan tutun da, Michael Jackson’ın çocuk tacizine yapılan göndermeye kadar pek çok ucuz espri mevcut. Buluşma Olayı için denecek tek şey var; sevilen romantik komedilerdeki malzeme ancak bu kadar kötü kullanılabilirmiş.