Güncelleme Tarihi:
‘Karışık Kuruşuk Şeyler’ diye bir kitap yazdınız. Kusura bakmayın ama adı biraz tuhaf. Konu da karışık. Kitap mı karışık kuruşuk, kafanız mı?
- “Olay ne, konu ne?” dersen vallahi ben de bilmiyorum. Çünkü ben de daha önce böyle karışık bir kitap okumadım. Herkes “Roman mı?” diyor, “bilmiyorum” diyorum, “Hikâye mi?” diye soruyorlar “emin değilim” diyorum.” “E ne o zaman?” diyorlar “Karışık işte!” diyorum.
Kitapta istediğiniz kadar karışık anlatabilirsin. Ama bu bir röportaj ve fazla karışık anlatmasanız iyi olur. Bu kitapta ne var? Okuyucu onca kitap arasından niye gidip kitabınızı alsın?
- Çünkü yan etkisi mutluluk ve umutluluk... Üzerine ölü toprağı serpmez, zeytin dalları düşer. Gülümsersin. Kitap bitince de daha olumlu bir insan olmana biraz katkım olur, hep yapmak istediğin ama yapmadığın şeyleri denersen dünyanın sonunun gelmediğini görürsün belki.
ÖZGÜR OLMAK İSTEDİM
Bir taraftan kendinizle yüzleşme, günah çıkarma, şeffaflaşma mı?
- Yeterince yüzleşmeci, hesaplaşmacı ve şeffaf oldum. O da bitirdi beni. Bu bence korktuğum her şeyin üzerine gitme isteği! Bıktım korkmaktan ve kalıplardan. Sıtkı sıyrılmış biri olarak başıma ne gelecekse içine balıklama atlama hali! ‘Ben bu kadarım anlatabiliyor muyum? Ne olacaksa olsun’ hali! Ve belki bu duyguyu başkalarına da geçirebilirim hissi.
Kitabınızla fotoğraf çekip Twitter ve Facebook’tan yolluyorlar. Neden, nasıl başladı bu?
- D&R’da ilk defa kendi kitabımı rafta görünce kalpten gidiyordum! Dört tane birden aldım ve fotoğraf çekmek istedim. Meğer yasakmış içeride foto çekmek. Ben de sokaktan geçen vatandaşa “N’olur beni kitabımla çeker misiniz?” dedim ve hemen sosyal medyada paylaştım! Sonra herkes yapmaya başladı. Süper komik fotolar çekip yolluyorlar. Hepsini paylaşıyorum.
Bir de 42’nci sayfada, “Bu satırları okurken ne haldesiniz merak ediyorum. Üşenmezseniz tam da bu satıra geldiğinizde bana mail atsanıza” yazmışsınız. Yazıyorlar mı?
- Hiç inanmazdım yapacaklarına ama yapıyorlar. Kaçta nerede olurlarsa olsunlar mail atıyorlar! Hepsini saklıyorum belki bir 42’nci sayfa kitabı yaparım...
Şahane bir işiniz vardı. Müthiş de para kazanıyordunuz. Ne oldu da delirip işten ayrıldınız ve kendinizi koşmalara verdiniz?
- Türk filmi gibi: Parayla saadet olmuyormuş! Harika iş, koca ve iki çocuk... Hepsinin ucundan acık derken hepsi gümleyecekti. Kendime ve sevdiklerime iyi davranmak istediğim için ayrıldım. Kurumsal köleliğe dayanamadım. Sevdiğim bir şeyi yapıp özgür olmak istedim.
Koşmak nereden çıktı?
- Sürekli depresyondaydım. Kocam baktı ki bu böyle olmayacak “Git şu parkta koş, iyi gelir” dedi ve bana koşmayı öğretti.
Parkta koşma işini ultramaratona kadar vardırdınız ama. Üstelik hem koşup hem bağış topluyorsunuz. İşe yarıyor mu?
- Adım Adım oluşumuyla yılda iki kere bağış toplamak için koşuyoruz. Ben de TEGV için bağış topluyorum. Bu sayede 4 bin çocuk eğitim alma imkanı kazandı. Nasıl koşmam! Likya Yolu Ultramaratonu’nda 6 günde 130 kilometre koştum. O sayede 10 omurilik felçli insan akülü tekerlekli sandalye sahibi oldu.
‘Karışık Kuruşuk Şeyler’ Goa Yayınları’ndan çıktı. Yonca Tokbaş’ın, TÜYAP Kitap Fuarı’ndaki imza günü 17 Kasım Cumartesi saat 14.00’te Salon 3 Stand 314’de.