Ezgi BAŞARAN
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2008 00:00
Kütüphanenizde yüzlerce kitabınız var ve bunlara size ait olduklarına dair bir işaret koymak istiyorsunuz. Kitabın tapusu bende demek bu bir bakıma. Bir arkadaşınıza ödünç verdiyseniz, onun kütüphanesine karışıp gitmesine de bu yolla engel olabilirsiniz. İşte buna ekslibris (exlibris) deniyor. 15. yüzyılda Orta Avrupa’da başlayan bu gelenek günümüzde bilgisayar, lito, gravür ve tahta baskı yöntemleriyle devam ediyor.
Koleksiyonları ve sergileri yapılıyor. Süleyman Saim Tekcan’ın grafik sanatlar müzesi IMOGA ve Ankara Ekslibris Derneği’nin birlikte düzenlediği 2. Uluslararası Ekslibris Yarışması’nın sergisinde 43 ülkeden sanatçıların 463 özgün eseri var. Derneğin kurucusu ve başkanı Prof. Hasip Bektaş’la ekslibris geleneğini konuştuk.
Eklibris geleneği ne zaman başladı, bir ihtiyaçtan mı doğdu?
-Kesinlikle. 1450’lerde Orta Avrupa’da başlamış bu gelenek. Dönemin devlet adamına elle yazılmış bir kitap armağan edildiğinde kitabın içine o devlet adamının ismi ve güzel bir resim daha koyalım demişler. Matbaayla kitaplar çoğaltıldığında bu gelenek zengin ve orta sınıfa yayılıyor.
Bu bir baskı resim tekniği aslında değil mi?
-Evet. Gravür, tahta, lito ve limonyum üstüne yapılan resim, üstüne mürekkep konularak çoğaltılır. Sanatçı hangi tekniğe sahipse onu kullanır. Özgün baskı resminden ayrılan yanı, boyutu. Eklibrislerin uzun kenarı 13 santimetreyi geçmez çünkü kitabın içine yapıştırılmak için yapılır. Bir de mutlaka üzerinde ekslibrisi ısmarlayan kişinin ismi ve ekslibris kelimesi olmalı. Ekslibris zaten şu demek: "-nın kütüphanesinden".
İhtiyaçtan doğan eklibris ne zaman sofistike bir sanat haline geldi?
-Önemli sanatçıların ekslibris yapmaya başlamasıyla. Albrecht Dürer, Kokoschka, Klee, Picasso’nun yaptığı harika ekslibrisler var örneğin. Günümüzde de yaşamını sadece ekslibris yaparak sürdüren, böyle ün yapmış sanatçılar var. Daha çok Avrupa’da tabii, bizde sadece ekslibris yaparak geçinen sanatçı henüz yok.
Bir de ekslibris koleksiyoncuları var değil mi?
-Tabii. Benim 2500 eserlik çok küçük bir koleksiyonum var. Avrupa’da milyonlarla ifade ediyorlar ekslibris koleksiyonlarını. Pul biriktirmek gibi bir şeydir bu. 5 ekslibrisi, başka bir koleksiyonerdeki 5 ekslibrisle değiş tokuş edersiniz mesela. Değiş tokuş geleneği ekslibris sanatının çok önemli bir yanıdır. Sanatçılar arasında ekslibris değiş
tokuşu için özel kongreler bile yapılır.
Günümüzde bilgisayarla da yapılıyor mu ekslibris?
-Evet. Buna CGD (Computer Generated Design) tekniği diyoruz. Deseni bilgisayarda yapıp kaliteli bir printer çıkışı alınıyor. Elbette gravür baskı gibi meşakkatli değil ama aynı estetik kaygılarla yapılıyor. Son dönemde genç Türk sanatçıları bu yöntemi çok kullanıyor.
Ekslibris sanatında öne çıkan bir ülke var mı?
-Eski Doğu Bloku ülkeleri. Çünkü onlar çok uzun ve detaylı bir desen eğitimi alıyor. Bu konuda çok becerikliler. Bulgarlar, Sırplar, Ruslar bu işi çok iyi yapıyor.
Siz Ankara Ekslibris Derneği olarak bu sanatın Türkiye’de yaygınlaşması için çok uğraşıyorsunuz...
-Evet sanat eğitiminin verildiği şehirlere gidip konferanslar ve atölye çalışmaları yapıyoruz. 2003’ten beri düzenlediğimiz bu uluslararası sergiler de bir ders niteliğinde. Gençler gelip dünyada bu sanat ne durumda orijinal eserlere bakarak görüyor ve öğreniyorlar.
İMOGA: Barajyolu Sokak, No 14, Ünalan, Üsküdar.
EKSLİBRİS MÜZESİ KURUYORUZEn büyük hayalim Türkiye’de bir ekslibris müzesi kurmaktı. Bu dileğimi IMOGA’nın kurucusu Süleyman Saim Tekcan’la paylaştığımda çok heyecanlandı. Şimdi IMOGA’nın alt katında bir ekslibris müzesi oluşturuyoruz. Özel dolaplarda duracaklar dünyadaki diğer ekslibris müzelerinde olduğu gibi. Ülke ve sanatçı isimlerine göre ayrılacak. Örneğin siz IMOGA’ya gelip müzeye indiğinizde bez eldivenler takıp dolaplardaki ekslibrisleri tek tek inceleyip notlar alabileceksiniz.
BEN DE EKSLİBRİS YAPTIRMAK İSTİYORUM, NE YAPACAĞIM?
Peki ben kitaplarım için bir ekslibris yaptırmak istiyorum. Ne yapacağım?
-Bir ekslibris sanatçısına gidiyorsunuz. O da diyor ki tamam yaparım ama önce sizi tanımam lazım. Size sorular soruyor, nelerden hoşlandığınızı, estetik anlayışınızı çözmeye çalışıyor. Ona göre bir komposizyon yaratıyor. Ya da diyorsunuz ki ben erotik ekslibris istiyorum. Sanatçı size 3-4 taslak çizip veriyor, siz birini seçiyorsunuz. O da onun üstünde çalışıyor.
Sonra bana mürekkepleyip basabileceğim bir kalıp veriyor değil mi?
-Hayır, olur mu hiç. Onu sanatçı basar çünkü özel bir baskı makinesi gerekir. Ayrıca her birinde sanatçının orijinal imzası olmadan bir kıymeti de olmaz. Siz sanatçıya kaç tane istediğinizi söylersiniz, o sizin için o sayıda basar. Şu anda yurtdışındaki sanatçılar 100 baskı için 600 Euro civarında bir ücret talep ediyor.