Bu keçeler kokmuyor, sertleşmiyor, batmıyor, terletmiyor

Güncelleme Tarihi:

Bu keçeler kokmuyor, sertleşmiyor, batmıyor, terletmiyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2007 00:00

Öykü Thurston (27), keçe ile 11 yaşında Japonya’da tanıştı. İç mimari okudu ama bitirme tezini bile keçe üstüne hazırladı. Hayalindeki evi keçe ile dekore etti. 2006’da keçeden şal, batik, battaniye, çanta, yastık üreterek işe başladı. 2007’de elbise, hırka, ceket yaptı. Keçeye bambaşka bir yorum getirdi. Moda pazarlamacısı olan kardeşi Başak Demir’le birlikte çalışıyor. Markalarının ismi art.i.choke. Hem enginar hem de "boğazıma takılan sanat" anlamına geliyor.

Öykü Thurston, İstanbul’da doğdu. Annesi edebiyat öğretmeni, babası özel sektörde üst düzey yönetici olarak çalışıyordu. 11 yaşında Japonya’ya gitti. Halası ve eniştesi Japonya’da yaşıyordu. İkisi de pilottu. Halası askeri üstte Amerikan pilotlarına uçuş dersleri veriyordu. Eniştesi ise Japon Hava Yolları’nda çalışıyordu. İngilizce öğrenmek ve daha iyi bir eğitim almak için yanlarına yerleşti. Amerikalı olan eniştesinin velayetine geçtiği için de soyadı Thurston oldu.

6. ve 7. sınıfı okurken, keçe sanatçısı Haruka Ichihara’nın yanına çırak olarak girdi. O yıllarda keçenin hayatını şekillendireceğinden habersizdi. 13 yaşında Türkiye’ye geri döndü. Anadolu Lisesi’ni bitirdi. İç mimari eğitimine Bilkent Üniversitesi’nde başladı, Los Angeles’ta bitirdi. Öğrenciliği boyunca doğal ve dönüştürülebilir malzemeler hakkında detaylı araştırmalar yaptı. Üniversiteden "I Felt Like Home" (Evde gibi hissettim) adlı A’dan Z’ye keçe ile tasarlanmış bir ev projesi sunumu ile mezun oldu.

Türkiye’ye döndüğünde bir meslek sahibiydi. Bir süre tasarım ve mimarlık ofislerinde çalıştıktan sonra 2006’da kendi markasını yaratmaya karar verdi. Çukurcuma’da, 1889’dan kalma tarihi bir binayı renove ederek işe başladı. Kazıyarak freskleri ortaya çıkardı, yerlere beton döktü. Yalnızca doğal ve el yapımı keçelerden oluşan art.i.choke markasının temelleri böyle atıldı.

Başlangıçta giyilebilir tasarımlar azdı. Daha çok ev dekorasyonu için objeler, yastıklar, battaniyeler yapmıştı. Biraz da çanta, atkı, patik ve şal.

Bu arada kardeşi Başak Demir, İspanya Barselona’daki "Instituto Europeo di Design"ın Moda Pazarlaması bölümünden mezun oldu. Bitirme tezi kendi markaları art.i.choke’du. Kıyafete yönelmelerine bu tez sebep oldu. Öğretmenlerinden birinin butik sahibi bir arkadaşı vardı. El Born denilen bölgede dünyanın önemli markalarını satıyordu. "Bu keçelerden elbiseler yaparsanız satarım" dedi. Denediler ve oldu.

Soyadan bambuya, ipekten İngiliz merinosuna birçok farklı lif kullanarak asırlardır ülkemizde çoban kepeneği ve yer yaygısı olarak kullanılan keçeye bambaşka bir yorum getirdi. Modernize ettiğini düşünmeyin. Çünkü Öykü bu tanımlamadan hiç hoşlanmıyor: "Yöresel bir malzeme kullanıyorum ama yöresel bir tasarım yapmıyorum. Keçe’yi modernize etmek kelimesinden nefret ediyorum. Bir tane lale figürünü ya da ay yıldızı büyütüp orta yere dana kadar koyunca modernize olduğunu zannedenler var. Ben onlardan değilim. Türk tasarımının bu mantıkla bir yere geleceğine inanmıyorum."
/images/100/0x0/55ea5d86f018fbb8f87b3180

KEÇE TASARIMCISIYIM

Öykü Thurston, iç mimar olduğu için tasarıma eklediği her bir parçanın fonksiyonu olması gerektiğini söylüyor: "Bir binaya merdiven koyarsanız mutlaka işlevi olmalıdır. Ben de mimar olmanın getirdiği bir alışkanlıkla işlevsiz tasarım yapmıyorum. Böyle olunca daha yalın şeyler ortaya çıkıyor. Moda tasarımcısı değil, keçe tasarımcısıyım. Modayla bir alakam yok. Kıyafet yaratıyorum ama bunu yaparken modayla güdülenmiyorum. Bir form çıkarabilmenin peşindeyim."

Öykü ve Başak, geçen sene Paris Pret a Porter ve Londra Pure London fuarlarına katıldı. Kurdukları bağlantılar sayesinde İngiltere’de, Kuveyt ve Suudi Arabistan’da satıyorlar. İstanbul’da ise Çukurcuma’daki atölyelerinin yanı sıra Kanyon’daki Designer’s Corner’da varlar. Ayrıca Kemerburgaz’daki çocuk ürünleri mağazası Tree House için bebek aksesuvarları koleksiyonu hazırlıyorlar.

KAÇA DENİLİNCE AKLA GELEN İLK SORULAR

Sizin bu keçeler kokmuyor mu?
İnsanın canını acıtmıyor mu? Çok kalın olduğu için giyeni ter ter terletmiyor mu?

- Hepsine hayır. Çünkü çok kaliteli yün kullanabiliyoruz. Hepsi yurtdışından geliyor. Ürünlerin hepsini elimizle tek tek yapıyoruz. Bir tanesinde bile dikiş yok. Bu yüzden şallar, elbiseler ve çantalar dahil olmak üzere bütün ürünler çift taraflı kullanılabiliyor. Elle döndürerek şekil veriyoruz. Ödemiş ipeği gibi doğal ve yöresel kumaşlarla kombinliyoruz. Ayrıca pek bilinmez ama keçe yazın serin, kışın sıcak tutan bir malzemedir.

Bildiğiniz keçe değil

Bizim göçebe bir kültürümüz olduğu için keçe Türkler’de çadır yaygısı olarak kullanılmış. Akrep ve yılan gibi zehirli hayvanlar keçelerin üstünde yürüyemediği için çadıra gelmiyormuş. Bizim kullandığımız keçe çok ama çok farklı. Görüntüsü benziyor ama kaliteli yünden yapıldığı için kokmuyor, sertleşmiyor, batmıyor, terletmiyor. Kaliteli yünleri sıcak su ve zeytinyağı sabunu ile elde şekillendiriyorum.

MARKANIN ANLAMI

Hem enginar hem de boğazıma takılan sanat

Markanın adı art.i.choke’un iki anlamı var. İlki enginar. Annem İzmirli. Ailece enginarı çok severiz. Noktalar koyarak art.i.choke diye yazılınca boğazıma takılan sanat gibi bir anlamı var. Bence yaptığımız işin sanattan bir farkı yok. Tamamen doğal malzeme kullanıyorum ve bir yaptığımı istesem de bir daha tekrarlayamıyorum. Heykeltraş gibi çalışıyorum. Bazen ip kopuyor, kumaş yırtılıyor ve ürün ister istemez başka bir hal alıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!