'Bu kalp seni unutur mu beni hasta etti'
Güncelleme Tarihi:
Tomris Giritlioğlu, akciğer kanseri ile mücadelesini yendikten sonra Habertürk’te Hayatın İçinden programına konuk oldu.
Yeni çıkmaya başlayan saçlarıyla dikkat çeken ünlü yönetmen yeni projelerini Ceren Akdağ Şahin’e anlattı. “1960’lar, 70’ler, 80’leri işledim şimdi sıra son on yılda. Ve bununla ilgili dönem dizisinin projesi yayına girecek” diye konuşan Giritlioğlu 2013’te yönetmen koltuğuna oturacağı filmin konusunun Sivas katliamı, Madımak otelinin yanması olduğunu açıkladı. Senaryosunu Nilgün Öneş’in kaleme aldığı film kalabalık kadrosuyla dikkat çekiyor. Yeni anne olan Tuba Büyüküstün’ün başrol oynayacağı filmin, yangın günü ile başlayacağını ve yanan hayatların hikayesini, neler olduğunu anlatacağına dikkat çeken ünlü yönetmen, “Gözden kaçan o kadar çok hikaye var bu konuda. Ayrıca bu son durak artık. Tarih bize anlatıldığı gibi değil. Aradaki dehlizleri aralamayı çok seviyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN SON 10 YILI DİZİ OLUYOR
“Yeni iki oyuncu keşfettim. Ders alıyorlar. Ve Kayıp Şehir’de parlayacaklar. Murat Uğur Kulak, Hakan Bıçakçı yazıyor ayrıca Yıldırım Türker ekip şefimiz” diyerek yeni başlayacak dizinin ekibini anlatan Giritlioğlu, ayrıca romantik komedi ile de seyircinin karşısında olacak. Kayıp Şehir’in konusunun Türkiyenin son on yılını anlatacağını belirten Giritlioğlu, konusu hakkında şunları söyledi: “Karadeniz’den İstanbul’a toprak kayması nedeniyle gelen bir aileden bahsedeceğiz. Toplu göç var. Bu ailenin 6 ferdinin hikayesi var dizide. Bugünün doğruları ve acıları, yanlışlarını anlatacak. Bir çok konu yaşadıklarımız bu dizide olacak”
“Bu kalp seni unutur mu dizisi hasta etti”
Dönem dizilerini Türk halkına sevdiren Tomris Giritlioğlu, akciğer kanserine yakalanmadan önce üzerine titrediği, Diyarbakır cezaevinde yaşananları konu alan ve son bölümleri yayınlanmadan, kaldıralan “Bu Kalp Seni Unutur mu?” dizisi için çarpıcı ifadeler kullandı: “Muhakkak bizim de hatalarımız olmuştur. İlk bölümlerini seyreden ve sert bulanlar oldu. Hatta, o dönemde işkence gören arkadaşlarım bu işkence sahnelerini seyretmek istemediklerini, ağır geldiğini söyledi. Çok değerli, çok cesur bir projeydi. Diyarbakır cezaevinde yaşananlara bakmadan bugünün Türkiye’sini anlayamayız. Son iki bölümü yayınlayamadık. Çok üzüldüm ve hasta oldum.”