BU KADIN... BU KADIN AGIR BÄ°R FRANSIZ KONYAÄžINA BENZÄ°YOR... Sabahın erken saatlerinde kuÅŸlarla beraber uyanıp, güneÅŸin doÄŸuÅŸunu tahta çerçeveleri laciverte

Güncelleme Tarihi:

BU KADIN... BU KADIN AGIR BİR FRANSIZ KONYAĞINA BENZİYOR... Sabahın erken saatlerinde kuşlarla beraber uyanıp, güneşin doğuşunu tahta çerçeveleri laciverte
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 21, 2000 00:00

BU KADIN... BU KADIN AGIR BÄ°R FRANSIZ KONYAÄžINA BENZÄ°YOR... Sabahın erken saatlerinde kuÅŸlarla beraber uyanıp, güneÅŸin doÄŸuÅŸunu tahta çerçeveleri laciverte boyanmış beyaz duvarlı akdeniz yapısı evimin sevimli küçük yatak odasından ÅŸafak vaktini seyretmek için uyandığımda o halâ yanımda... Gecenin soÄŸuk mavisi gittikçe kendini sıcak bir turuncuya, pembeye ve sarıya verirken, bütün bu ışık oyunlarını onun kusursuz bedeninde yarattığı etkiyi seyretme fırsatını ele geçirmiÅŸim. Gecenin yorgunu saçları dağılmış kuÅŸtüyü büyükçe yastığı kaplamış. Gözleri kısık duruyor yada ben öyle durduÄŸunu düşünüyorum. Binlerce kez doÄŸan yeni gün hiç böyle bir güzelliÄŸe eÅŸlik etmiÅŸ miydi? Dışarıda çivit mavisi deniz ufuklara doÄŸru uzanıyor saÄŸda ve solda karaltıdan yeÅŸilliÄŸe dönen renkleriyle ormanlar ve çayırlar uzanıyor. Ben öldüm mü? Yoksa uyuÅŸturucu birÅŸeyler mi verildi bana? Aşık mıyım, yoksa meczup mu? Özgür iradem köle olmayı bin kere kabul etmiÅŸ, bu güzelliÄŸe secde etmek ister gibi yerlere kapaklanmak istiyor. Gözlerim duygusallıktan olacak yaÅŸarıyor ve inanmıyorum. Hangi tanrı kullarına eziyet olsun diye böyle bir güzelliÄŸi dünyaya gönderir? Bu tehlikeli güzellik nasıl zaptedilir? Ona sahip olmak zevklerin en güzeli ve ıstırapların en büyüğü deÄŸil midir? Onu baÅŸkalarından sakınmak için nelere ihtiyaç duyar insan? Acaba böylesine bir güzellik görsel olsa dahi paylaşılabilinir mi? Ya da onu herhangi bir konuda rahatsız etmek veya üzmek kimin elinden gelebilir? O da bir insan sonuçta diye düşünebilirsiniz. Düşünmeyin. Onu düşünmek dahi çoÄŸu zaman umutsuzluÄŸa sürükler insanı. Kimden mi bahsediyorum? Laetitia... Fransızların ÅŸanslı olduklarını ilk düşünmeye baÅŸladığım zamanlar, onun ilk resmini gördüğüm ana rastlar. Kendi ulusal kahramanlarının yüzünü dahi onun yüzüyle ölümsüzleÅŸtiren Fransızlar bu hareketleriyle de ne kadar akıllı olduklarını göstermiÅŸlerdir. Futbolcuların dahi çocuk yaÅŸta yetenekleri keÅŸfedilip ortaya çıkarıldığı bir devirde, bu güzelinde aynı yöntemle ortaya çıkarılması tamamen profesyonellik deÄŸil de nedir? Dünyanın tanınmış mankenlerinin yüzlerinin eskidiÄŸi, bir çoÄŸunun yaÅŸlandığı ve hatta çocuk sahibi olduÄŸu dönemde, milenyum güzeli olarak orataya çıkıverdi Laetitia. Akdeniz kanı ve kadını nasıl olabiliri diyenlere en üstün örnek oldu. Yüzü ve vücut hatları ile Helen heykellerini andıran bu kadın günümüzün Afrodit'i rahatlıkla sayılabilinir. Onun güzelliÄŸi ve etkisi anlayabilmek için aktüaliteye yakın her hangi bir insana sormanız yada sıradan bir magazin dergisi alıp okumanız yeterli, çünkü bilgisayar dergilerinde dahi onun resmini görmeniz mümkün! Bu kadar büyük bir etkiyi yaratacak ne olabilir diye merak ediyor insan. Bunun için kendimce bir deÄŸerlendirme yapıp onun vücut ayrıntısına girmek istemiyorum, çünkü resmine bakıp insanın kendince bir pay çıkarması ve görüntüden çıkardığı hazzı kafasında tekrar edip yeniden yorumlaması gerekiyor. İçimi ağır Fransız konyaklarına benziyor: Bir yudumda koca bardağı mideye indirmeyeceksiniz. Ä°lk önce bir küçük yudum; dilinizden aÅŸağıya yavaşça genzinizi yakarak süzülecek ve damağınız tadına varırken ağınızı ve boÄŸazını tahriÅŸ etmeyecek. Sonra aynı iÅŸlem sırasıyla bir yudum daha. Bardağın dibine yaklaÅŸtıkça içkinin gerçek tadı ortaya çıkacak, ikinci bir bardak için acele etmeyecek ve ilkinin zevkine iyice varmak isteyeceksiniz. Sonraki her resim sizi bir sonraki bardak kadar daha da sarhoÅŸ edecek. Her ne kadar Orta Asya'dan kalkıp buralar geldik diyorsak da, zeytinin yağından mı yoksa denizin tuzundan mı bilemiyorum, Ä°talyanlar kadar Akdeniz'li olduÄŸumuz su götürmez bir gerçek. Ve ben Akdeniz'li bir Türk olarak, bu Akdeniz kadının güzelliÄŸine ve büyüsüne bayılıyorum. R. Enis OPAK - 21 Ocak 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!