Güncelleme Tarihi:
Hatırlar mısınız Ulus trafiğiyle ilgili bir şikayetimi (utana sıkıla) yazı konusu yapmış, ardından, aylarca sonra gelen cevapları da yayımlamıştım.
Şikayetim gayet netti: Bütün 2.Ulus sakinleri şehre daracık tek bir sokaktan çıkıyor. (Hakkı Şehithan Cad.) Bu sokağın üzerine - yasak olduğu halde - park edildiği için trafik tek şeride düşüyor. Hem güvenlik açısından tehlikeli (bir ambülans geçmek istese geçemez), hem de her gün vakit kaybediyoruz.
Birbirinden habersiz Belediye, Valilik ve Emniyet birbiriyle ilgisi olmayan 3 ayrı cevap vermişlerdi.
Bir seneden fazla zaman geçti, hiçbir şey yapılmadı tabii ki.
Ama bu arada, ULUS’A GİRMEYİ DE GÜÇLEŞTİRECEK tedbirleri aldı hangi DIT ise artık.
‘Madem ki Ulus’tan çıkışta trafik çok sıkışıyor, Ulus’a girişi imkansız hale getirelim böylece çıkış sorunu kalmaz!’
Dahiyane değil mi?
İstanbul’u yönetenlere de böylesi yakışırdı!
*
Eğer Etiler’den, 2.Köprü’den, Bebek’ten geliyorsanız, Ulus’a ulaşmanız ZATEN çok zordur.
Uzun uzun anlatmayayım şimdi, bilen bilir, gerçekten çok uzun ve ters bir yol yapmanız, ikişer üçer kırmızı ışığı aşmanız ve haniye-kulağım-işte misali büyük bir tur atarak tamamen gelişinizin tersi yola girmeniz ve Ulus’a sapmanız gerekir.
Aptalca bir güzergâh yani.
Bunun yerine insanlar, Etiler’den bir ara yol bulmuş, Venüs Pastanesi’nin yanından girerek, kestirmeden ve süratlı bir şekilde Akmerkez’in arkasına çıkıyorlardı.
Geçen akşam eve dönerken birden, uyarısız, habersiz... karşımıza bir RÖFÜJ çıkıverdi. Bir gecede yapılmış. Ulus’a gidecek araçların karşıya geçmesini engellemek için...
Böylece, Nispetiye Caddesi’nin, Akmerkez’in zaten kördüğüm olan kalabalığına yeni bir kalabalık katarak, fazladan bir iki kilometre yol yapacak ve en az ½ saat DAHA vakit kaybederek evimize DAHA DA ZOR ulaşacağız.
Zaten bombok olan trafiği düzelteceğine tamamen içine etmek için bu şahane fikri bulanın, o karara imza atanın ve bu gibi kıymetli yönecileri bulundukları yere getirenin... kim olduğunu bilen varsa, bana söylesin!
Yakalarsam, şunu soracağım:
Böyle apar topar, yangından mal kaçırır gibi ‘yapılmaması gerekeni’ yaptığınıza göre, Nispetiye Caddesi üzerindeki hangi kara para aklayıcı, hangi kebapçı, hangi oto galerisi yahut da hangi gece kulübünün ‘ricası’ idi acaba ?