OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 03, 2005 00:00
Erdoğan, ‘Ben kediye benzetilmeye kızmadım. İmam hatip meselesini birbirine dolaştırmış, yumak yapmışım, buna kızdım" dedi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hürriyet yazarı Fatih Altaylı ile Kızılcahamam Asya Termal Oteli’nde konuştu ve son gelişmelerle ilgili görüşlerini açıkladı. Mizahçılarla tartışma için, ‘Bu işten kediler prim yaptı’ diyen Erdoğan, açılan davalardan haberdar olduğunu, avukatlarıyla oturup bir karara varacaklarını söyledi.Düğmeye basıldı sözüyle başlayalım. Önce bu sözü İstanbul’de asayiş olayları artınca İstanbul Emniyet Müdürü kullandı. Sonra da, hükümete yönelik eleştiriler artınca siz bu ifadeyi kullanmaya başladınız. Açıkçası anlamadım. Mesela ben de eleştirdim. Ama bende hiç düğme yok. Düğmeye kim ya da kimler bastı, niye bastı? Bakın benim düğmem falan yok ama sizi zaman zaman ben de sert biçimde eleştirdim. (Başbakan Erdoğan ceketimin düğmesini gösteriyor ‘Bakın var’ diyor. Gülüşüyoruz. Ve anlatmaya başlıyor:) Son zamanlarda AKP’nin izlediği dış politikaya yönelik bir savaş yapılıyor. Türkiye’nin aleyhine
haberler, spekülasyonlar yapılmaya baÅŸlandı. Bizde çıkan haberler Avrupa’da da Batı’da da çıkmaya baÅŸladı. Açıkçası, kendinde güç kabul edenler bunu kullandılar. Ãœlkedeki bazı çıkar çevreleri, ki biz bunlara çomağı soktuÄŸumuz için rahatsızlar, bunlar önceden de vardı. Ä°ÅŸte bunlar düğmeye bastı. MUSLUK KESÄ°LDÄ°Kim bunlar?Bunları siz de yazıyorsunuz. Vakti saati gelince bunları açıklarız ama ÅŸimdi biz yürütmedeyiz. Lütfen bakın, TMSF, BDDK görevlerini önceki dönemlere göre tam yapıyor. Borçları tahsil ediyor. Milletin parasını geri topluyoruz. Bankalara kredi verirken, tıpkı özel sektör mantığıyla en düşük riskle kredi vereceksiniz, diyoruz. Eskisi gibi bol keseden para dağıtılmıyor. Artık görev zararı yok. Ä°ÅŸte burada ne oluyor, musluÄŸu kesilen feryat ediyor.Ä°SÄ°M VERMEMTürkiye’de medyanın devlet kaynaklarını kullanmaktan hoÅŸlandığı yolunda bir inanış var. Sizin döneminizde medya gruplarından kendi menfaatleri doÄŸrultusunda baskı ya da talep geldi mi? Geldi tabii ki. GeliÅŸ ÅŸekilleri çok enteresan. Bakıyorsunuz çok doÄŸal bir randevuyla geliyorlar. Ama arkasında her tür gizlilik, plan var. Kimi zaman yatırım projesi, kimi zaman ihale, kimi zaman da kendi yatırımlarını anlatıp, ‘Ben bu iÅŸe gireceÄŸim, ÅŸunu teminat göstereyim mi’ diyerek doÄŸrudan kredi istiyorlar. Ä°sim vermem ama açıkça söylüyorum; bana böyle gelen tonlarla adam var. Mesela ‘Randevu alamıyoruz’ diyenler var ya, onlar iÅŸte. Yani iÅŸ gazetecilikle baÅŸlıyor, sonra oraya kadar gidiyor. Ben bunları açıklarsam inanın hepsinin dengeleri bozulur. Açıklayın artık bu isimleri. Biz mesleÄŸimizden utanıyoruz. Bu röportajı bile niye yaptım diye arayanlar var. Bu maalesef Türkiye’deki yapıdır. Ä°ktidarı köşeye sıkıştırırsın, siyasetçinin de açığı varsa, ‘Ne istiyorsun’ der. Karşısındaki de ‘Şunu istiyorum’ der ve iÅŸ biter. AKP’de bunu bulamadılar ve kuÅŸatma harekátı baÅŸlattılar. Ãœlke zarar görür mü, buna aldıran yok. Bunları yapmasaydık, her ÅŸey daha kötü olurdu. Bugün kiÅŸi başına düşen milli gelir 4 bin 200 dolar civarında, borsaya bakın rekor kırdık. Bunların gelirleri bizim cebimize girmiyor, onlar kazanıyor, Türkiye kazanıyor. Ä°stanbul’daki Avrupa Ticaret Odaları toplantısında da herkes bize bunu sordu. Sektörleri büyütmeye çalışıyoruz; gemi sanayii, büyük tonajlı gemiler sektöründe bile artık büyümek istiyoruz.Ä°simleri yine açıklamıyorsunuz? Siz açıklamazsanız kim açıklayacak? Merak etmeyin, günü geldiÄŸinde onları da birer birer açıklayacağım. YARARINA OLDUGelelim karikatürler meselesine. Size aslında gelirken bir kedi getirecek ve onunla bir fotoÄŸrafınızı çekecektik. Önce bir dava açtınız, ardından da Penguen Dergisi’nde davaları geniÅŸlettiniz. Sizi zaman zaman rahmetli Turgut Özal’a benzetiyorlar. Ama Özal bu tip karikatürlere kızmaz, aksine albüm yapardı. Abdullah Gül’e de sordum, ‘Kızmıyorum, gülüp geçiyorum’ dedi. Size büyük prim veren yabancı basın bile bu tavrınızı eleÅŸtiriyor. Dava edeceÄŸinize arasanıza çocukları. Sonuçta bu mizah. Dünyanın her yerinde böyle demokrat kimliÄŸe önem veriyorsunuz. Bu kedi iÅŸini bu kadar büyütmeye gerek var mıydı?Ä°yi oldu, fena mı? Kediler acayip prim yaptı (gülüşmeler). Benim de evde bir kedim var. Van kedisi... Davalar ne olacak? Davaların açıldığından haberiniz var mı, yoksa avukatlarınız mı açtı?Duruma göre bakacağız. Tabii ki haberim var. Oturup avukatlarımla karar vereceÄŸim. Ama benim orada alındığım konu, karikatürün içinde imam hatip liselerinin kullanılması. Ben kediye deÄŸil, bu konuya hassasiyet gösterdim. Açıkça söyleyeyim, bu imam hatip meselesine bir mezun olarak çok alındım. Onlar hep mazlum durumdaydı, yine öyle. ArkadaÅŸların yapmaması gerekiyordu. SEBATİ’NÄ°N RÄ°CASI Bu arada foto muhabiri arkadaşım Sebati Karakurt araya girdi ve ‘Efendim, lütfen çekin davaları, inanın hepsi çok iyi çocuklar. Ben onlara söylerim, artık çizmeyi durdururlar. Hatta ÅŸimdi kucağınıza bir kedi alın öyle bir fotoÄŸrafınızı çekelim’ dedi.(Gülüşmeler) Sen bilmezsin onları, huylu huyundan vazgeçer mi? Benim de kedim varFatih Altaylı ile görüşmesinde ‘Benim de kedim var’ diyen BaÅŸbakan ErdoÄŸan’a, 18 Eylül’deki Van gezisi sırasında BahçeÅŸehir’de ‘Cansu’ adlı Van kedisi hediye edilmiÅŸti. Cansu, ErdoÄŸan’ın Ä°stanbul ve Malatya gezilerine katıldıktan sonra Ankara’ya gelmiÅŸti. Cansu ÅŸimdi Ankara’da ErdoÄŸan’ın resmi temasları için kullandığı BaÅŸbakanlık Resmi Konutu’nda yaşıyor. ‘Türban’da acele eden ecele giderBAÅžBAKAN Tayyip ErdoÄŸan, Kızılcahamam’daki ‘parti kampı’nda ‘Türban ve imam hatip sorunlarını çözeceÄŸiz dedik, hálá çözemedik’ diye isyan eden milletvekillerine, iktidara gelir gelmez türbanı çözeceÄŸi sözü vermediÄŸini belirtti. ErdoÄŸan özetle şöyle konuÅŸtu:‘Ben, iktidara gelir gelmez bu sorunu çözeceÄŸiz diye bir söz vermedim. Ben hep, bunun, toplumsal mutabakatla çözüleceÄŸini söyledim. Elbette, günü geldiÄŸinde, ülkenin diÄŸer bir çok sorunu gibi bu da çözülecektir. Bu konuda hep toplumsal mutabakat arayacağımızı söyledik. Biz bir aÄŸacı deÄŸil ormanı kurtarmak istiyoruz. Acele eden ecele gider. Bu konulara takılıp kalmayın.’ MUMCU’YA ELEÅžTÄ°RÄ° ErdoÄŸan, Erkan Mumcu’ya da yanıt verdi. ErdoÄŸan, ‘Bakanlar Kurulu kararlarının altında herkesin imzası var. Madem öyle neden imzaladı? Kültür ve Turizm’de yaptıkları ortada’ dedi. Niye yabancı sermaye medyaya gelmesin kardeÅŸimRadyo ve televizyonların yabancı sermayeye satışı çok önemli ama CumhurbaÅŸkanı Sezer bunu da veto etti. Bu yasa tekrar geri gönderilecek mi?Ben gerekçeyi görmedim. Ama üzerinde duracağız. Bundan çekinmemek, rahatsız olmamak lazım. Biliyorsunuz, Türkiye’de medya sermayesiyle ilgili çeÅŸitli laflar var. Åžimdi kara para aklama iddiaları var. Yabancı sermaye gelirse belki bu ülkede ‘İşte bu iÅŸ böyle yapılır’ denilebilir. Niye yabancı sermaye medyaya gelmesin kardeÅŸim. DiÄŸer sektörlere geliyor ya. Yasayı aynen geri göndermeyi düşünüyoruz. BaÅŸmüzakereciyi birlikte belirlerizHÃœKÃœMETÄ°N 17 Aralık’tan sonra Avrupa BirliÄŸi meselesini askıya aldı iddialarının en önemli dayanağı hálá bir baÅŸmüzakerecinin belirlenememiÅŸ olması. Bununla ilgili tevatür çok. BaÅŸbakan ve yakın çevresinin eski DışiÅŸleri Bakanı YaÅŸar Yakış’ı istediÄŸi, Abdullah Gül’ün ise Ali Babacan’dan yana olduÄŸunu konuÅŸuluyor. Konuyu BaÅŸbakan’a aynı bu ÅŸekilde açıyorum. BaÅŸmüzakereciyi ne ben tek başıma belirlerim, ne de Abdullah Bey. Ä°stiÅŸare ederiz. Burada bazı kriterler var. Siyasetçi olacak, ekonomiden anlayacak, devleti tanıyacak, hatta esprili bir kiÅŸiliÄŸi olacak. Aslında baÅŸmüzakereci BaÅŸbakan’dır, yani benim. Görüşmelerde heyetin başı kimse, baÅŸmüzakereci o. Åžimdi toplantılarda benim. Kiminde BaÅŸbakan, kiminde devlet baÅŸkanı. Åžimdi aradığımız, benim yetkilerimi kullanacak birisi. Bunu beraber belirleyeceÄŸiz. Ben, parti organları, hep beraber. Merak etmeyin 15 güne kadar belli olur. Burada Abdullah Bey’le bir fikir ayrılığımız olamaz.DoÄŸru, biraz sert çıktımSon günlerde biraz sinirli deÄŸil misiniz, mesela TÃœSÄ°AD gerginliÄŸi gibi. TÃœSÄ°AD da düğmeye basmış olabilir mi?(Gülüşmeler) TÃœSÄ°AD’ın düğmesi yok ki.Ömer Sabancı ile diyaloÄŸunuz... Ömer Bey’e yönelik açıklamalarınız sert olmadı mı mesela? Bu kadar acılı bir olayı hatırlatmak hoÅŸ muydu?DoÄŸru. Ömer Sabancı’ya biraz sert çıktım. Çünkü eleÅŸtiri zamanlaması ilginçti. Ben Fehriye Erdal kavgası vermiÅŸ Brüksel’den dönüyordum, sen kalkıp onun tam zıddı konuÅŸma yapıp savunuculuÄŸunu yapıyorsun. 6 Mart’taki olay öyle samimi bir protesto gösterisi deÄŸildi. Mesela, 6 Mart gerçek bir düğmeye basma örneÄŸidir. Tam troyka toplantısı öncesi terör örgütü başını destekleyen sloganlar, pankartlar ve provokasyon yapılıyor. Ortalık karıştırılıyor, terör destekleniyor. Eh, hani siz teröre karşıydınız. Troyka, bize baÅŸlattığımız tahkikat için teÅŸekkür etti. Biz bu ÅŸekilde her yerde çırpınırken, uçakta Türkiye’ye dönüşümde bana bu sözleri ilettiklerinde beynimden vurulmuÅŸa döndüm. Gazeteci gibi randevu alıp aracılık yapan varSon günlerde danışmanlarınız ve yakın çalışma arkadaÅŸlarınız eleÅŸtiriliyor. Gazetecilerin size ulaÅŸmalarını engelliyorlarmış. Bana ulaÅŸamayan gazeteciler varmış. Önce ÅŸunu sormak isterim, her arayan her aradığına hemen ulaşıyor mu? Size, ErtuÄŸrul Özkök’e veya Aydın DoÄŸan’a her arayan ulaÅŸabiliyor mu? Ãœstelik bana ulaÅŸmak çok da zor deÄŸildir. Cep telefonum hep yanımda. Bir arkadaşımda durur. Gece de baÅŸucuma koyar öyle yatarım. Bana herkes ulaÅŸabilir. Ama benden gazeteci gibi randevu alıp gelen, geldikten sonra baÅŸka iÅŸler için konuÅŸanlar var, aracılık yapanlar var. Elbette ki bunlara kapıları hemen kapıyoruz. Åžimdi BaÅŸbakan’a ulaÅŸamamaktan ÅŸikáyet edenler iÅŸte bunlar. Aslında az önceki sorunuzun da yanıtı bu. Akademik kariyeri çalışmasını etkilemiyorBaÅŸbakanlık MüsteÅŸarı Ömer Dinçer hakkındaki intihal iddiaları doÄŸru çıkarsa görevden alacak mısınız? Bu iddialar ciddi ve kanıtlanabilir gibi duruyor. Yakışıksız bir durum deÄŸil mi? Ömer Dinçer benim en yakın çalışma arkadaşımdır. Görevini yapış biçiminden çok memnunum. Herkes ÅŸunu bilsin ki, sonuna kadar kendisiyle çalışacağım. Hakkındaki iddialar BaÅŸbakanlık’taki göreviyle ilgili deÄŸil, Akademik kariyeriyle ilgilidir. Bu iddiaların doÄŸru veya yanlış olması, benimle yaptığı çalışmayı etkilemez. Ömer Dinçer BaÅŸbakanlık MüsteÅŸarı olarak kalacaktır. Åžunu da söylemek isterim: Bu iddiaların hepsi yargı önünde. Åžimdi ben bu konuda konuÅŸsam ‘Siyaset, yargıya etki ediyor’ denir. Peki sizin yaptığınız ne? Basın da yargıyı etkilemeye çalışmıyor mu? Bırakın yargı kararını versin. Yargıdaki bir konuyu yazmak, Basın Kanunu’na aykırı deÄŸil mi?Ä°ÅŸte Çin Seddi’nin mimarıÇevrenize Çin Seddi ören danışmanlarınız varmış. Böyle bir set var mı? BaÅŸbakan ErdoÄŸan karşısındaki Ömer Çelik’i iÅŸaret ediyor ve ‘İşte Çin Seddi’nin mimarı’ diyor ve ekliyor: ‘O setten geçebildikleri zaman bize ne tekliflerle geldiklerini gördük. Åžimdi o set bazılarına kapalı.’ Ömer Çelik lafa giriyor. Bu yazılara çok kızmış. ‘Birisi beni eleÅŸtiriyor. Küçük daÄŸları yaratmışım gibi dolaşıyormuÅŸum. Tekzip edeceÄŸim. Sadece küçük deÄŸil, büyük daÄŸları da ben yarattım diyeceÄŸim. Söylesinler bakalım BaÅŸbakan’a ulaÅŸtıklarında hangi taleplerde bulundular.’Kızılcahamam sohbetiBaÅŸbakan ErdooÄŸan’la AKP milletvekillerini kampa aldığı Kızılcahamam Asya Termal Resort’ta görüştük. Saat 17.00’de olması planlanan görüşmemiz, milletvekillerinin BaÅŸbakan’la yaptıkları toplantıda ErdoÄŸan’ı soru ve talep yaÄŸmuruna tutmaları nedeniyle 3 saat gecikmeyle baÅŸladı. YARIN: EMNÄ°YET’TEN DIÅžARIYA BÄ°LGÄ° SIZIYORÂ
button