Bu İspanyollar sokağın hızına nasıl yetişiyor

Tasarım Koordinatörü Celestino Garcia ile röportaj yaptık. Vitrinleri 15 günde bir yenileyen, her hafta mağazaya yeni ürünler sokan, fast fashion yani hızlı modanın gurusu sayılan bu markanın sırlarını çözmeye çalıştık.

CELESTINO GARCIO

SOKAKTAN ALDIĞIMIZI SOKAĞA VERİYORUZ

Celestino Garcia dört yıldır Mango’nun tasarım koordinatörü. 40 kişilik bir ekibi yönetiyor. Trendlere çok hızlı tepki verebilmelerinin nedenlerini şöyle anlatıyor: "Trend bizim için nefes demek. Biz sokaktan aldığımızı sokağa geriveriyoruz. Farklı ülkelerin farklı sokaklarından besleniyoruz. Paris sokaklarından elegan ve şık olmayı, Tokyo’dan en yeni eğilimleri, Londra’dan ise vintage trendlerini öğreniyoruz. Bu arada diğer markalar da aynı sokaklardan ilham aldığı için biz farklı ülkeler keşfetmeye çalışıyoruz."

Celestino ekibinin ajan gibi çalıştığını, sağduyularının çok kuvvetli olduğunu söylüyor. Olmadık mekanlara girip, ufacık detaylardan çok önemli şeyler yakalayabiliyorlarmış. Celestino Garcia İstanbul’a hiç İstanbul’a gelmemiş. "Yakında geleceğiz. Çok önemli şeyler yakalayacağımızı umuyorum" diyor.

CAMILLA ALVES

Ben mankenim oyunculuğu erkeğime bırakıyorum

Film yıldızı Matthew McConaughey’in sevgilisi ve oğlunun annesi. Camilla Alves, Mango’nun 2009 ilkbahar-yaz defilesine başmanken olarak çıktı. Sadece dört ay önce doğum yapmasına rağmen formuna kavuşmuş. AslenBrezilyalı. Los Angeles’a beş yıl önce teyzesini ziyaret için gitmiş. "Geldiğimin ikinci günü teyzem beni giydirip süsledi, bir mankenlik ajansına götürdü. Kayıt oldum ve iş beklemeye başladım. Bu süre zarfında para kazanabilmek için evlere temizliğe gittim ve restoranlarda çalıştım."

Camilla Alves, Matthew McConaughey’le de bu restoranlardan birinde tanışmış. Onlarınki ilk görüşte aşk. Sırrı ne? Brezilyalı olmak: "Her şey güzellikten ibaret değil. Aynı zamanda çok eğlenceliyiz. Ailemize bağlıyız. Ve yeteri kadar evciliz."

Camilla, oyunculuğu erkeğine bıraktığını söylüyor. Onun gözü moda dünyasında. Annesi ile birlikte el yapımı çantalar üretip satıyor. Koleksiyonun yarısı Brezilya’da, yarısı Amerika’da hazırlanıyor. Merak edenler www.mymuxo.com’a bakabilirler.

DAKOTA JOHNSON

Modanın içinde olmak benim için bir hediye

Don Johnson ve Melanie Griffith’in kızı. 19 yaşında. Önümüzdeki sezon Mango’nun Jean koleksiyonunun yüzü olacak. Çocukken veteriner olmak istermiş. Daha sonra vaktinin çoğunu film setlerinde geçirdiği için oyuncu olmaya karar vermiş.

Modayla olan ilişkisini şöyle anlatıyor: "Kendimi bildim bileli giyim kuşama meraklıyım. Lisedeyken asla saçlarımı taramazdım. Sarı pantolon üstüne pembe tişört, onun üstüne de çiçekli etek giyerdim. Kıyafetlerimi o kadar çok severdim ki hiçbirindan ayrılamazdım. Mesela çok sevdiğim üç tişörtün üçünü de üst üste giyerdim. Zamanla bu duruldu. Hálá saçımı taramıyorum ama daha uygun parçaları birarada giyiyorum."

Dakota Johnson’ın Kate Moss gibi stil ikonu olmak gibi bir hedefi yok. Mango’nun modeli olduğu için çok mutlu: "Çünkü Mango modayı uygun fiyata herkese veren bir marka." Dakota şu anda annesi ile birlikte yaşıyor. Ama yakında ayrı yaşamak için izin isteyecekmiş. Babasıyla da ilişkisi çok iyi. "Çok eğlenceli ve zeki bir adam. Babamdan çok arkadaşım gibi..."

ADAM LIPPES

GÜNDÜZÜ GECEYE GECEYİ GÜNDÜZE TAŞIYORUM

Önümüzdeki yaz Mango için özel bir koleksiyon hazırlayan Adam Lippes’in kendi markası Türkiye’de Vakko ve Beymen gibi noktalarda satılıyor. Adam Lippes markası dört yıl önce piyasaya çıktı. Tasarımcı daha önce RalphLauren ve Oscar De La Renta markalarının kreatif direktörlüğünü yaptı. Ve bir gün kendi markasını yarattı. "Oscar ile 7 yıl çalıştım. Hayatım boyunca onun kimliğinden izler taşıyacağıma eminim" diyor. Farklı yanlarını ise şöyle anlatıyor: "Oscar Amerikan lüks kültürünün en üst noktasıdır. Ben daha kolay alınabilir ve trend dışı şeyler tasarlıyorum. Gündüz giyilecek şeyi geceye, gece giyileni gündüze taşıyorum. 20’lerin sonunda hayata eğlence olarak bakan kadınlar için tasarım yapıyorum." Adam Lippes’in Mango koleksiyonunda da bu bakış açısını görmek mümkün. Amerikan spor tarzını Mango’ya yansıtmak istemiş. Yaptığı elbiseler gündüzleri parmak arası terlikle plaja, geceleri ise topuklu ayakkabılarla diskoya giyilecek cinsten.

DEFİLE İŞİN ŞOV TARAFI

2009 ilkbahar-yaz koleksiyonunda neler var? Dar paça şalvarlar, tulumlar, kısa, uzun elbiseler, arkadan şort önden etek gibi gözüken şort etekler. Tüm mankenler podyuma yanakları al al Semiha Berksoy makyajıyla çıktı. Fosforlu yeşil, turuncu, pembe gibi neon renkler hakim. Patlayan renkler beyaz, açık ve koyu gri gibi dingin tonlarla kombinlenmiş. Erkek koleksiyonunda kısa paçalı pantolonlar, bermuda ceket takımlar var. Boyunlarına ponponlu poşular ve devasa güller takmışlar. Celestino Gercia’ya önümüzdeki yaz erkekleri sokakta bu güller ve ponponlarla mı göreceğiz, diye soruyorum. Net bir şekilde hayır diyor: "Bu işin şov tarafı." Mango’nun erkek koleksiyonunun gay popülasyondan etkilenmediğini vurguluyor. Peki sizce bu yeşil ve pembe ayakkabıları hangi erkek giyecek?

BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

á Sahipleri Türk kökenli olduğu için Mango’nun dünyada sadece İspanya ve İstanbul’da defile yaptığını. Barcelona’daki defilenin mart ayında İstanbul’da da tekrarlanacağını.

á Barcelona’nın 45 dakika dışındaki yönetim binasının duvarlarını Türk sanatçıların fotoğraf ve resimlerinin süslediğini.

á Türkiye’deki iletişim müdürü Neşe Kohen’in Barcelona’ya her gittiğinde Mango’nun sahiplerine Güllüoğlu’ndan baklava, Koska’dan helva ve turşu götürdüğünü.

á Hangarın bahçesinin botanik bahçesine benzediğini, en yaşlı ağaca özel bir tek bakıcı olduğunu.

á Türkiye ekibinin defileyi Fransa ve Londra ile birlikte en ön sırada izlediğini, diğer ülkelerin arkalarda oturduğunu.

á Tesislerde saatte 30 bin giysi üretildiğini.

á Her geçen yıl Mango’nun aksesuvar koleksiyonuna daha çok önem verdiğini. Ve gelecek yıllarda Mango Aksesuvar mağazalarının açılmasının planlandığını.