Güncelleme Tarihi:
Yeni yayın döneminde eskilerin yanına, bomba gibi işler geliyor. Ekranda neler göreceğiz bu sene?
- Bu sene Kanal D’de “Arka Sokaklar”, “Öyle Bir Geçer Zaman ki” ve “Fatmagül’ün Suçu Ne?” devam ediyor. Onun dışında dört tane işin lansmanını yaptık. Biri, “Bizim Yenge”, ki seyirci çok sevdi, 9 reyting ortalamasını gördü. Diğer üçü de 5 Eylül’den itibaren yayına giriyor. “Kuzey Güney”, “Umutsuz Ev Kadınları” ve “Bir Çocuk Sevdim”... “Bir Çocuk Sevdim”in kasetleri geldi. Rejisi çok başarılı. Sahneler de çok etkileyici. Tanıtımları bile çok büyük ilgi çekti. “Kuzey Güney” de senaryosunu keyifle okuduğum, Ece Yörenç ve Melek Gençoğlu’nun çok etkileyici karakterler yarattığı bir proje. Bu arada “Doktorum”, “İrfan Değirmenci ile Günaydın” ve “Bana Her Şey Yakışır” da devam ediyor. “Minute to Win It” isimli yarışma programını ekim ayına hazırlıyoruz. Gündüz kuşağına da kadınların ilişkilerini ve sosyal problemlerini anlatan bir format hazırlıyoruz. Yolda bir de kasımda yayınlayacağımız bir “Keşanlı Ali Destanı”mız var. Dönem dizisi ve Çağan Irmak çekecek. D Prodüksiyon yapımcılığını yapıyor. Ocak ayında Gülse Birsel’in yazdığı “Yalan Dünya” geliyor. Olgun Şimşek, Hasibe Eren, Beyazıt Öztürk, Sarp Apak ve Gülse Birsel yer alıyor. Güzel bir komediye hasretiz, onu bekliyoruz.
D Prodüksiyon “dönem işleri” misyonunu mu üstlendi?
- Hayır, böyle bir misyonu yok D Prodüksiyon’un. Sonuçta “Geniş Aile” de D Prodüksiyon’un işi. Dönem işleri denk geldi sadece. İyi tekst bulmak çok zor. “Keşanlı Ali Destanı”na Çağan çok heyecanlandı. Daha önce bizim de üzerinde çok çalıştığımız, rejisinin çok iyi olması gereken bir iş. Çağan yükselince biz de heyecanlandık. Şu anda Keşanlı Ali’nin mahallesi plato olarak kuruluyor.
TÜRK SEKSİSİ EVRİM SOLMAZ
Kanal D ekranının sevdiği yüzler var mı? Mesela Kıvanç Tatlıtuğ ve Beren Saat’i hep Kanal D’de görmeye alıştık.
- Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ, uzun süredir ekranda gördüğünüz oyuncular. Beren işini çok iyi yapıyor, ben isterim ki hep Kanal D ekranında olsun. Kıvanç da öyle. İkisinin de bu ekranda olmasından keyif alıyorum. Ama tekstteki karakter de onlara hizmet etmeli elbette. Hiç olmayacak bir rolde “illa oynasınlar” diye zorlamak yanlış olur.
“Umutsuz Ev Kadınları”nın adaptasyon olması negatif bir algı yaratmıyor mu?
- Biz de adaptasyon sevmeyiz. Bir türlü oturmaz ve tam Türk olmaz. Fatih Aksoy bir sene önce bu fikirle geldiğinde “Senaryo nasıl olur” dedim. Çok zor bir işti. Ama o kadar güzel bir dizi geldi ki... Kadınlar bizden, olaylar, diyaloglar bizden. Senaryosu Meryem Gür’e ait. O kadar güzel yazmış ki, bugüne kadar yazılmış en iyi adaptasyon senaryo olabilir. Orijinal versiyonu izleyenler mutlaka kıyaslama yapacaktır ama izlemeyen biri hiç sorgulamadan sevecektir.
Dizinin Eva Longoria’sı kim peki?
- Evrim Solmaz. Siz onu, “Hanımın Çiftliği”ndeki Gülizar karakterinden tanıyorsunuz. “Türk seksisi” diyoruz ona.
ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ BU SEZON GÜRÜLTÜDEN UZAK
“Öyle Bir Geçer Zaman ki”, çok heyecanlı bir sezon finali yaptı. Neler göreceğiz önümüzdeki hafta?
- Yeni sezon senaryolarını okuduğumda yeni bir diziye başlıyormuşuz gibi hissettim. Şu anda dört bölüm çıktı. Daha naif, gürültü ve patırtılardan uzak. Hikayede zaman atladığımız için her karakterin kendi yolunda biraz daha ilerlemiş olduğunu görüyoruz. Osman bu sene ilkokulda ve aşık. Biraz daha hayatı keşfetmeye başlamış. Bir tarafıyla sokakta ve kendi başına bir birey olma yolunda. Artık biraz da muzırlaşmış. Zaman atlaması var. Projenin tasarımı da öyle yapılmıştı. Dolayısıyla o lezzet aynı şekilde devam ediyor.
“Arka Sokaklar” da altıncı sezonuna giriyor...
- Aynen öyle. Bu yüzden de başarılı bir iş. Bir sürü yeni dizi başlıyor ama “Arka Sokaklar” dizilerin arasından ayrışan tek yapım. Bu tarzda bir sürü polisiye yapıldı, hiçbiri onun kadar başarılı olmadı. “Arka Sokaklar”ın başka bir dinamiği var. Genelde dizilerde neden her şey uzun ve ağdalı diye şikayet ederiz ya, onlarda çok hızlı bir dinamik var. Tekrarları bile çok izleniyor. Çok zor bir iş, bu da Türker Bey’in (İnanoğlu) başarısı.
BİZ DE GECEDE 3 DİZİ YAYINLAMAK İSTERİZ
Dizilerin kalitesini nasıl buluyorsunuz?
- MGM’in chairman’ine yaptığımız işlerden örnekler gönderdiğimde, beni Amerika’dan arayıp “Siz neler yapıyorsunuz!” dedi. Gerçekten standart yükseldi. Artık çok iyi prodüksiyonlar, iyi senaryolar, özenli oyunculuklar var. 10 sene önce iki oda bir salon diziler yapılırdı. Biz de bir gecede üç dizi yayınlamak isteriz ama bir diziyle geceyi geçiriyoruz. Bunun için 45 dakika özet ve yeni bölümü veriyoruz. Reklam gelirleriyle ancak giderleri karşılayabiliyoruz. Ama sürekli “Aynı cümleyi yeniden kurmayalım” diyoruz. Bu yüzden hep artı bir şeyler yapmamız gerekiyor.
Dizilerin ön hazırlığı ne kadar sürüyor?
- Genellikle 1-1,5 yılı bulabiliyor. En yoğun hazırlık, senaryo üzerinde yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl, “Öyle Bir Geçer Zaman ki”ye başladığımızda 17 bölüm senaryosu hazırdı. Ön hazırlığı ne kadar uzun yaparsanız o kadar sağlam ilerliyorsunuz. İki-üç ay oyuncu seçimi ve set ekibinin ön çalışması oluyor.
BU İŞİN BİR MATEMATİĞİ YOK
Kanal D’nin reddettiği bir diziyi başka kanallarda gördüğünüz oluyor mu?
- Oluyor. Ama şimdiye kadar “Hayır” dediğimiz ve çok yüksek reyting yapan bir iş olmadı... Biz bir hikaye anlatıyoruz ve insanlara sunuyoruz. Günün sonunda sonucun ne olacağını kimse bilemez. Bunun bir matematiği olsaydı, herkes uyguluyor olurdu. Bir bakıyorsunuz mesela, Steven Spielberg iki film yapıyor herkes seviyor, üçüncü filmi sevilmiyor. Ama tabii işleri okurken başarılı olma ihtimalinin ne olduğunu görüyorsunuz. Kanal D’nin standartları ve hedefleri çok yüksek. Öyle bir iş bulmalıyız ki, o iş 15-20 reytingi bulmalı. Bu yaratıcılık için de bir risk. Başka bir kanal için ortalama bir reyting kabul edilebilirken, biz o reytinge birkaç bölüm daha tahammül edemeyebiliyoruz.
MUHTEŞEM YÜZYIL’LA GURUR DUYUYORUM
Kanal D, 365 günün 308’ini zaferle kapamış, ki bu bir rekor. Peki çarşamba gününün birinciliğini “Muhteşem Yüzyıl”a kaptırmanız konusunda ne düşünüyorsunuz?
- Gerçekten güzel bir iş yaptılar. Dizinin yapımcısı Timur Savcı, yazarı Meral Okay ve uygulayıcı yapımcısı Nermin Eroğlu yakın dostlarımdır. Yaptıkları işten gurur duyuyorum. Bu sektörü bu tarz işler yükseltiyor. Biz bir taş koyuyoruz, onlar da koyuyor. Bu sezon her yapımın çıtasının biraz daha yükseldiğini göreceksiniz.
http://twitter.com/hurriyetmagazin