Bu hareketin ikonlaşmasını beklemiyordum

Yeni ‘Son Ayin’de Nell’i nerde buluyoruz?
- Tam olarak ilk filmin bittiği yerden başlıyor. Nell’i ormana doğru kaçarken buluyoruz. Akli durumunun nasıl olduğunu, ne derece travma sonrası stresi yaşadığını, ne kadar parçalanmış olduğunu bilmiyoruz. Ve iPod’un bile ne olduğundan bile habersiz olarak kendini New Orleans, Mardi Gras’ta buluşunu izliyoruz. Böyle bir yerde kendi hayatını kurmasını; müzik, makyaj, arkadaşlar ve erkek arkadaş gibi yeni ama yasak şeylerle şeytanın onunla nasıl eğlendiğini ve kendisi için bir yol bulduğunu izliyoruz. Ve bütün bunları teker teker elinden alışını...

Bir devam filmi yapma fikrine ilk tepkiniz ne oldu?
- Nell sevdiğim bir karakter. Onu inşa etmek harikaydı ve tabii Abalam’ı da; Nell’i ele geçiren şeytanı. Bu yüzden tekrar çağrıldığımda, buna can atıyordum. Nell’in yolculuğunu görmek istedim, çünkü dünyada daha önce hiç görmemiş olduğu ve keşfedeceği çok fazla şey var. Bu durumu ve hissettireceklerini yaşamayı istedim.

Sahte belgesel formatındansa daha geleneksel bir yöntemi tercih etmeleri sizi mutlu etti mi?
- Bence uslübu değiştirmeleri beklenmedik bir şeydi ve mükemmel oldu.

Nell’in karakterine nasıl oturduğunuzu göz önüne alırsak, ilk filmde başına gelenlerden sonra nasıl bir ruh halinde olacağına dair fikriniz var mıydı? Devam filmini yaparken kendi eklemelerinizi yapmakta özgür müydünüz?
- Yapımcılar aynıydı, Eli Roth, Strike Entertainment ve StudioCanal. Ve bu inanılmaz yapım ekibi için karaktere doğru yaklaşmak öyle önemliydi ki bana senaryoyu gönderip katkıda bulunmamı söylediler. Hem oynamak hem de deneme yapmak için epey güvenli bir set ortamı hazırladılar; dublör kullanmamak benim için çok önemli. İlk filmi çekerken yönetmen, denemek istediğim bir şey var mı diye sorduğunda ona ‘geriye köprü’yü gösterdim ve o da ‘tamam bunu yapıyorsun’ dedi, bu hareketin bu derece ikonlaşmasını beklemiyordum.

Nell’in hareketlerinden birini yaparken yaralandığın söylentisi çıkmıştı.
- Kendimi havaya kaldırmayı öğrendim. Şaka yapıyorum, bu beceriye sahip değilim. Ama dublörlerin bile çekinerek yaptığı bu geriye doğru köprüde yükselme hareketi yüzünden oldu; sadece sekiz çekim yapacağız demişlerdi ama 16-18 tane çekim oldu. Birkaç ay önce doktoruma gittim ve bana “Alt omurganızda bir stres kırığı olduğunu biliyor muydunuz? Jimnastik ya da ona benzer bir şey yapıyor musunuz?” diye sordu. Ve ben de “Evet, aklıma bir şeyler geliyor” dedim.

Nell’i oynamak yorucu mu? Karakteri hem fiziksel hem de zihinsel olarak anlamak için çok fazla şeyi göze almış gibisiniz.
- Ama eğitimini aldığım ve uğraş verdiğim şey tam da bu. Ben işi hep tatil gibi düşünürüm ve işler arasında kalan zamanı da... Yani film bittiğinde yorucu oluyor. Yönetmen Ed Gass-Donnelly’nin en iyi yönü ortak çalışmaya dayalı bir set yaratması. Yani, New Orleans’da Mardi Gras mezarlıklarında çekim yapıyoruz ve hepsi canlı. Bir oyuncu için hayalinde bunları canlandırıp oynamaktansa, tam da bunların ortasında bulunmak büyük şans.

Yüzlerce korku filmi teklifi alıyor musunuz, geleceğin ‘çığlık kraliçesi’ olabilir misiniz?
- Bir şeyler geliyor ama Son Ayin’de heyecan verici olan, beden oyunculuğumun öne çıkmasıydı. Bundan sonra bir sürü senaryo geldi, içlerinde beni en çok çeken ‘The Day’ oldu ki onu da zaten yaptım. Yapımcı ve yönetmenle olan görüşmede bana “Dublörsüz oynayacaksın, kilo ver, av tüfeği kullanmayı öğren, belki kendi kafanı traş etmeni isteyebiliriz” dediler ve bu müthişti! Zorlandıkça, dönüşümü yapmak daha da heyecan verici oldu.

Bu tipi oynamak eğlenceli olmuş olmalı.
- Evet! Ben, Yaratık seyrederek bir Ripley hayranı olarak büyüdüm. Ayrıca aksiyon filmlerine bayılırım ve erkeksi bir yanım vardır. Bu yüzden de av tüfeği kullanmak heyecan vericiydi.

‘Son Ayin 3’ için hazırlık var mı, biliyor musun?
- Şeytanın son ayini yoktur. İlki Cotton Marcus’un son şeytan çıkarmasıydı. Filmde beni en gururlandıran sahne finaldeki değişim. Bu, yalnızca Eli Roth’un yapabileceği bir şeydi. Seyirci büyük bir şok yaşayacak ve bu onları bir hayli korkutup şaşırtacak.